》0》0》4》

14 1 0
                                    


°°°°°°°°°°°°°°°°°

Sırtımdaki ağrıyla yüzümü buruşturdum. "Her yanın ağrıyor bu e be böyle." diye homurdanırken gözlerim açtım. Oturduğum yerden gerilip sızlanan bedenimle uykum açılmaya başladı. Karşımda koltukta uzanan adamla irkilip kaşlarımı çattım.  "Ne oluyor olum burda?"diye mırıldanırken dün geceyi hatırlayınça anında toparlandım.

Birde bu çıktı başıma. Allahtan sonunda aileme kavuşacamya. Bununlada başa çıkarız.

Üzerimdeki montu çıkarırken ayağa kalktım. Koltukta uzanan adamın yanına giderek kolundaki sargıya baktım, kanamamıştı. Karnındakine de bakmam gerekiyordu ama onu huylandırıp uyanadırmak istemiyordum şu an. Doktor öğlene kadar uyuyacağını söylemişti.

"Zatan kanasa tişörtünden çıkardı." diye mırıldanıp kalktığım yere tekrar uzandım. Koltuğa tekrar oturunça karnımdan bir guruldama geldi.

Yan tarafımdaki saate baktım.. Saat daha ona geliyordu. Daha uyanmasına çok var. Kendi karnımı doyurayım sonra onun çaresine bakarız. Tekrar ayaklanıp odama doğru ilerledim.

Leş gibi olmuşum birde banyo mu yapsam? Bu uyanırsa ne yapacam? Uzun uzun banyo yapmam bende üzerimdekiler gitse yeter.

En iyisi kısa bir duş sonrasında ise karnımı doyurmak. Odama girip kapıyı arkamdan kitledim. Hemen kıyafet seçip banyoya girdim. Beş dakikalık bir duş alıp hemen üstümü giydim. Saçıma bir havlu sarıp banyodan çıktım. Karnım tekrardan guruldayıca daha fazla dayanamayıp mutfağa doğru gittim. Kendime uzun uzun bir kahvaltı hazırlamayı çok istesemde normal bir sandiviç hazırlayıp mutfak tezgahına oturup onu izlemeye başladım.

Siyah saçları daha da dağılmıştı ve rengi biraz solmuştu. Üzerine örttüğüm pike beline kadar inmişti. İlk başya beyaz olan rişörtü çamur ve kan içindeydi. Koltuğa sığmadığı için ayaklarını bükmüstü. Rahat bir uyku uyuyor gibi gözükmüyordu.

Ama hala bir gerizekalı gibi gözüküyordu. Ne kadar ki bölümünü yurtdışında çok bilindik bir üniversitede derece ile bitirmiş olsada ve bitirdiği tüm okullarda mükemmel derecelerle bitirmiş olduğunu bilsemde. Benim gözümde hala bir gerizekalı.

Kenara koyduğum su bardağını almaya çalışırken yanlışlıkla tezgahtan cam tabağı yere düşürdüm. "Hay ben böyle işin ya." diye mırıldanıp elimdeki sandiviçi kenara koyup tezgahtan indim.

"Ne kırıyorsun odanın içinde aysel teyza ya!" diye homurdanan kişiyle kaşlarımı çattım. "Aysel teyze ne be! Ben senden kuçügümdür." diyerek kaşlarımı çattım. Yerdeki büyük parçaları elimle toplayıp geri kalktım. Elimdekileri çöp sepetine atarken "Bura neresi?" diyen sesle suratımı astım.

Daha yemek yiyordum ben, senin daha iki saatin vardı. Aç mı kaldım ben yine?

Yüzüme bir gülümseme yerleştirip yanına gittim. Koltuktan doğrulmaya çalışıyordu. Hızla yanına gidip buna engel oldum. Çatık kaşlarla bana baktığında göz göze geldik. Ellerimi çekip bir adım geriledim.  "Lütfen uzanın dikişinizi zorlayacaksınız." Hala çatık  kaşlarıyla beni süzdü. Başımda siyah küçük bir havlu, üstümde siyah bir atlet ve siyah bol bir eşortman altı. Atlet olmasaydı iyiydi.

"Sen kimsin ve neredeyim?" söylediğini pas geçip önce kendi istediğimi gerçeklestirmeye çalıştım. "Rica ediyorum lütfen uzanın. Yaranız var. Anlatacağım herşeyi." derkende omuzlarından tutup onu tekrardan koltuğa yatırdım. Dikkatle beni incelemesinden rahatsız olsamda şuan bunu umursamamaya çalıştım. 

Geri çekilip "Aç mısın? Sana birşeyler hazırlayabilirim?" dedim tüm iyi niyetimle fakat hala çatık olan  kaşlarıyla "Direk olanları anlatsanız daha iyi olur." dedi bir öneriden çok bu yapılaçak diye emir verir bir tonu vardı. Bu emrini de görmezlikten gelip "Ben size çorba yapayım halsizsiniz biraz. O hazır olana kadarda sorularınızı cevaplarım." deyip cevapını beklemeden hızla mutfağa yöneldim. Arkamdan birşey mırıldandı ama duymadım. Dolaplardan malzemeleri çıkarıp çorbayı hazırlamaya başladım.

Sesimi DuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin