∆14∆

703 73 38
                                    

"Geldiğin için teşekkürler, bu benim için önemli."

Saçları hafif rüzgarda dalgalanıyordu. Hergün saçını farklı modelde yapan kız bugün tıpkı Remus'un saçları gibiydi, biraz daha uzundu sadece.

"Ne zaman istersen gelirim Rem." dedi gülümseyerek kız. Remus ona bakıp gülümsedi ve elini tuttu. Kalbi her zamankinden biraz daha hızlı atıyordu. Dora ise nefes alamayacak gibiydi, bir an için kalbinin durduğunu sandı.

"Bak! Dondurmacı orada. Hadi birer tane alalım." Adımlarını hızlandırdı genç adam. Kızı da peşinde sürüklüyordu. Dora kendini toparladı -artık nefes alıyordu- ve Remus hâlâ onun elini sıkarken arkasından koşturdu.

Dondurmacının yanına geldiklerinde Remus hiç yemek yememiş gibi çikolatalı dondurmaya bakıyordu, ağzının suyu akarken Dora kıkırdadı ve iki çikolatalı dondurma istedi.

"Söyle bakalım küçük kurdum, manzarayı beğendin mi?" dedi genç kız banklardan birine oturduklarında, hava çok güzeldi, güneş batıyordu ve denizin kokusu kendini sevdirmek için sürekli onlara yaklaşıyordu, kıyıya vuran dalgalar yukarı fışkırıyor, hissettirmeyecek damlalar ikisinin yüzüne çarpıyordu. Hâlâ elleri birleşikti.

Dora'nın gözleri kapalıydı, denize dönüktü ve dalgaların sesini dinliyor gibiydi. Remus mavi gözlerini Dora'ya dikti, "çok güzel." dedi sesi dalgalarla karışırken.

Elini bırakmak istemiyordu, artık alışmış gibiydi. Dora bütün gücünü Remus lanetini unutsun diye harcıyordu, başarıyordu da. Remus gerçekten artık önemsemiyor gibiydi. Sadece bir insandı. Kendini her ay dolunayda dönüştüğü canavar gibi hissetmiyordu, bunu yapan ise sadece Dora'ydı. Ona sevgisini hissettirmek ister gibi elini sıktı, Dora gözlerini açıp Remus'a döndüğünde ona sevgiyle bakan mavi gözler karşısında şaşıp kaldı.

Dondurması erimek üzereydi, Remus ise çoktan külahı kemirmeye başlamıştı.

"Kokusu çok güzel, manzaranın yani." dedi Remus. Dora şaşırdı.

"Manzaranın kokusu olduğunu sanmıyorum." dedi.

"Yo, benim manzaramın var. Bak!" Gözlerini kapattı Remus, derin bir nefes aldı. "Tıpkı Dora gibi kokuyor."

Dora o kadar utanmıştı ki dondurması elinden kayıp yere düştü. "Ah, çok sakarım." dedi yüzünü saklamaya çalışırken, Remus güldü. Çok tatlıydı ona göre.

"Hadi gel, yenisini alalım." dedi gülerek Remus.

Dora dudak büzdü, "istemiyorum artık, zaten erimişti." dedi memnuniyetsizce.

Uzun bir süre sessiz kaldılar, esen hafif rüzgar denizin kokusunu getiriyordu ve dalgaların sesi kulaklarına ulaşan tek sesti. Gözleri kapalıydı ve Remus'un başı Dora'nın omuzuna düşmüştü. Uzun süre sonunda konuşan Remus oldu.

"Aslında kimse kaos çıkarmadı, ben gelmelerini istemedim." dedi, Dora sabahki konuşmalarını hatırladı. "Seninle yalnız kalmak istedim. Bu yüzden onları başka plan yapmaları için zorladım."

Dora'nın yavaş yavaş hızlanan kalp atışları kulağına geliyordu.

"Sanırım bu lanetin ilacını buldum," devam etti Remus, "sensin."

Dora'nın omuzundan kalktı ve gözlerini açtı, Dora da dönüp Remus'un mavi gözlerine takıldı.

"Aslına bakarsan beni gerçekten ben gibi hissettiriyorsun, sürekli güldürüyorsun ve yanındayken ailem gibi hissediyorum. Bu hissi ömrüm boyunca hissetmek istiyorum Dora."

"Şey, eve mi gitsek?" diye atladı Dora, önceden bir şeylerden kurtulmaya çalışan hep Remus olurdu şimdi sıra Dora'daydı. Remus güldü.

"Sen beni dinlemiyor musun Dora?" dedi sakin sesiyle. "Sana hem duymak istediklerini hem de gerçekleri söylüyorum. İkimizin de istediklerini..."

"Ama sen beni-" diye başladı Dora, yüzü asık gibiydi.

"Hayır," diye böldü onu. "seni istiyorum, sadece korkuyordum. İnsanlara zarar vermek beş yaşımdan beri doğamda var, bu yüzden korktum, sana da zarar veririm diye. Bilmiyorsun - sana zarar gelirse -hele bu benim yüzümden olursa- benim canım daha çok yanar. Ailemi hiçbir zaman bilerek incitmek istemem."

"O zaman kaçma Remus." dedi kararlılıkla Dora. "Kaçma ve sevgime karşılık ver, ikimizin de canının yanmasına son ver."

"İşte tam da bunun için seninle buraya yalnız gelmek istedim." gülümseyerek konuştu Remus, yüzündeki derin olduğu anlaşılan yara izleri batan güneşin ışığıyla iyice ortaya çıkmıştı ve oldukça çekici görünüyordu. Dora yavaşça kollarını onun boynuna sardı ve saçlarını okşadı. Remus bunu bekliyor gibiydi, anında elleri genç kızın ince beline dolandı ve kokusunu içine çekti.

Kolları birbirlerinin vücutlarından ayrıldığında Remus tekrar kızın elini tuttu ve ayağa kalktı. "Hadi gidelim, hava kararmak üzere." Dora'nın düşürdüğü dondurmaya basmaktan son anda kurtuldu ve Dora'yı da kurtardı.

𝐦𝐨𝐜𝐡𝐚 ⋆ remadora, texting.حيث تعيش القصص. اكتشف الآن