VIII

1.1K 252 208
                                    

haftasonuna girmiştik. artık okula giderken sızlanmıyordum, içinde sevdiğim biri vardı. ama bu haftasonu özgür hissetmemi değiştirmiyordu.

yatağımda telefonumla oyalanıyordum ki Dua aradı. benden başka arkadaşı yoktu ve evde sürekli yalnızdı. canın sıkıldığında beni arayabilirsin dediğimden beri her gün arıyordu. gerçi benim için hava hoştu. sonsuza dek arayabilirdi.

"alo, Dua."

"günaydın Viran, müsaitsin değil mi?"

"o ne demek güzelim, senin için her zaman müsaitim."

biraz havadan sudan konuştuk. Konya'daki hayatından bahsetti, neden kitaplara ve şiirlere bu kadar değer verdiğini o zaman anladım. sorunlarından kaçıp kitaplarına sığınıyormuş çiçek kızım. bana sığınsın istedim.

muhabbet edecek bir şey kalmayana kadar konuştuk. bir sessizlik oldu, uzun zamandır aklımda dönüp duran şarkıyı mırıldanmaya başladım.

gül her bülbüle kansa gül, gül olur mu?
güle yaklaşan herkes bülbül olur mu?

ona ilk defa şarkı söylüyordum, şaşırmıştı. şuan yüzünde her zamanki tebessümünden olduğuna emindim.

ah bebeğim! sen gül, ben öleyim.

tam o sırada telefonun diğer ucundan tatlı bir kıkırtı işittim. o güldü, ben öldüm.

"Viran, bu şarkı çok güzelmiş. ilk defa duyuyorum, kim söylüyor?"

"Yüzyüzeyken Konuşuruz."

"ya meraktan çatlarım sonra, şimdi söylesen olmaz mı?"

bu sefer gülme sırası bendeydi. büyük bir kahkaha attım, saf kızım benim.

"neye gülüyorsun ki, komik bir şey mi söyledim?"

"güzelim, grubun adı Yüzyüzeyken Konuşuruz."

bir "ha?" nidası işittim, idrak etmeye çalışıyordu. telefondan boğuk sesler gelmeye başladı. yastığa yüzünü gömüp çığlık attığına kalıbımı basardım.

o sırada annem mutfaktan bana seslendi, kesin yine ekmek almaya gönderecekti. ah ne zaman bitecekti bizim çilemiz.

"Dua, şimdi kapatmam lazım. sonra yine konuşuruz olur mu, öptüm."

kısık sesle "bende öptüm" dedi. utanmıştı.

ah bu kız beni deli edecekti.

sevdada bir tür delilikti.

redamancy | kısa hikâye Where stories live. Discover now