Kırk Birinci Bölüm

67.2K 2.6K 443
                                    

Banyoda kaldığım süre zarfında yukarıdan topladığım saçın ucunu ve altta bıraktığım saçlarımı hafiften dalgalandırmıştım. Makyajla uğraşmaya mecalim olmadığı için odaya geri döndüğümde Savaş yatakta havluyla yatıyordu.

-"Kapıyı açsana Murat kıyafetlerimi getirecek." dedi.

Banyodan anahtarı alıp kapının üstüne taktım ve dolaba ilerledim. Askıdan aldığım puantiyeli ince takımın altına uygun iç çamaşır alıp banyoya geri gittim.

Üzerime giyindiğimde çok tatlı görünmüştü. Alırken denememiştim ama iyi ki almışım diyerek üstümü düzelttim.

 Alırken denememiştim ama iyi ki almışım diyerek üstümü düzelttim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Havluyu asıp odaya girdiğimde Savaş beyaz bir gömlek giyiyordu. İnce keten gömlek öyle inceydi ki kaslarını ve tenini rahatlıkla görebilirdiniz.

İçime dolan kıskançlığı zar zor bastırıp yatağı düzeltmeye koyuldum. Biraz dağılmış da..

-"Bu arada baban nerede ?" diye sordu ve siyah boxer üstüne siyah biraz dar bir jean geçirdi.

-"Arkadaşlarıyla birlikte." dedikten sonra yatağı toplamayı bırakıp önünde durdum.

-"Sen neden habersiz geldin ?"

Üstten bir kaç düğmesini açtığı gömlekten ellerini indirdi.
-"Zaten yoldaydım. Sana sürpriz yapmak istiyordum ama fazla tedirgin konuşunca bende kıllandım. Haber vermeden evin adresini buldum beklemeye koyuldum. Sebebini de gayet iyi uğraşmadan öğrendim."

Dudaklarımı ısırıp suçluluk duygusuyla başka yerleri izlerken yanaklarımı tuttu ve dudağıma büyük bir öpücük bıraktı.

İşte şimdi kendime geldim.

-"Daha sakin konuşacaksınız değil mi ?" diye sorarken kaşında belirgin olan yaraya parmağımı getirdim.

Bir şey söylemeden geri çekilip akşam çıkarttığı pantolonundan telefonunu aldı ve elimi kavradı.

Odadan çıkarken çok endişeliydim. Olacakların ikinci partı umarım güzel geçerdi.

Alt kata indiğimizde henüz kimse yoktu çünkü saat erkendi.

-"Rümeysa nerede kalıyor ?"

Elini bırakmadan onu koltuğa oturtup yanına oturdum.
-"Kalkar birazdan. Bekleyebiliriz değil mi ?" diye sorarken elimi omzuna koymuş ona derin bakışlarla bakmıştım.

O ruhsuz haline döndüğünde odadan çıkmamış olmayı diledim.

-"Günaydın ! Bugün nasılsınız bakalım ?" Annemin enerjik sesiyle Savaş'tan uzaklaşıp düz oturdum. Savaş'ta aynı şekilde yayvan oturuşunu düzeltmiş dikleşmişti.

-"Günaydın Beren hanım dün akşam için kusura bakmayın biraz kendimi kaybettim." diyerek konuşmaya başlayan Savaş beni şaşırtmıştı. Aslında o hep saygılı bir adamdı şaşırmamalıydım.

VurgunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin