1. Zorla Güzellik Olur Mu?

16.8K 627 662
                                    

Bölüm şarkısı: Taylor Swift-cardigan 🎶

Kaldır yayınla kaldır yayınla, bu kitaba çok büyük haksızlık ettiğimin farkındayım. Üstelik, tamamlayamadım da. 3 yıla yakındır bitmeyi bekleyen bir kitap ama ne yazık ki bitiremedim. Keşke bir tık istikrarlı olmayı becerebilseydim. Yeni planlamamla birlikte, bu sefer bitecek bu kitap. Belki, raflarda göremeyiz ama hepinizin wattpad kütüphanesinin en kıymetli köşesinde yer edeceğini biliyorum. Umarım yanılmam.

Ben, Hilal. Darmaduman'ı ilk defa 07.05.2020 tarihinde yazdım ve şu an tarihler, 01.05.2024, saat 18:30'u gösteriyor. Bu sefer bitireceğiz.

Hepinize keyifli okumalar diliyorum sevgili okurlar. Umarım, satır aralıklarında çokça kez denk geliriz...

Hangi tarihte okumaya başladığınızı yazabilirsiniz 🤗🤗.

Asya'dan

Kulağı çok çok çınlasın, üniversite ikinci sınıftayken mikrobiyoloji dersine giren hocamız, bizlere bir soru sormuştu: "Bu hayata gelme amacınız nedir?"

İlk etapta, bu sorunun dersimizle alakasının ne olduğunu sorgulayıp durmuştum. Sonuçta, dersimiz mikrobiyolojiydi. Derste işleyeceğimiz konular, gözle görülemeyen mikroorganizmalarla ilgiliydi. Hayata gelme amacımız değildi ki...

Sınıftaki benim gibi öğrenci arkadaşlarımla, karşımızda altmış beşli yaşlarına merdiven dayamış hocamızın suratına boş boş bakarken, o ise bizlere ibret olacak bir cevap vermişti: "Gözle göremediğiniz canlıların bile bu hayatta bir faydası, bir amacı var. Mayalar olmasa, yediğiniz o ekmekler, o yoğurtlar, o sirkeler olur mu sanıyorsunuz? Bakteriler olmasa, bağırsaklarınız bu kadar iyi çalışır mı, vücudunuzdaki çoğu yapı tıkır tıkır işler mi? Haydi, mikroorganizmaları bir kenara bırakın. Görebildiğiniz en küçük canlılardan biri olan karıncaları düşünün. Bugün onlar olmasa, ortalığı çöp götürür. Siz zamane gençleri, bir şeyleri başaramadığınız zaman hemen pes ediyorsunuz. Sabretme gibi bir huyunuz yok! Kanınızın son damlasına kadar uğruna savaşacağınız, emek vereceğiniz, çabalayacağınız bir amacınız olsun. Hayat çok kısa. Bir daha dünyaya gelecek miyiz? Şu andan itibaren hayatımızın nasıl olacağına dair bir fikrimiz var mı? Bu soruların her biri, bilinmezliğe çıkıyor. Bu yüzden, hakkını vererek yaşamayı öğrenin. Yaşamaktan kastım, ot gibi bomboş yaşamak değil. Gerçi, küçümsediğim otun bile faydası var. Neyse, onu boş verin şimdi. Hakkını vererek, bir amaç uğruna yaşayın."

O gün, hocamın kurduğu cümleler bir kulağımdan girmiş, öbüründen de çıkmıştı. Unuttuğum bu konuşmanın üzerinden tam bir buçuk yıl sonra, bilgisayarımda bulunan dersin o günkü kaydına ilişmişti gözüm. Açıp, tekrardan dinlediğim zaman, burukça gülümsemiş, gözlerimi de doldurmadan edememiştim. Sahi, o zamanlarda bir amacım var mıydı benim? Hakkını vererek yaşıyor muydum? Olmadık kişilerin, dolmadık meselelerin ardında kendimi paralıyordum. Başkaları için yaşıyordum, kendimi ruhum duymuyor, gözüm de görmüyordu. Benliğime, ufacıkta olsa bir faydam yoktu. Zaman geçiyordu ve onunla birlikte, ben de yitip gidiyordum.

Sonra ne mi oldu? Yıllardır, evimin sokağından bile geçmesine izin vermediğim adam, bir anda benim evim oldu. Merkezinde olmadığım, uçsuz bucaksız köşelerine savrulduğum hayatımı, benim ellerime teslim etti. Ön yargılarımı yıktı, kendime olan kırgınlığımı düzeltti. Bana yaşamak için sayısız amaç ve istek verdi. Belki, adımızı merak ediyorsunuzdur. Benim adım, Asya. Bana dünyaları veren adamın adı da Yusuf. Eğer, biz bir hikayenin içindeysek, ben Yusuf'un hikayesindeki başrol kızdım. Kendi eski hikayemde ise, figüran bile değilmişim...

DARMADUMAN (14 Temmuz'dan Sonra Yazılacak)Where stories live. Discover now