Hoşlanmak

297 12 0
                                    

"Teşekürler jisoo afiyetle yedim."
"Yersin tabi. Bedava sonuçta"
"İyi bir şey söyleyende kabahat! Ne değerli paran varmış!"

Tavukları yemiş şimdi de bir kafede oturuyorduk.
Lisa ve taehyung bir kıyafet üzerinde tartışmaya girmişkerdi. Yakın zamada lisa bir davete katılacaktı. Bizimki de taehyungtan fikir alıyordu ya da alamıyordu. Çünkü taehyung sürekli hepsine bahane buluyordu. Puantiyeli bir elbise vardı. Dizinin biraz üstündeydi. Ona çok kısa demişti. İnanabiliyor musunuz?

Jisoo unni ile jin oppa ise tavuklardan söz ediyorlardı. Arada sohbete kulak astığımda soslu mu sossuz mu fırında mı kızarmış mı muhabbeti dönüyordu. Ciddi söylüyorum bunu konuşuyorlardı. Birbirlerini bulmuşlardı da haberleri yoktu ama onlardan umut yoktu. Neden mi? Geçmişte yaşanılar şeyler yüzünden. Jisoo unninin bidaha başka bir erkeğe güvenebileceğini sanmıyordum. Hep bir mesafe vardı erkekler ve onun arasında. Sevgili muhabbetleri döndüğünde sıkıcı deyip gidiyordu zaten.

Gelelim 3 olamayan çiftimiz suga ve jennie'ye.
Geldiğimizden beri İkisi de elinden telefonu bırakmamışlardı. Jennie arada sohbete katılmak için bırakıyordu. Suga... Suga ise başını telefondan kaldırmıyordu. Arada birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı.

Biz... biz ise diğerlerinin aksine normaldik. Bazı zamanlar onu boğduğumu hissediyordum. Böyle düşünceler genelde regl zamanı geliyordu. Onu sıktığımı düşününce çok aramıyordum. Fazla sarılmıyor öpmüyordum. Benden sıkılmasından korkuyordum ya da terk etmesinden... İşte ne derseniz deyin. Tabi ben böyle yapınca bir sorun olduğunu hissediyordu. Onu üzdüğümü de fark ediyordum ama işte.... Dedim ya beni terk eder diye korkuyorum. Bu konuyu bir kaç kez konuşmuştuk. Her defasında beni terk etmeyeceğine söz veriyordu. Bu kadar güzel bir adamı hak edecek ne yapmıştım bilmiyorum.

*****
Biz sohbet ederken birisi arkamızdan "jennie" diye seslendi.
Herkes sesin geldiği tarafa dönünce kai'yi gördüm. Onun burada ne işi vardı? Jennie hemen ayağa kalkıp yanına gitti. Telefondan başını kaldırmayan suga kai'yi kesecek gibi bakıyordu.

"Kai senin burada ne işin var?"
"Önemli bir konuyu konuşmak için geldim. Malum haberi almışsındır."
"Ah evet aldım. O zaman şu masaya geçelim"
Deyip bize en uzak olan masayı gösterdi. Kai ise tamam anlamında başını sallayıp jennie'nin işaret ettiği masaya geçti.

"Ne iş bu?"
"Hayırdır hyung pek bi merak ettin?"
"Jungkook? sen bana diklenecek cesareti nereden aldın?"
"Susun da ne konuşuyorlar duyalım!"
Dedi lisa.
Ortam bir anda sesizleşti. Fakat konuşulanları duyamıyorduk. Bizden çok uzaktaydılar. Kai gayet sakin bir şekilde konuşurken Jennienin ise kaşları çatıktı.

Jennie'den
"seni dinliyorum. Bir anda gelmenin sebebi nedir?"
"Şirketimiz ve sizin şirketiniz... Bunu nasıl söylerim bilmiyorum ama... Sahte bir ilişki çıkartacaklar. Bu sabah şirkete çağırıldım. Ceo medya oyunu olan bir ilişki olacağını itiraz etme gibi bir seçeneğin olmadığını söyledi."

Ne dedi şimdi bu? Biz kai ile... sevgili? Medya oyunu? Tamam kai yakışıklı çocuktu ama ben başkasına aşıkken bu olamazdı.

"Nasıl böyle bir şey yapabiliyorlar! Bizim fikrimizi bile almadılar"

"Jennie ben... üzgünüm. Bir çok kez reddettim. Bir ilişkim var zaten ama..."

"Bir ilişkin varken bunu nasıl kabul edebiliyorsun! Sen gerçekten bu musun jongin !"

"Üyelerle tehdit etmeseler bunu yapmazdım! Sana meraklı değilim ben de!"

"Söylediğin kelimelere dikkat et! Her ne kadar arkadaş olsak da bunları sineye çekeceğimi düşünmüyorsun heralde?"

"Jennie üzgünüm... Sadece onlar için endişeleniyorum. Bu zamana kadar çok şey yaşadık. Buralara emek vererek geldik. Kendini benim yerime koy lütfen."

Aynı durumda ben olsaydım.. kızların hayalleri... Onun yerinde olsaydım ben de kabul ederdim. Yg beni tehdit etmemişti ama onu tehdit etmişti. Ben yg'nin gözdesiydim. Kimse bana zorla birşey yaptıramazdı bunu herkes biliyordu. Sırf bu yüzden başkalarının gelecekleriyle tehdit ediliyorduk. Kabul etmeli miydim? Evet etmeliydim. Fakat hemen de değil.

"Bunu düşüneceğim kai. Sadece biraz zaman ver bana."

Elimin üstüne kendi elini koyup

"Teşekür ederim jennie. Karar verdiğinde beni araman yeterli. Fazla zaman yok. Haftaya kadar karar vermelisin."
Gülümseyip ben de kendi elimi onun elinin üstüne koyup güven verircesine sıktım.

"Önemli değil. En doğru kararı vermeye çalışacağım."

Rose'den

Ne olduğunu anlayamamıştım. Az önce kai jennienin elinin üstüne elini koydu.

"Lan! Ne oluyor bunlar sevgili mi!"
"Saçmalama istersen suga! Olsa unnisine söylerdi!"
"Eee o zaman! Niye jennie'ye elliyor bu!"
"Hyung ne oluyor ya! Niye bu kadar sinirlendin!"
"Sinirlenmedim ben!"
Sen onu benim külahıma anlat. Bildiğin kıskandın işte jennie'yi.
"Lan şimdi de jennie elleşiyor. Dayanamıyorum gidicem sallıycam şimdi şuna yumruğu!"
Deyip ayağa kalktı. Namjoon ve jhope oppa onu zorla geri yerine oturttu. Sonra ben de
"Suga oppa sen jennie'den mi hoşlanıyorsun!"
Dedim dayanamayıp. Tabi ben bunu söyleyince ortam anında sesizleşti.

"N-ne şaçmalıyorsun? Y-yok öyle bir şey!"
"Kıskanıyorsun işte hyung!"
"Kıskanmıyorum gerizekalı jk!"
"Bak suga. Aşktan anlamayan ben bile anladım senin hoşlandığını! İnkar etme daha fazla!"
"Aynen oppa!"
"Hoşlanmıyorum dedim be!"

"Hoşlanıyorsun hyung!"

"Hoşlanmıyorum jk!"

"Hoşlanıyorsun yoongi!"

"Hoşlanmıyorum namjoon!"

"Hoşlanıyorsun oppa!"

"Hoşlanmıyorum lalisa!"

"Hoşlanıyorsun hatta it gibi seviyorsun hyung!"

"Tamam lan lanet olsun! Hoşlanmak ne kelime aşığım! Oldu mu! Ben jennie'yi seviyorum."

"S-suga sen beni... seviyor musun?"

Jennie?

İdol olmak • rosékookDove le storie prendono vita. Scoprilo ora