ASEL' den..." Anlaşıldı Dede ! Bizde elimizden geleni yapıp vaktinde yetişmeye çalışırız........ Evet ama Özel Harekat'ın orada bulunması geri çekilmelerine sebep olur. Biraz riskli olsada onları toplamamız lazım. İçlerinden birini dahi sağ elimize geçirirsek nerede barındıklarını buluruz. ......... Evet dedem Muhafızlar yeter. Özel Harekat pusuya yatsın gözükmesinler. Muhafızlar bayanlara hissettirmeden yemek bahanesi ile Korhan'ın evinde toplansınlar........ Sağol Dedem Allah razı olsun. " diyen Pusat komutan telefonu kapattı.
İstanbul Atatürk Havaalanına inip araç kiraladıktan sonra Ankara'ya yola koyulmuştuk. Varacağımız yere bir saat kala Akçakoca dede aramıştı. Hiç iyi şeyler olmadığını Pusat komutanın yüzüne bakıp anlamak mümkündü.
" Komutanım ne oluyor. Korhan Albay, Özel harekat falan geçti konuşmanızda " deyip Pusat komutandan gelecek cevabı merakla beklemeye başladık.
" İtalyanları bayağı üzmüşüz Rahman. Ankara da ayaklanmalar görülmüş. Pkk ile iş birliği yapmışlar. Muhtemelen bu gece Korhan'ın eve pusu atacaklar ama sen düşünme geldiklerinde Zebanileri onları bekliyor olacak." dediğinde Zebaniler derken Rahman'ın timinden bahsettiğini anlamışttım.
Rahman'ın gözünü yoldan ayırmayıp ön koltukta kıpırdanmaya başlamasından gerildiği anlaşılıyordu.
Ama başka bir haller daha vardı. Uçağa bindiğimizde Rahman'a siyah kot pantolon, siyah tişört ve siyah deri ceket vermişlerdi.
Rahman arabanın içi sıcak olduğu halde hâla deri ceketi çıkarma gereği duymuyor, alakasız bir şekilde terliyor ve göz kapaklarına ağırlık çöküyordu.
" Yetişmemiz lazım komutanım ! " dediğinde Pusat komutan başını ona çevirdi.
Rampaya tırmanmaya başlayan aracın vitesini küçülttükten sonra konuşmaya başladı.
" Oğlum sıkıntı yok onların kılına zarar veremezler. Korhan kardeşim, Muhafızlar evladım, Zümra ise benim öz kızım rahat ol yetişeceğiz. "
Rahman'a baktığımda gözleri yumulur gibi oluyordu. Hava alanından buraya kadar dudaklarından ne dua eksik olmuştu ne zikir.
Pusat komutan Rahmana bakıp.
" Rahman.... Züm.... Zümrama iyi bakıyorsun onu üzmüyorsun değil mi evlat ? " deyip Rahman ona baktığında gözlerini istemsizce Rahman'ın gözlerinden çekti.
Rahman Pusat komutanın direksiyondaki sağ elini alarak öpüp alnına koydu.
Tam konuşacaktı ki Pusat komutan aniden konuşmasını kesti.
" Lan sen yanıyorsun oğlum ! neden söylemiyorsun ? Ateşin neredeyse 40 derece. Söylemiştim enfeksiyon kapacağını, vallahi söylemiştim. Hemen en yakın hastaneye sapıyoruz." dediğinde
Rahman kaşlarını çatıp.
" Sakın komutanım sakın ! Bir daha asla yüzünüze bakmam. Beni Allah'dan başka hiç bir güç ailemin iyi olduğunu görmeden hastaneye yatıramaz. Beni tanıyorsunuz bunun için elimden gelen deliliği yaparım." dediğinde. Pusat komutanda, bende ne yaparsak yapalım emelimize ulaşamayacağımızı anlamıştık.
Rahman'ıngözleri yola dalmış tebessüm ediyordu. Pusat komutana baktıktan sonra konuşmaya başladı.
" Zümra iri çekik yosun yeşili gözleriyle çok güzel bir eş, o insanı karşısında eriten sesi ve eşsiz muhabbetiyle muhteşem bir arkadaş, merhametiyle mükemmel bir anne..... "
" Neeeeee ! "
Pusat komutanın aniden çıkışıyla olduğumuz yerde sıçradık.
Rahman tuttuğu nefesi verip, bıkkın bir şekilde isyanını dile getirdi.

YOU ARE READING
KARA MUHAFIZLAR
General FictionM.S 680 yılında 'Börü Budun' ismi ile doğdular. Kutluk Kağan tarafından kurulan, Devlet'in zor günlerine destek çıkan, Devlet yıkıp Devlet kuran Aksakallılar'ın önderliğinde, Türk-İslam toprakları ve milleti uğruna ailesinden koparılıp ölüm makinası...