8

1K 133 51
                                    

Bu bölüm, kurgu daha kafamda oturmamışken gördüğüm bir rüya ile aklıma geldi ve kitabın tanıtımından beri bu bölüm için heyecanlıyım.

Rüya (kabus da denebilir) bende büyük etki bırakmıştı ve yazdıklarımı okuyunca ağlayanlarınız varsa eğer bu bölüm veya sonraki bölüm (ki sonraki bölümü çok çok kötü hissettiğim bir zamana saklıyorum) ağlayabilirsiniz sanırım.

♤♤♤

Jennie, Lalisa ile buluşalı bir ay olmuştu iki konserine gitmişti ve sürekli, düzenli olarak görüşüyorlardı. 

Jennie düşündü, hiç bu kadar iyi hissetmemişti. Doktoru evlerine geleli ve umutlarını, sakladığı kuytu köşeden alıp gideli  de bir ay olmuştu fakat Jennie gözlerinin eksikliğini hissetmemişti. 

Lalisa ile olan bir buluşmasında dahaydı. Karşısındaki, aşırı güzel olduğuna emin olduğu kadınla hoş bir sohbete dalmışlardı.

Lalisa mı? O ise Jennie'nin aksine tamamen korkuyordu. Jennie hiç bir şey düşünmüyor, umursadığı tek şeyin bu kadın olmasına izin veriyordu. Lalisa ise teslim olmaktan, birini sevmekten ölesiye korkuyordu.

Manşet şu an bile gözünde canlanabilmişti "LALISA MANOBAN GÖRME ENGELLİ BİR HAYRANI İLE SAMİMİ GÖRÜNTÜLENDİ"

Korkunçtu, insanların her şey hakkında konuşabilmesi korkunçtu ve ne Lalisa ne de bir başkası bu konuda bir şey yapabiliyordu.

Lalisa sadece tarihe, trajedi bir ölümle karışmayı bekliyordu. Jennie'nin gözlerindeki umudu ve onu gördüğünde parlayan kendi gözlerini bildikçe, trajedi bir ölümünün olacağını hayal edebiliyordu.

Olacakları bilse bile fazla geliyordu, korkuyordu ve yüksek ihtimal gazetecilerin onun için çoktan hazırladığı sondan kaçmak istiyordu.

Ölürse bile hakkında konuşulmaya devam edeceği ironisine, sabaha kadar kahkaha atabilirdi. Edebiyatçılar haklıydı, ölüm cidden bitiş olmasa gerekti.

Jennie'nin zihni ise bunun tam tersiydi. Göremediği, güzelliğine bir çok şeyden fazla kefil olduğu kadının, her bir kelimesini dikkatle dinlemek dışında daha önemli bir işi yoktu.

Korkmak, üzülmek, ağlamak; hepsi mantıksızdı yanında Lalisa varken. Hele ki ağlamak, işe yaramayan gözlerinden akan yaşları, bu kadın bir kez daha görsün hiç istemiyordu.

Güçsüzlük olarak gördüğünden veya başka saçma bir düşünceden değil, sadece onun yanında kötü bir hissi yaşamak, bembeyaz bir kağıda siyah bir nokta kondurmak gibiydi.

Farkında değildi, Lalisa'nın zihninin tamamen siyah olduğunun. Bu yüzden şu an hevesle gülüyordu kadının söylediği her şeye.

Lalisa da umursamıyor gibi gözükme gereği duymamıştı, sadece ses tonunu stabil tutması yeterliydi. Nasılsa karşısındaki kız onu göremiyordu.

"Ve sonra kalktığımda okuduğum haber-"

Konu tekrar haberlere geldiğinde, Jennie hoşlandığı kadının sözünü kesti ve onu üzmemek adına konuyu değiştirdi. Konuyu çevirdiğini gizleme gereği bile duymamıştı, açıkca bu konuyu elinin tersi ile ittiğini bağırıyordu.

hypnos || jenlisaWhere stories live. Discover now