Paintball

17 3 0
                                    

Emre şaşkın ve ne yapacağını bilmez haldeydi.

"Beni fazla hafife aldın Emre,bu da kendine koyduğun kurallardan değil miydi?Karşındakine her zaman gerektiği saygıyı gösterecektin ve dikkatli davranacaktın ki hep böyle de oldu.Peki söz konusu kendin olunca neden bu kadar küçümserdin?"

Emre'nin nutku tutulmuştu.Karşısındaki tamamiyle haklıydı,onu hafife almış ve kaybetmişti.Onun bu suskunluğunu gören İd devam etti.

"Eğer seni rahatlatacaksa söyleyeyim daha önce de dediğim gibi senin hissetmediğin bir şeyi söyleyemem.Bunlar zaten içinde olan olaylar ben ise fark etmeni sağlıyorum."
Bunları demesinin ardından yine yok oldu.

Evet haklıydı.Kimse elinde Eros'un okuyla ya da aşk iksiriyle dolaşmıyordu.Aşk gibi güçlü bir hissiyatı bir şekilde kendi içinde yaratmış olmalıydı.İrem'in iç ısıtıcı gülüşünü hatırladı ve bu hatırlatış sırasında farkında olmasa bile o da gülümsüyordu.Onu fotoğrafta ilk gördüğünde ya da ilk karşı karşıya gelmelerinde onu afallatmıştı.Sonrasında ise Zeynep ile yaşadığı buluşma tüm dikkatini oraya yönlendirmiş ve haftalarca onu görmemesi ise bu aşkı körüklemişti.Ama sonrasında Zeynep'le karşılaştığı ilk yerde aslında ona değil kafasındaki oluşturduğu kişiye aşık olduğunu anlamıştı.

Şimdi ise İrem'e hissettiği duygular bundan çok farklıydı.Onla sevgili olmaktan çok onunla dost olmayı ve onunla bir hayat geçirmeyi düşlüyordu.İkisi de ajandı,beraber aksiyon ve macera dolu bir hayat yaşayabilirlerdi.Bunu yaparlarken de birbirlerine her konuda destek olur,güzel vakit geçirirler ve beraber saatlerce felsefe tartışabilirlerdi.Tabi bunun için evlenmelerine bile gerek yoktu,Emre'nin tek istediği bir arkadaştı.Onu her şekilde anlayabilen aynı yolu yürüyebileceği bir arkadaş.Geçmişleri de çoğu ajan gibi benzerdi zaten,ikisi de yetimhanede büyümüş ve birileri tarafından keşfedilmişti.

Bütün bu hayallerin etkisine kapılan Emre bir değişkeni hesaplamayı unutmuştu.İrem bu konuya ne diyecekti.Aslında onunla sevgili olmak istese bu konudaki başarılı geçmişini de hatırlayarak bunu başarabileceğini düşünüyordu.Arkadaş olmak istese de bunu başarabilirdi elbet ama istediği ikisinden de farklı bir şeydi.İstediği bir yoldaştı.Bunu ondan istemesi ondan fedakarlık bekleyeceği anlamına geliyordu.Sonuçta ikisi de bu koşulda evlenemeyecekti ve çocuk sahibi de olamayacaktı.Emre için bunlar sorun değildi elbet ama karşısındaki insandan bu fedakarlığı beklemek bencillikti.Bir an için bütün bunları evlenerek de yapabileceğini düşündü ama ona karşı aşk hissetmiyordu ve böyle bir evliliğin karşısındakini kandırmak olacağının düşündü.Ona karşı böyle duyguları yoktu.En iyisinin görevin bitmesini beklemek sonrasını da zamana bırakmak olduğunu düşündü Emre.

Sıradan geçen 2 günün ardından paintball günü gelip çatmıştı.Paintballa gelemeyeceğini son anda belirten 2 kişi hariç(biri Beyza diğeri ise okulun ilk günü Zeynep'in yanında takılan çocuk) tüm sınıf gitmişlerdi.Takımlar İrem tarafından ayrılmıştı.Emre bir takımda Zeynep ile İrem diğer takımdaydı.Nispeten büyük bir alanda oynuyorlardı.Kurallar basitti oyuna zıt taraftan başlayacaklardı,hedef alanın ortasındaki bayrağı alıp kendi alanına ulaştırmaktı.Vurulan ise(mermiler can yakıcıydı ve iz bırakıyordu ama yaralanmaya yol açmıyordu) çıkmak zorundaydı,eğer hile yaptığı görülürse hakem tarafından takımı hükmen mağlup sayılacaktı.

Emre'nin takımı 9 Zeynep'in takımı ise 10 kişiydi.Alanın zıt kutuplarına gittiler ve oyun başladı.Alan ağaçlık bir yerdi ve saklanmalık yer için birçok seçenekleri vardı.Emre'nin takımında kendine çok güvenen ve karşısındaki herkesi tek başına bile vurabileceğini idda eden birkaç oğlan en önden koşmaya başladı.Emre temkinli bir şekilde ve saklanarak ilerliyordu.Bir tane çok uzaktaki karşı takımdan belliki kendine çok güvenip hemen çok açılan bir oğlanı kaskından vurdu.Oğlan merminin nerden geldiğini bile anlamamıştı ama elini kaldırıp tarafsız bölgeye ilerledi.Mermi sesleri heryerdeydi.Birçoğu da nişan almadan ateş ediyordu.Emre saklandığı yerden etrafına bakınca takımının yarısının sadece kafasında bulunan bir mermi iziyle kenarda oturduğunu gördü.Zeynep bu işte cidden yetenekli diye düşündü.

Maçın 15.dakikasıydı Emre taktiksel oynamış ve karşı takımdan 7 kişiyi vurmuştu.Karşı takımdan vurduğu hiçkimse onun yüzünü dahi görmemişti.Tarafsız bölgeye baktığında geri kalan takımının da 1 kişi daha öldürdüğünü ve karşı takımın 2 kişi kaldığını anladı,bunlar Zeynep ve İrem'di.Kendi takımından ise sadece kendi kalmıştı.Geri kalan 6 takım arkadaşı kafasında 1 mermi iziyle 2 tanesi ise gövdesindeki birçok mermi iziyle kenarda oturuyordu.Artık bunun sadece bir oyun olduğunu unutmuş ve tüm dikkatiyle adeta bir çatışmadaymış gibi davranıyordu.Karşısında ise bir tane başarılı ajan ve bir tane zeki bir seri katil vardı.Zor bi karşılaşma olacaktı.

Bayrak görüş alanındaydı ve güvenli bir noktadaydı eğer birisi oraya doğru yürürse vurması işten bile değildi.Sonra arkasından bir çatırtı işitti.Rakip akıllı davranıp arkasından dolaşmıştı ya da bu süsü veriyordu.Ne olursa olsun oraya doğru yürümeliydi yoksa bir arkasında bir de önündeki rakiple çapraz ateş arasında kalabilirdi.Arkaya doğru sessizce yürüdü ve bir ağacın arkasına saklandı sesin geldiği noktaya bakmaya başladıktan birkaç saniye sonra Zeynep'i gördü.Bir hışımla silahını kaldırıp nişan aldı ve ister istemez ufak bir hışırtı çıkarmış oldu.Zeynep ise ne onu görmüş ne de hışırtıyı duymuş dalgın bir şekilde yürüyordu.Emre tek atışla onu göğsünün biraz solundan vurmuştu.İstese kolaylıkla kafasından da vurabilirdi ama bu kasıtlı bir hamleydi.Zeynep'in merminin nerden geldiğini anlayabilmesi için birkaç saniye gerekti.Sonrasında Emre'yi fark etti ve ona manidar bi bakıl attı.Emre ise ona göz kırparak karşılık verdi.Emre bu olay yüzünden şaşkındı,beklediğinden kolay olmuştu.

Odağını toplayıp yeniden maça döndü.Artık İrem ile birebirlerdi.Emre hamle yapması gerekenin kendisi olduğunu düşündü ve ses çıkartması için çalıya bir taş fırlattı ondan sonra da tam tersi noktaya bayrağa doğru ilerledi.Etrafta kimse yoktu.İrem yemi yemişti.Dikkatli bir şekilde kendi alanına doğru yürümeye başladı.İrem'in burada olmasına imkan yoktu.Muhtemelen taşın orada onu arıyordu çünkü taşı atıp bayrağı alıp yürüme işini çok hızlı yapmıştı.Artık sadece birkaç metresi kalmıştı.

"Nereye?Elindeki bayrak güzelmiş bana verir misin?"

Emre anında durdu,nasıl olurdu?Cevabını kendi kendine verdi belliki İrem yemi yutmamış ve sesin geldiği yerin aksine ilerlemişti.Emre silahıyla beraber ani bir dönüş yaptı ama o dönmeye kalmadan iki tane mermi yemişti bile.Biri sağ biri sol gözünden.

Şizofren AjanWhere stories live. Discover now