d ö r t

1.2K 128 131
                                    

minnie

günaydın sevgilim 

neden dalgınsın

hyunjin 

daha önce de söylemiştim, kafamı karıştırıyorsun 

minnie

ama üstüne düşününce haklı olduğumu fark ettin

kimsenin sırtında yanlışlıkla oluşan kemer izleri olmaz 

hyunjin 

nasıl benim bilmediğim şeyleri bilebilirsin 

minnie 

dedim ya 

sana beni unutturdular ama ben seni hatırlıyorum (görüldü, 09.04)

minnie

hyunjin (23.24)

senden bir şey isteyebilir miyim 

lütfen 

ihtiyacım var 

hyunjin 

ne oldu 

minnie 

sana sarılabilir miyim (görüldü, 23.26)

tamam, yüzünü bile hiç görmediğin tanımadığın bir insanın senden bunu istemesi ve senin kabul etmen çılgınlık ama lütfen (görüldü, 23.28)

her neyse (23. 34)

boşversene 

rahatsız ettiğim için özür dilerim

iyi geceler 

hyunjin  

evimin iki sokak aşağısında bir park var 

oraya gel 

bulunmak istemiyorsan bakmam sana 

söz 

minnie

ciddi misin sen 

hyunjin 

vazgeçmeden gel 

hava soğuk 

minnie 

teşekkür ederim sevgilim

///

seungmin, yüzündeki ıslaklığı kollarına silip kapüşonunu başına çekti. giydiği hırkanın içinde kaybolmuştu ve bu onu olduğundan daha küçük gösteriyordu. birkaç metre ötesinde adımlayan hyunjin'e baktı. gülümseyip yavaşça ona yaklaştı. sırtına başını yaslayıp kollarını beline sardı. birden hissettiği ellerle irkilen hyunjin elleri çekmeye çalıştı ama seungmin daha sıkı sardı. hyunjin gelenin kim olduğunu anlayınca rahatladı ama yine de emin olmak istiyordu. 

''minnie, sen misin?''

seungmin yavaşça kafasını salladı. hıçkırmamak için kendini sıkıyordu. 

''bunu evet olarak kabul ediyorum.'' 

seungmin cevap vermedi. 

''böyle sen bana sarılmış oluyorsun ama. benim çıkarım ne olacak?'' 

seungmin bir elini hyunjin'in belinden çekip telefonuna ulaştı. tek koluyla ona sarılırken mesaj  yazmaya başladı. telefonu elinden bırakmadan tekrar iki koluyla sardı önündeki bedeni.

hyunjin titreşen telefonu eline aldı. 

minnie, 1 yeni mesaj. 

ekranı açtı.

minnie

konuşamam

hyunjin ''neden?'' diye sordu. 

seungmin kendi sırtını hyunjin'inkine yaslayıp tekrar telefonu eline aldı. 

minnie 

henüz değil

hyunjin ekrana öylece bakarken ''yazıyor...'' yazısıyla beklemeye başladı. 

minnie 

sen konuşsan çok güzel olurdu 

sesini duymayı özledim 

hyunjin titrek bir nefes alıp yavaşça yere çöktü, onunla beraber seungmin de. 

''neden seni hatırlamıyorum diye sorsam 'ileride anlayacaksın' diyeceksin.o yüzden bunu pas geçiyorum. neden sarılmak istedin?''

minnie

kabus görüyordum

''ne gördün?''

minnie

gittiğim günü

özür dilerim hyunjin 

seni bıraktığım için özür dilerim 

''ne zaman tam olarak anlatacaksın?''

minnie

az kaldı

çok az kaldı 

sonra beni bir daha görmeyeceksin zaten 

hayatından çıkacağım  

öylece oturdular. hyunjin kocaman soru işaretleri ile, seungmin pişmanlığı ile. 

''benim... gitmem gerek.'' ayağa kalktı, arkasını dönmeden ilerlemeye başladı. ''görüşürüz minnie.'' 

seungmin ise sabaha kadar oradaydı. hyunjin kalktığı an sırtı boşluğa düşmüştü. 

kafasını dizlerine gömdü seungmin. hyunjin de böyle hissetmiş midir?

hastane kapısından ilk içeri girdiğinde yalnız hissetmiş olmalıydı, değil mi? 

//

bö!

kuklalar || hyunmin [skz]Where stories live. Discover now