on altı

1.1K 106 175
                                    


"Gelmişler," diye duyurdu Dean. "Gidip onları alsam iyi olur."

Cas heyecandan ve gerginlikten ölmek üzere değilmiş gibi başıyla onayladı. "Tamam, bende masayı hazırlamaya başlarım. Muhtemelen acıkmışlardır."

Dean uzanıp bir veda busesi kondurdu dudaklarına. "Endişelenme, seni sevecekler. Sende onları seveceksin."

"Umarım,"

Dean gittiğinde Cas hızlıca ayna karşısına geçip üstünü başını kontrol etti, dağınık saçlarını düzene sokmaya çalıştı. Meg'le komşu çocukları olarak büyüdükleri için aileyle tanışma faslı zor değildi, hiç hemde. Şimdiyse bebeğini taşıdığı adamın ailesiyle tanışacaktı, 3 haftadır aynı evde yaşadığı. Öncesi yoktu ve bu kötüydü, anne babasıda biliyor olmalıydı tek gecelik bir ilişki olduğunu. Hadi Cas hakkında kötü düşündülerse? Her gece başkalarıyla takılan bir piç gibi mesela?
Bugün kesinlikle kolay olmayacaktı.

Masayı gerek olmasada tekrar sildi ve tabakları yerleştirdi. Yemek beklenildiği üzere dışardan servisti. Dean tüm iddialı konuşmalarına rağmen zevkle yenebilecek herhangi bir yemek yapamamıştı.

Masada oturup yine abisine mesaj attı. Babasının şirketini o idare ettiği için çok meşgul oluyordu ve zaten telefondan muhabbeti de sevmiyordu. Cas aslında onu ziyarete gitmeyi planlanmıştı, vize sonrası. Hamile olduğunu öğrenmeden önce.

Zil çalınca Cas hemen telefonunu cebine koydu ve hızlı adımlarla gidip kapıyı açtı. Açmasıyla sıkı bir kucaklamaya maruz kalması bir oldu. Dean arkadan özür diler bakışlar atıyordu.

Mary olduğunu tahmin ettiği kişi geri çekilip "Üzgünüm." dedi. "Bu anı düşünüp duruyordum Dean söylediğinden beri."

"Sorun değil," Cas gülümsedi. "Lütfen içeri geçin."

Mary, John ve Sam bir bir önünden geçip salona ilerlediler. Dean en son girdi "Seni şimdiden sevdiler."

"Yada göbeğimdeki bebekleri," diye takıldı Cas. Salona gittiler ve John elini uzattı, "Ben John, tanıştığımıza memnun oldum."

Sam tarafından bir gülme sesi geldi. "Kusura bakmayın, yol boyunca bunun provasını yapıp durdu da. Ben Sam, bu piçin kardeşiyim."

John küçük oğluna ölümcül bir bakış attı. "Düzgün konuş evlat, o senin abin."

Sam omuzlarını silkti, Cas geç olsada cevapladı: "Bende Castiel Novak ve her birinizle tanıştığıma memnun oldum."

Mary ışıltı saçan bir gülümsemeyle bakıyordu. "Göbeği belli olmuş bile, çok sevimli değil mi John? Bir torunumuz olacak."

Cas "Aslında iki torununuz." dedi şaşırarak, sevgilisine dönüp. "Dean ikizler olduğunu söylemedi mi?"

Mary "Aman Tanrım!" diye bağırdı, John'da en az onun kadar şaşkın görünüyordu ama belli etmemeye çalışıyor gibiydi. "İkizler mi? Dünyadaki en mutlu büyükanneyim şu an!"

"Bir piç olduğunu söylemiştim," dedi Sam. "Bunu bizden niye sakladın ki?"

"Böyle öğrenmenizin daha eğlenceli olacağını düşündüm." Dean çok mutlu görünüyordu, yüzünde çok nadir beliren o çocuksu ifade vardı.

crazy but not in love// destiel mpreg ✔️Where stories live. Discover now