[ Bölüm Yedi: Yaşama İsteği ]

407 29 32
                                    

Herkese selam! Hikâyelerimi yeniden yayınlamaya başladığımdan beri yazı yazmak bana güzel geldi, gerçekten de özlemişim. Sizlerin de Menfur'a devam ettiğini görmek beni çok sevindirdi çünkü geri döndüğümde kimseyi bulamayacağımdan korkuyordum. Eskisi kadar kalabalık olmadığımızı biliyorum ama bu ortam bana gerçekten yeterli geliyor, o yüzden hepinize ne kadar teşekkür etsem az kalır.

Bu bölüm yazdığım diğer bölümlerden biraz daha farklı oldu, çünkü Noksan boyunca çok az değindiğim bir tema olan ölüm hakkında bir şeyler yazmak istedim. Kelimelerim yanlış anlaşılmasın, bu sebeple küçük bir uyarı: Ölümü asla romantize edip yüceltmiyorum ve intiharı desteklemiyorum.

Umarım sizin için de her şey yolundadır ve bu bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar dilerim, düşüncelerinizi benimle her zaman paylaşabilirsiniz! ^^ 

 İyi okumalar dilerim, düşüncelerinizi benimle her zaman paylaşabilirsiniz! ^^ 

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

yağmurlu kış günü tenha bahçede çırılçıplak

mevsim ona beyhudedir artık ne soğuk ne sıcak

bu çınar ömür boyu yalnızlığa hüküm giymiştir

her gün bir parça ölerek sürecini dolduracak

Atilla İlhan

Şarkı: Crywank - Memento Mori

[ Bölüm Yedi: Yaşama İsteği ]

Bulutsu bir düşünce çeperiydi etrafımı saran; bu çeperin hayali duvarlarını okşuyor, parmak uçlarımda hareketlenen o güzel kıvılcımların tadını çıkartıyordum. Bütün sorumluluklarımdan kurtulduğumu hatırlatıyordu bana; kendime yüklediğim unvanlardan sıyrılıyordum adım adım. Deri değiştirmekle eşdeğerdi bu deneyimlediklerim; sade bir gerçeklikle yüz yüzeydim günlerdir, belki de aylardır: Ölüm.

Kendisi bir gizemdi; keşfedilmemiş bir alan, üzerinde fazla düşünülen ama pek çok insanın adım atmaya yanaşmadığı o yegâne son keşifti. O, soluklarımın arkasında yatan küçük bir hatırlatıcıydı. Bir takıntıydı bende oluşturduğu; diğerlerinin tespit etmesi güç olan, ancak benim bilebildiğim küçük bir sır.

Kandırıyordu beni; yaşamın sadeliğinden, önümde uzanan yılların gerçekliğinden söküp alıyordu varlığımı. Belki de her insanın her gün, her dakika almak zorunda olduğu bir karara varmak mühimdi. Uğraşmam isteniyordu benden; bir dayatmaydı bu yaşadıklarım, asla içinden çıkamayacağım bir labirentti.

Kafamdaki düşünceleri toparlayabilmenin bir yolu yoktu; ağrıkesicilerin etkisiydi muhtemelen. Umursamaz bir boşluğa düşmekti.

"Hiç ölmeyi düşündün mü?" diye sordum. Gözlerimi ağaçlardan ayırmıyordum; arabanın içerisinde, klimanın etkisiyle hafiflemiş durumdaydım. Rasatya'nın çam ormanlarının yakınında, şehrin en büyük parkının girişindeydik; dışarıdaki uğultuyu duyabiliyor, ancak etrafta kimseleri göremiyordum.

MENFURWhere stories live. Discover now