xxxxiv

15.1K 1.2K 772
                                    

|Atlas|

Yavaş adımlarım eşliğinde barut kokusuna adımlarken şaşkınca etrafıma bakındım. Bekleme salonunda oturan birkaç dövmeli adam dışında ortalıkla kimse yoktu. Soru sormamın garip olacağını düşünmekte haksız sayılmazdım, zira işin ilerleyişi hakkında yüksek fikir sahibi olduğum da söylenemezdi. Boş bakışlarım bekleme salonunun ötesindeki kapıya takıldığında kararsız adımlarla oraya yöneldim. Ne yapmam gerektiğini söylemediği gibi onu nasıl bulacağımdan da bahsetmemişti. İçgüdülerime teslim olmuş halde kapıdan geçtiğimde, köşede duran masadaki silahları kurcalayan bedeni yaptığı işe geldiğimi fark edemeyecek kadar dalmıştı.

"Aklında beni poligona getirmek mi vardı?"

Yüzüne yerleşen gülümseme eşliğinde olduğum tarafa döndü.

"Beğenmedin mi?"

Yanına yaklaşırken hedef tahtalarından, duvarda asılı duran tabancalara kadar tüm detayları acelesiz tavırlarla inceledim.

"Oyunlar dışında silah kullanmadım. Ne düşünsem bilemiyorum."

Aramızdaki mesafeyi azaltırken ellerini ceplerine yerleştirdi.

"Öğrenmek için buradasın."

"Öğretmenim nerede?" derken sorumun cevabını çoktan biliyordum. Yine de mekan onunmuşçasına rahat davranıyor olması garibime gidiyordu. "Hem neden kimse yok burada?"

"Genelde çok insan olmaz bu saatlerde, ama bir saatliğine kapatmalarını rica ettim."

Yanından geçip masadaki silahlara yöneldiğimde arkamdan geldi. Tabancaları elimde tartarken "Bu durumda öğretmenim sen oluyorsun." diye mırıldandım. Gri metalin üzerini okşayan parmaklarım her köşeyi merakla turluyordu.

"O sana ağır gelir yalnız." Masaya ellerini dayarken  yandan yüzüme baktı. Gözlerimi devirerek ona döndüm.

"Ne önerirsiniz komutanım?"

Siyah demir parçasını önüme iterken "Boş. Güvenle oynayabilirsin." dedi.

Silahı inceledim söylenmeden. Sessizliği "Güçsüz hissettiğimde hep buraya gelirim." diyerek bozdu. Devam edeceğini anladığımda araya girmeden yüzüne diktim bakışlarımı, ama o benim dışımda her yere bakıyordu.

"Öfkelendiğimde başka çıkış yolu bulamıyorum bazen. Gücüm sadece hedef tahtlarına yetiyor."

Sonunda gözleri gözlerimi bulduğunda az önceki ürkekliğinden eser yoktu. "Tek olmayı tercih ediyorum, tahmin etmişsindir. Buraya getirdiğim ilk insan sensin."

Anlamlandıramadığım hisler beynimi ele geçirirken kaşlarımı çattım. Söyleyeceklerinin nereye varacağını merak ediyordum. Çünkü kendi düşüncelerim beni hiçbir çıkışa ulaştırmıyor, aksine, bütün yollarımı birer labirente çeviriyordu. Ve içini açmasına hazır mıydım, onu bile bilmiyordum.

"Neden?"

Tebessümü eşliğinde masaya dayadı belini.

"Çünkü sen de başka çıkış yolu bulamıyorsun."

Gözlerini tekrar üzerime çevirdiğinde karmaşık ifademi kontrol altına alamadığıma emindim. Söylediklerini gülüp alaya alamıyordum bile.

Boynuzlu Melek [BoyxBoy]Where stories live. Discover now