Coupable° kookmin

°Ölüm°

"Bayım nasıl bir toplantı bu? Babam 2 haftadır yok. Artık endişelenmeye başlıyorum hiç haber vermedi böyle yapmazdı her gece arar iyi geceler der her sabah günaydın mesajları atardı. Bir fikriniz varmı?"

Derince yutkundu siyah saçlı olan. Ne diyecekti şimdi. 2 hafta önce ameliyat olmaya gitti fakat 1,5 hafta önce öldü mü?  Birşeyler düşünmeliydi, onu üzmek istemiyordu. Gerçeği öğrenmesinden korkuyor ve o günü olabildiğince uzatmaya çalışıyordu.
Görünebildiği en umursamaz kişiliğine bürünmüş ve konuşmuştu.

'Çocuk ben nerden bileyim? Hayır tanrı mıyım ben, yada kâhin falan?'

"İyi de bir soru sormuştum neden kızdınız ki"

Şimdi bile gözleri dolmuştu küçük olanın. Nasıl diyebilirdi ki babasının öldüğünü. Fakat çok geçmeden tekrar eski haline bürünmüş ve şirince bakıyordu korumasının yüzüne.

'Tamam sor kızmayacağım'

Ellerini sevinçle çırpmış ve derin bir nefes almıştı.

"Bayım bakın ilk söylediğim anda hemen reddetmek yok önce bir düşünmeli ne kadar eğleneceğimizi tahmin etmeli ardından onun hayalini kurmalı hatta empati yapmanızı istiyorum."

Tek solukta bunca şeyi söyleyeyen çocuğu ağızı açık bir şekilde dinliyordu dövmeli olan. Tanrı bu çocuğa motor takmış olmalıydı. Yavaşça kafasını sallamış ve bunca şeyin ardında ki isteği merakla beklemişti.

"Lunapark'a gidelim miii~"

°

'Hay sikeyim, biri görse ne der. Koskoca serii katil bir çocukla lunaparkta.'

Sinirle hayıflanmıştı siyah saçlı. Ne yapsaydı yani, sizin de karşınızda sevimlice gözlerini büyültmüş, dudaklarını büzmüş sevimli bir park jimin olsaydı, sizde kabul ederdiniz. (Walla ederdim kanks)

"Hayatınızı, "birileri ne der, ne düşünür" deyip yaşarsanız bu sizin hayatınız değil o 'birilerinin' hayatı olur bayım."

'Bak bak, büyümüşte bana öğüt veriyor.'

Şirince kıkırdamış ve koluna girmişti dövmeli olanın.

"Pekala bizim için bir liste yaptım bayım. Mesela önce çarpışan arabalara bineceğiz ve bana çarpan her arabayı siz mahvedeceksiniz. Sonrasında atlı karıncaya bineceğiz ve fotoğraf çekileceğiz. Sonra elma şekeri yiyeceğiz ve sizinkinden de kaçıracağım ben. Son olarakta dönmedolaba binip gökyüzüne dokunmaya çalışacağız. Nasıl plan ama?"

'Biliyor musun dönmedolaba binip gökyüzüne dokunmak, benim çocukluk hayalimdi.'

"O zaman bugün hayalleri gerçekleştirme zamanı!"

'Tamam ama bunlar çok fazla değilmi çocuk. İstersen dönmedolabın en tepesinde ilanı aşk edip seni öpeyim bir de ne dersin?'

"N-ne d-diyorsunuz siz tanrı aşkına. Y-yok öyle birşey."

Sanki dili tutulmuştu ve deli gibi kekeliyordu küçük olan ve bu siyah saçlının felaket hoşuna gidiyordu. Aklı olan herkes, küçüğün korumasına karşı birşeyler hissettiğini anlayabilirdi. O da farkındaydı.

'Sadece bir şakaydı, heyecanlanma bu kadar küçük.'

"Hah! Ben mi heyecanlandım? Asıl siz sakin olun bayım, öpmem sizi yukarıda."