14

1.2K 124 107
                                    

Ruhen ve bedenen dağılmış haldeydim, ona saldırdığımda ne olacağını düşünüyordum bilmiyordum ama aynada kendimi gördüğümde umduğum şey kesinlikle bu değildi.

Yüzümü dağıtmıştı.

Kendine geldiğinde soru sormayı kesmiş ve bana vurmaya başlamıştı. Minseok bizi ayırmaya çalışmış başarılı olamayınca bağırmaya başlamıştı. Arka odadan çıkan Baekhyun ve Chanyeol onunla birlikte bizi ayırmayı başardığında delirmiş gibiydim. İlk kez birisine vurmuştum, ilk kez bu kadar ileriye gitmiş ve tepkisini düşünmeden hareket etmiştim.

"Bir torba buz daha getireyim." Baekhyun sessizce konuştuğunda Chanyeol onu onayladı. Yüzümün ne hale geldiğini gördükten sonra durgunlaşmıştım, bana bir şey sormadıkları takdirde konuşmuyordum. Jongin L şeklindeki koltuğun ucunda oturuyordu elindeki kanla kaplı peçeteye küfür ederek masanın üzerine atıp temiz bir tane daha aldığında bir anlığına gözlerimiz kesişmişti.

Artık ona bir öfke duymuyor gibiydim kızgınlığım sadece kendimeydi. Eğer aptal olmasaydım ne ona inandırdım ne de Luhan'a. Sadece işimi iyi yapmaya odaklansaydım belki bunlar asla başıma gelmezdi, onun iyi davranmamasını aklıma bu kadar çok takmasaydım bunu yaşamazdım değil  mi?

"Junmyeon'u aramamamız konusunda emin misin Sehun?" Gözlerimi bacaklarımın üzerindeki ellerime çevirdim. Ona nasıl defalarca vurmuştum öyle? Düşününce bile kendime inanamıyorum ama şimdi karşımda dağılmış suratına baktığımda her şey netti. Yanağı şimdiden şişmişti, dudağı patlamıştı masanın üzerindeki kanla kaplı peçeteleri saniyeler önce Minseok çöpe atmıştı. Tişörtü sayemde yırtılmıştı, saçları dağılmıştı, kendinde değil gibi duruyordu.

Junmyeon'u ve Jongdae'yi aramamalarını söylemiştim nedeni ise basitti onları rahatsız etmek istemiyordum. Eğer kendimi bir ezik gibi hissetmeye devam etseydim dayanamayıp Jongdae'yi arayabilirdim ama  şimdi onları aramaya gerek kalmamıştı.

"Eminim."

Başımı kaldırdığımda nazikçe Baekhyun'un getirdiği buz torbasını kaşımın üzerine bastırmaya devam etti. Uykudan kalktıkları için o ve Baekhyun sersemlemiş gibiydiler. Minik kaniş esneyerek mutfak tezgahına yaslandı ne için kavga ettiğimizi sormak istiyordu ama ortamdaki gerginlik ona engel olmaya devam ediyordu.

"Luhan ile neden tartışıyordun?" Minseok birasını içmeye devam etmeden önce konuştu. Baekhyun, Chanyeol ve Jongin bir anda bana bakmışlardı. Luhan'ın buraya geleceğini biliyorlardı neden şaşırmışlardı ki? Yoksa iddia konusuna hepsi mi dahildi?

"Özel bir konu. " dedim sessizce. Chanyeol yavaşça alnımdaki buz torbasını masanın üzerine bırakıp yüzüme yaklaştı. Jongin'in bıraktığı hasarı inceliyordu kendince. "Iyiyim teşekkür ederim."

"Bize bir şey anlatmadığın sürece gitmeyeceğiz." Baekhyun Jongin'in yanına hızlıca oturup ellerini masanın üzerinde birleştirdi. Onlara her şeyi anlatmak içimdeki közleri alevlendirmekten başka bir halta yaramayacaktı bunun farkındaydım.

"Şu an bir şey konuşmak istemiyorum size yarın her şeyi anlatırım. Olmaz mı?" Baekhyun başını iki yana salladığında gözlerimi bir umut bekler gibi ayakta duran Minseok'a çevirdim aynı şekilde başını iki yana sallıyordu.

"Ya şimdi anlatırsın ya da şimdi anlatırsın. Birbirimizi öldürmek istediğimiz anlar oldu mesela Junmyeon annesiyle Chanyeol'u barda takılırken gördüğünde eminim onu öldürmek istemiştir, Baekhyun hoşlandığım çocuğu gözlerimin önünde kaptığında onu öldürmek istedim ya da Jongin otobüse her kedi getirdiğinde Junmyeon onu öldürmek istiyor olabilir ama ilk defa başımıza böyle bir şey geliyor. Asla yumruklarına güvenen birisi olacağını düşünmemiştim Sehun bu beni çok şaşırttı. "

NEW NANNY / SEKAIWhere stories live. Discover now