14

299 14 3
                                    

Ateş ve Barış

Bu bölüm Barış tarafından anlatılmıştır.







Yemelerimizi yiyip kalktık. Tekrar yollara düşmüştük. Masada anlattıklarımı düşününce , Ateşle o kadar çok şey yaşamıştık ki. Bazen çok eğlenceli bazen çok korkunç bazen çok üzücü. Ama iyi ki Ateş vardı.

Masada da dediğim gibiydi her şey. Yalan söylemeyi seven bi insan değildim. Sürünün arasında insan olan tek bendim. Yağız zamanında sürüye katılmamı teklif etmişti. Dönüşmemi. Ama ben onların arasında böyle daha iyiydim. Ve bir de biraz aptallar. İnsanlık varken hayvan olmak neydi lan. Kendi kendime güldüm.

Beyza " Senin artık bi iç sesin olduğuna eminim." dedi. " Kızım sana başından beri diyorum. İçimde benden daha makara biri var." diyip biraz bekledim. " Hem zaten böyle bi ortamda kim akıllı kalabilir ki?" dedim.

Beyzayı ilk gördüğümde beni çok etkilemişti. O kızıl saçları , gözleri , gülüşü. Aşık olduğum nadir anlardan biriydi. Onunda bana karşı boş olmadığını biliyordum. Ego kasmak gibi olmasın ama benim gibi çocuğu öpüp başına koymalıydı.

Hava kararmaya başladığında Beyza'nın uyuduğunu gördüm. Üşümesin diye ısıtıcıyı açıp yola devam ettim.

Bir süre sonra arkamızdan yüksek bir ses geldi. Aynadan bakınca Berklerin arabasının tekerleklerinin patlamış olduğunu gördüm. Aniden arabayı durdum. Beyza öne gidip geldi. " Ne oluyor ya?" dedi. Cevap vermeden hemen indim.

Herkes Berklerin arabasının başındaydı. Lastiklere baktığımızda ok saplanmış olduğunu gördük.

Ateş etrafa göz gezdirip " Hadi ama Yıldırım!" diye güçlü bir sesle bağırdı ve devam etti " yapabildiklerin bu kadar mı?"

Etraftan ses gelmeyince lastiklerden okları çıkarmaya başladılar. Beyza Durunun yanına geçmişti. Ateş bana dönüp " Kardeşim senin arabanda malzemeler vardır getirir misin?" dedi. Arabaya doğru ilerledim. Malzemeleri alıp dönüştüm ki karşımda Onur Yıldırımı gördüm.

" Biraz vakit geçirelim mi Güngören?" demesiyle arkamdan birinin başıma vurması bir oldu.

_____

Ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum. Ama başım çok kötü ağrıyordu.

Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Çok parlak bir ışık yüzüme vuruyordu. Kendimi sağ sola salladımda ellerimden zincirle sağ sola bağlı olduğunu fark ettim.

" Yıldırııııım. Bi insandan bu kadar korkuyor olamazsın." dedim. Işığın içinden bir gölge geldi ve karşımda durdu.

" İnsan olduğundan pek de emin değilim." dedi. Hadi ama uzaktan bakan bir başkası bile o sürünün arasında benim insan olduğumu anlardı. Avcı olmuştu ama hala aptaldı.

" Dene ve gör." dedim. Hiç bir korkum yoktu. Ölürsem sürüm için ölücektim. Ama Yağzıların beni bulacağına emindim.

" Yok denemek istemiyorum. Biz senle biraz sohbet edicez bugün." dedi. Makaraya alarak " Ne sorarsan söylicem Yıldırım. Boynum kıldan ince." diyip güldüm.

Işığın içinden bir gölge daha geldi. Avcılardan biri olduğu belliydi. Gözüm eline kaydı. Sopasını eline vurup duruyordu.

Başımı Onura çevirdim. " Korkucağımı mı sanıyorsun?" dedim. Başını sola eğip " E o zaman konuşana kadar çekmek zorundasın" dedi ve adamına komutunu verdi.

Sopayla karnıma vurmaya başladı.
Onur " Nasıl konuşturur mu?" dedi. Adam bir kere daha sert bi şekilde vurduğunda ağzımdaki kanı tükürdüm ve Onura cevap verdim.

" Ne yalan söyliyim Onur. Helal olsun çok iyi vuruyo." dedim. Onurun yüzü sinirle kırıştı. İşte bu görüntüyü görmek her şeye bedeldi.

Artık kaçıncı sopayı yediğimi hatırlamıyorum bayılmışım.

______

Yüzüme soğuk suyun çarpılmasıyla kendime geldim. Bu sefer karşımda Ece vardı. İyice bilincim yerine geldiğinde " Baba kız devriye mi yapıyosunuz?" dedim.

Güldü. " Seni severim Barış bilirsin. O sürünün arasında kendi iradenle insan kalmayı seçmiş birisin. Bu büyük bir başarı. Her neyse. Sana zarar vermek istemiyorum. Babamın zarar vermesini de istemiyorum. Ama bize yardımcı olmalısın." dedi.

Sırıttım. " Beni biraz bile tanıdıysan ölsemde konuşmicağımı bilirsin Ece." dedim. Başını anladım gibisinden salladı. " O zaman canının yanmasına kendin izin verdin." dedi.

" Valla bişey diyim mi?" eğilebildiğim kadar Eceye eğilip " Bundan daha kötüsünü görmüştüm." dedim ve geri yerime gittim.

Ece dik dik bakıp odadan çıktı.

_____

Zincirlerle sallana sallana beklerken odaya yine Onur girdi.

Yüzüme baktıkça sinirlendiği belliydi. En sonunda dayanamayıp " Sadece Alfanın kim olduğunu söyliceksin lan!" diye bağırdı. Sessiz kaldım. Odada volta atıp durdu.

İçerden bir kaç ses gelince başını kapıya doğru çevirdi. Anlaşılan benimkiler gelmişti. Gülüp " Hazırlan Yıldııırıııım. Belaların geliyor." dedim. Silahını çekip başıma dayadı. Odanın kapısı açılınca Ateşin sesini duyduk.

" Kardeşim nerdesin?" diye bağırdı. Görüş açısına girdiğimde " Ulan şerefsiz. Ulan haysiyetsiz. Senin işin bizimle lan bizimle." bağırdı tekrar. Ateşe bakıp cıkcıkladım. " Ama alınıyorum Aydın. Bende sürüden biri değil miyim?" dedim. Ateşle göz göze geldiğimizde bıyık altından gülüyordu.

Onur " Şakalaşmanız bittiyse eğer Barış sana son kez soruyorum. Alfa kim?"dedi. Biraz bekledim. Ateşe kalsa ben söyliyim de kimseye zarar vermeden gidelimdi.

Başımı Onura doğru çevirip " Söyleyesim yok" dedim. Odaya Yağız Berk ve Ayazda girdi.

Yağız " Senden fazlaca üstünüz Yıldırım. Bunu kendine yapma." dedi.

Onur " Artık kaybedicek bir şeyim yok biliyorsun." dedi.

Son kez bana " Söylemiyorsun yani" dediğinde başımı sağ sola salladım. Tetiği çekti.

O anda ne oldu bilmiyorum. Silah patladı ama kime patladı anlaşılmadı. Arkamda ki yük gidince Onur olduğunu anladım.

Kimin vurduğunu öğrenmek için bizimkilere baktım. Ateşin eli titriyordu. Yağız yanına gidip silahı aldı ve sarıldı. " Sakin ol. Sakin ol" dedi.

Ateşe doğru yaklaşıp bende sarıldım. " Teşekkür ederim." dedim.

Odadan çıktık. Ayazla Berk etrafı aradıktan sonra çıktık. Ateşin hala eli titriyordu.

Arabaların oraya geldiğimizde Beyza bana koşarak sarıldı. Bende karşılık verdim.

Duru da Ateşe sarıldı. Ama hiç bir tepki alamadı. Ellerine baktı. Sonra dönüp bana. Bir şey diyemedim. Başımı eğmekle yetindim.

Daha fazla burda durmadan arabalara bindik. Ateşle Duru bizim araca bindi. Berkle Ayaz da Ateşin aracına.

Yola çıktığımızda kimseden ses çıkmıyordu. Ne söyleyebilirdik ki?




/Bölüm Sonu/

Özel Üçgenler Where stories live. Discover now