2

4K 158 28
                                    

Çay bahçesine vardığımda amcamın arabasına ağzını ayıra ayıra bakan Buğra'yı da kapı önünden kazıyıp içeri girdim.

Herif arabaya bakmak için kapı önünde beklemiş arkadaş, pes be.

"Dışarıda MERCEDES G 400 D STRONGER var Hilmi. Ve az sonra bizimle böyle basit bir yerde ince belli bardakta çay içecek kız o arabadan indi. Amcası da o arabanın sahibi."

Evde de ince bellide içiyorum ben. Bunda ne var ki?

"O kız bizimle sadece çay içmeyecek, Talha'yı da dinleyecek."

"O da kim?"

"Bizim buraların yakışıklı piçi. Gitar çalıp söylüyor arada mekanlara da çıkıyor. Bugün buraya da onun için geldik zaten."

Kafa sallayıp gelen Talha'yla tanıştım. Dedikleri kadar yakışıklıydı. Ama Hilmi'nin dediği gibi piç sayılmazdı bence hatta eğlenceli bir tavrı vardı.

Sahneye çıkıp söylemeye başladığında da sesinin ne kadar iyi olduğunu düşündüm. Birçok sanatçı olduğunu iddia edip bir halta yaramayan insandan daha iyiydi.

 Kolumu dürten Asya'ya döndüm.

"Ne?"

"Pek bir etkilendin."

"Yok be."

"Hadi hadi."

"Asya, etkilenmedim diyorum."

"Bir kere de etkilen be. Sana ne taş çocuklar gösterdim ben salyamı silerken bana olan sevginden bir göz gezdirdin sonra döndün."

"Ben gerçek aşkı arıyorumdur belki. Olamaz mı?"

"Olur bebeğim olur da kendin bile hangi tiplerden hoşlandığını bilmiyorsun bence."

Bu doğru olabilirdi.

"Tip deyince benim aklıma direkt ten, saç veya göz rengi gelmiyorki Asya. Aslına bakarsan sanırım tiple de ilgilenmiyorum. Cesur olabilmeli bir kere, üç erkeğin arasından çekip çıkaracak beni bu biraz zor olsa gerek."

Başından beri sessiz giden konuşmamız Asya'nın son cümlesinde sesini biraz yükseltmesiyle Hilmi ve Buğra'yı da kapsamıştı ve sanki çok önemli bir şey diyormuşum gibi ciddi ciddi dinliyorlardı.

Şapşallar.

"Biz ona buralarda taşaklı diyoruz Esin Hanım'cığım. Sen o üç erkekten sıradan insanlarmış gibi bahsedemezsin. Sertkaya erkekleri adamı çarpar bu yüzden sadece cesaretinin yeteceğinden bile emin değilim."

Hilmi'ye kafa sallayabildim sadece. Çocuk haklı bro dağılın.

"Kız tanıştığımızdan beri ilk defa bu konuda ağzını açtı. Araya girmesen ölür müsün?"

Hilmi ağzını fermuar yapıp bana baktı devam et dercesine.

"Benim gibi biri olursa anlaşamayız muhtemelen. Yani her halta rağmen neşeli, bazen çocuk gibi falan... Mıknatıs misali, zıt kutuplar birbirini çeker diyenlerdenim ben. Farklılıklarımızla anlaşırız."

"Başka yok mu?"

Bilmem Asya, var mı?

Düşeneyim. Düşündüm. Varmış.

"Kendi yaşımda birini de istemem. Yengem hep erkekler geç olgunlaşır derdi ki öyle. Baksanıza kampüstekilere çocuk gibiler. Ben de ona gelemem. Kendim büyümemişim onu mu büyüteyim?"

"Boyu nasıl olsun?"

"O konuda bir klişeye imza atıp sarıldığımda kalbinin sesini duyabilmek için uzun olsun isterim. Bir de sakal. Sakalsız erkek eşittir makyajsız kadın değil miydi ya?"

SİLAH TÜCCARIWhere stories live. Discover now