6. BÖLÜM BASKIN

2.1K 218 222
                                    

Multimedya : ŞURA

29 Aralık 2011 Gence Havalimanı Azerbaycan...

Korhan Yarbay'dan...

Gece 03:00 de Havaalanına iniş yapmış, herbirimiz Gence'nin dört bir yanına dağılıp, saat 13:00 de verilen adreste toplanmak üzere sözleşmiştik.

Bir aksilik olmazsa silahlarımız ve teçhizatlarımız güneş batmadan anlaştığımız adreste olacaktı.

Gence de Aksakallılar'ın belirlediği eve gelmiştim.

İki katlı, müstakil, genişçe bahçesi olan, şehre yaklaşık 10 km uzaklıkta bir çiftlik eviydi. Saatime baktığımda 12:35'i gösteriyordu. Kapıdaki tokmağa elimi atıp iki defa vurdum. Bir kaç saniye sonra içerden bir kapının gıcırdayan sesini duydum.

Önümdeki kapının açılan sürgü sesini duyduktan hemen sonra kapı açılmış, 165 boyunda, 70 yaşlarda, nur yüzlü bir Hacı amca gülen gözlerini üzerimde sabitlemişti.

"Selamun Aleykum amcam ! "

Beni gördüğünde yüzünde oluşan tebessüm nuruna nur katmıştı. İki adım geri atıp, kollarını açarak bir süre aşağıdan yukarı süzdü.

"Aleyküm Selam oğul ! Gel şöyle bi gucahlayam. " deyip yılların özlemini çıkarırcasına, sımsıkı sarıldı.

" Gel hele gel ! Hava soyuktur giresan içeri."

İçeri girdiğimde ilk dikkatimi çeken tütün kolonyasının o iç ferahlatan kokusu olmuştu.

Pencerenin önünde, duvarı boydan boya kaplayan, üzeri minderler ve yaslanmak için içerisi ekin sapları ile doldurulmuş yastıklarla döşenmiş tahtadan bir köşem olan, oldukça büyük salona geçtim.

Arkamdan gururla beni seyre dalan amcaya yavaşca dönüp konuşmaya başladım.

"Nasılsın amcam iyi misin ? "

Hiç cevap vermiyor, gülen gözleri ile öylece yüzüme bakıyordu.

Günler sonra kapısını ilk defa birisinin çalmasından mıdır ? Yoksa yıllar sonra Aksallılara, İslam-Türk milletine tekrar vereceği hizmetin özlemi midir bilinmez ama bu yaşlı gözlerde eşsiz bir özlem olduğu belli oluyordu

İki elinide şakaklarıma atıp, kendine doğru çekti ve alnımdan öptü.

" Men yahşiyam oğol sen necesen ? "

" İyim amcam hamdolsun ! "

Arkamdaki köşemi gösterip konuşacaktı ki; kapı tıkladı.

4 saat sonra...

Ben geldikten yarım saat sonrasına kadar Kurtlar eksiksiz bir şekilde Behruz amcanın evinde toplanmıştı.

Bütün itirazlarımıza rağmen, Behruz amca bir türlü oturmayıp, unutamayacağımız bir ziyafet çekmişti.

Bu gerçekten bir Türk'ün yiyebileceği en güzel, en lezzetli yemekti. Büyükçe bir tepsinin üzerinde bulgur pilavı ve onun üzerine çarşaf gibi serilmiş kuşbaşı kavurma.

Şehirliler gibi tabak tabak yemeği bölmede neymiş ? Yuvarlak, tahtadan yer sofrası ve her biri aynı tepsiye dalıp çıkan dokuz adet kaşık.

Biz bakır semaverden çayımızı yudumlayıp, üç saati geride bırakırken, karanlık bütün haşmeti ile dağları hükmü altına almıştı.

Silahlarımız ve teçhizatlarımız barut dumanına doymak için sabırsızlıkla bizi bekliyordu.

Ezanı duymasakta namaz vaktinin girdiğini biliyorduk.

KARA MUHAFIZLAR Where stories live. Discover now