1.BÖLÜM :ÖLÜM 🦋

508 197 24
                                    

Merhaba arkadaşlar hikayemin ilk bölümünü paylaşıyorum. ❤️😊

Keyifli okumalar dilerim 🦋

~~~~~

"Ne diyeceğimi bilemiyorum Bayan Steal. İnanın çok üzgünüm."

Kollarımı bağlamış bir şekilde anlamsızca bakınıyordum...

Memur Bey in çaresiz sözleri kulağımda anlamsız bir çınlama yaratırken, Adrian ın ölümü beni derin düşüncelere itmişti. Nasıl ölebilirdi? Ayrıca bir gün öncesinden olan bu ani ölüm nasıl olabilirdi? Bir türlü anlam veremiyordum. En son aramızdaki gerginlikten sonra onu bir daha hiç görmemiştim. Ne zaman sakin bir günümüz geçmişti ki! Kavga kavga ve kavga... Başka bir şey yok, olsa ne yazardı. Başımı kaldırıp yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirdim, anlık bir şekilde tısladım. Bu olanlar sinirlerimi bozmuştu. Öte yandan Memur Bey ifademi almak için gelmişti. Masumane bakışlarını üzerimden çekmeden duruyordu. Yorgun ve bitkindim. konuşacak gücü kendimde bulamıyordum..

Memur Bey hala bana bakıyordu. Halimi anlamış olacak ki Bir şey diyemiyordu. Ama işi gereği bunu öğrenmeliydi. Daha fazla bekletmeye hakkım yoktu. Silkelendim zor da olsa. Kendimi toparlamaya çalıştım. Boğazımı temizleyerek ciddi bir edaya büründüm ve ona döndüm.

"Adrianı en son dün görmüştüm? O gün okul çıkışında..

1 gün önce...

Okul çıkışında arabasıyla beni almaya gelmişti. Derslerim geç bitmişti, ve bu yüzden oldukça sinirliydi. Arabada telefon konuştuğunu farkettim. Telefon konuşurken bile ateş püskürüyordu.. İstemsizce arabaya doğru yürüdüm. Yanına bindiğimde ters bir şekilde gözlerini devirdi, Hala konuşmasını sürdürüyordu. Sessizce beklemeye başladım.
"lan o kim oluyor da Mekanımı basıyor!! Onu depoya götürün icabına bizzat bakacağım.." diye söylendi. Kaşlarımı çattım. Yine neler karıştırıyordu bu? Adrian ın kötü işlerde çalıştığından haberim vardı. Ona yanlış yolda olduğunu defalarca kez söylememe rağmen  beni hiç bir zaman dinlememişti. Kendi bildiğini kendi okuyordu işte. Ama hiçbir zaman doğru yolu görmüyordu, ki asla tatmin de olmayacaktı.

"Tamam lan kapat hadi? Geliyorum şimdi! " diyerek sert bir hışımla telefonu arkaya savurdu. Telefon saçlarımın arasından geçince iyice ürkmüştüm. Bugün bayağı sinirliydi. Sıkıntıyla oflayıp yüzüme baktı.

"Neden geç geldin! Saatlerdir burada bekliyorum seni? İşim gücüm var umrunda değil tabi dimi!!"

Ona doğru hızla döndüm. Söyledikleri şeyleri sindirmeye çalışırken yutkundum.. "Bugün derslerim geç bitti. Ayrıca sana söylemiştim. Beklemene gerek yoktu?" Arabayı çalıştırıp hızla sürmeye başladı. İyice korkmuştum. "O zaman bundan sonra kendin gidersin okuluna ha!
Bu şekilde beklemek zorunda kalmam seni!" diye söylendi.

Üzgün bir şekilde bakındım. Haberi olmasına rağmen hala beni suçluyordu? Sırf işleri kötü gitti diye sinirini benden çıkarıyordu. Zaten ilişkimiz bu aralar inişli çıkışlı geçiyordu. Onunla çıktığımdan bu yana hiçbir zaman mutlu olmamıştım. Ah onunla çıktığıma bin pişmandım.

Sürekli kavga
ediyorduk. Bir gün bile iyi geçmemişti. Onunla olduğum sürece hiç bir zaman mutlu olmayacaktım. Farkındaydım? Ama ayrılalım demeye bile dilim el vermiyordu. söylemeye cesaret edemiyordum. Ayrıca aşırı kıskançtı. Bir ara okuldayken, sınıf arkadaşım Sam in bana öpücük attığını görünce Samı dövmekten beter etmişti. Oysaki kötü bir niyetle yapmamıştı. Ancak Adrian ın umursamamıştı. Sam o günden beri bir daha da konuşmadı benimle. Samimi arkadaştık. Takılırdık sürekli ancak kıskançlık yüzünden aramız bozulmuştu. Hep Adrian yüzünden..!

Otobüs durağının olduğu yere geldiğimizde telefonu çalınmıştı. Arkadan uzanıp telefonunu  kulağına götürdü.. "Alo!" dedi ters bir şekilde.  Sabahtan beri sessizce yol almıştık.  Zaten erken okula gittiğim için yorgundum. Bir an önce eve gidip uyumak istiyordum.
Hafifçe gözlerimi kapadım. Tam dalmışken Adrian öfkeyle "Ne demek kaçtı lan!" diye bağırmaya başladı. Sesinden ani bir hışımla uyandım. Gözlerimi net açıp yutkundum. "Ne oluyor ya!" dedim. Ters bir şekilde bana döndü. Telefonda konuşan kişiyi dinliyordu. Adam sözünü bitirdiğinde "Si*tir!" deyip kapattı.
Ona başımı sallayarak ne olduğunu sordum. Arabayı durdurup telefonunu arkaya attı. Ardından bana dönüp küçümseyici gözlerle baktı ve şöyle söylendi.
"Ne oldu ha! Ne oldu? Merak ediyor musun? Söyleyeyim o zaman. Mekanımı basan adamı elimden kaçırdım. Çoktan yakalamıştım, onu bir güzel benzetecektim ama yok. Lanet olsun kaçtı elimden mutlu musun şimdi!!" dedi.

Benimle ne alakası vardı anlayamıyordum! Sinirle" Neden beni suçluyorsun Adrian! Benim bir suçum yok sana önceden de söyledim dersten geç çıkacağımı, o yüzden gelmene gerek yoktu. "dedim.

Bana hızlıca dönüp
" Kızım sen hakikaten gerizekalısın ya! Beni anlamıyor musun ha! Ben sırf senin güvenliğin için bekliyorum.. Sırf geçen seferki gibi olmasın diye işlerimi bırakıp o kadar geliyorum, ağaç oluyorum, Sana bu kadar değer veriyorum umurunda değil dimi! Tabi ben niye yapıyorum ki? Onca şeyi."

cümlelerini sıralayarak yan döndü.. Ona inanılmaz bir şekilde baktım. O pis işlerini yarıda bırakıp benim için beklemesine gerek yoktu. Bu kadar önemliyse işleri beni bıraksaydı? Gerçekten ona dayanamıyordum. Üstüne üstlük hakaret ediyordu bana. Bende saf ayağına tabi bir şey diyemiyordum. Ama artık dayanamadım. "Beni korumana ihtiyacım yok!" dedim sonunda. Ses tonum oldukça sert çıkmıştı. Bana hayret verici bir edayla bakıp tısladı. "Demek öyle ha! Sen benimle bu şekilde konuşma cesaretini nerden buluyorsun?" dedi. Ona göz dağı verircesine baktım.
"Cehennemin dibinde!! orada bir yer var oradan buluyorum?" dedim. Son söylediğim söze kendim bile inanamadım. Olamaz ben ne söyledim böyle? Adrian ın öfkesine öfke katmıştım. Zaten sinirliydi ve bu sefer taşmıştı. Ani bir hırsla "İn lan arabadan innn!!!" diye bağırdı. Anlamsızca yüzüne baktım.

" Nasıl istersen" dedim ve Arabadan inip kapıyı kapattım. Adrian arabayı çalıştırıp gitmeye hazır bir şekilde bana baktı. O son bakıştı. tabi ben bunu bilmiyordum.

" Yazıklar olsun sana be!! Senin gibi ezik bir kıza verdiğim yıllara yazık!! Ne halin varsa gör!! Nankörr!" deyip gazı yüklendi. Gözden kayboluncaya dek onu izledim. Bana söylediği sözlerin ağırlığı çökmüştü üstüme, Acı acı yutkundum. Adrian a
son noktayı koymuştum artık geri dönemezdim..?

Hava iyice soğumuştu. Sokaklarda kimse yoktu. Issız ve kasvetli bir ortamda evime doğru gidiyordum. Rüzgar yüzüme soğuk havasını üflerken, dudaklarım titremeye başlamıştı. Çok üşüyordum. Durmadan yürüyordum. Keşke Adrian ile kavga etmeseydim? O zaman beni evime bırakırdı. Bende bu şekilde yürümek zorunda kalmazdım.. Offf!!! İnsanlar çok üstüme geliyordu? Adrian bana karşı hiç bir zaman dürüst davranmamıştı. İlişki de olması gereken prosedürleri umursamıyordu. Tıslayarak güldüm. Ondan bekleyeceğim son şey bu olurdu? Hayal gücüm ne geniş ama.

Bayağıdır yürüyordum. Aniden yoluma bir grup psikopat tipli adamlar çıkmıştı. Önümü kesmişlerdi. Lanet olsun bir bunlar eksikti. Aldırmadan yürümeye devam ettim. "Hişşt!! Güzelim baksana?" dedi birisi. Sinirle adımlarımı hızlandırdım. Tıslayarak gülüyordu biri. Aniden kolumu tutup kendine doğru çevirince korkuyla gözlerimi açtım.
"Bırakın beni imdatt!" diye bağırdım. Ağzımı eliyle kapayıp susturdu. "Şşş! Dur daha eğleneceğiz" diye pis pis sırıttı. Korkum hat safhaya yükselmişti. Nasıl kurtulacaktım ellerinden. Bir anda hepsi üstüme üstüme geldi. Gözlerim kocaman açıldı. Tanrım nasıl kurtulacağım! Lütfen bir mucize çıksın karşıma lütfen diye içten dua ederken gözümden bir damla yaş aktı.. Onlar pis pis gülmeye devam ederken, bir anda gözüme bir ışık süzmesi oluştu. Hava iyice kararmıştı. Güneş mi doğmuştu anlayamadım.

O psikopatlar da güneşin olduğu yöne baktı.. Az önceki sırıtmaları bir anda sönmüştü. Gözlerini korkuyla açmışlardı. Güneş iyice kendini belli etmişti. Yaklaştığı anda onun bütün heybesiyle görünce adeta nefesim kesilmişti.

Evet arkadaşlar hikayemin ilk bölümünü yazdım. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz.. 🦋

VURGUN (TAMAMLANDI) DÜZENLENECEKTİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin