XXVIII

1.4K 139 156
                                    


"Biz bu odada kalacağız, sizin odanızda tam karşıdaki bungalov."

"Gerçekten çok güzel bir yermiş San. Biz Jaemin ile gidip odamıza yerleşelim."

"Tamamdır, hemen sonrasında da festival alanına geçeriz."

Güzel kadın sevgilinin elini tutarak tam karşıdaki küçük bungalova kadar sürükledi. Herkes oldukça neşeliydi, dağın eteğinde ağaçlık bir alanda kalacaklardı ve Sadece bulundukları yer bile huzurlarını arttırmaya yetmişti.

Jaemin cebindeki anahtarı çıkararak bungalovun kapısını açtı. Ahşaptan yapılmış bir masa, çift kişilik bir yatak ve iki sandalyenin bulunduğu mini bir odaydı. İki geceyi bu odada ve aynı yatakta hayallerini kurduğu güzel kadınla geçirecek olması güzeldi ancak aklından bir türlü çıkmayan sarışın da aynı iki geceyi aynı yatakta San denen herifle geçirecekti. İlerisini düşünmek bile sinirlerini bozmaya yetiyordu.

Genç kadının sadece iki gece için getirdiği koca valizi yerleştirmesinin ardından buluşacakları noktadan festival alanına yol aldılar. Hava kararmış, festival alanı son derece canlanmıştı.

Kiraz çiçeklerinin altında yürüyen dörtlü bu güzellik karşısında tam anlamıyla büyülenmişlerdi. Önden yürüyen San, sarışının yanına yaklaştı.

"Ben yemeğin yapılacağı alana geçiyorum. Biraz dolaşıp keyfini çıkarın, sonra haberleşelim."

"Olur."

Jeno'ya söylediklerini arkadan yürüyen çifte de söylediğinde genç kadın heyecanla atladı. Yemek yapılan kısımda oldukça popüler sanatçılar ve fenomenler bulunuyordu ve bu festivale gelme amacı da onlarla tanışmaktı. Bir süre Jaemin'e yemek bölümüne gitmek için yalvaran güzel kadın istediğini alamayınca aşının peşine takılmış, ateşle barutu yalnız bırakmıştı.

Önde Jeno, arkada Jaemin tek kelime etmeden bir süre yürüdüler. Genç adam bu sessizlikten çok rahatsızdı. Şuan güzel bir sohbete dalmış olmalı, kahkahalarıyla geceyi aydınlatmaları gerekirken tek kelime dökülmüyordu mühürlenmiş dudaklarından. Sarışının beklentili olduğunu biliyordu genç adam, ona istediğini veremeyecek kadar korkak olduğunu da. Ancak en azından onu kırdığı için özür dilemesi iyi olabilirdi.

Konuşmayı başlatmak için dudaklarını araladı genç adam. O sırada sarışın üzerindeki ağaçtan düşen bir çiçeği yakaladı. Arkasını dönerek ufak bir tebessüm ile elindeki çiçeği Jaemin'in saçına sıkıştırdı.

"Çok güzel oldu."

Jeno'nun saçlarında olan elini kavradı genç adam. Ağaçlardan düşen kiraz çiçekleri sarışının da saçlarında konaklamış, son derece masum gözükmesini sağlamıştı. Jaemin bu sarışın yüzünden aklını kaybedecek gibi hissediyordu.

"Özür dilerim Jeno. "

" Sadece tadını çıkaralım Nana. Yalnız kaldığımız bu anın tadını..."

Parmakları sarışınınkine kenetlenirken kafasını salladı.

"Öyle yapacağım."

Elini tuttuğu sarışını da peşinden sürükleyerek Osaka'nın sokaklarını doya doya gezdi genç adam. Bu an kısaydı, biliyordu. En azından elinde kalanı doya doya yaşamalıydı. Kendiyle ilgili bir karar verene kadar...

Nihayet festivalin yemek saati gelmiş, istemeyerek San ve Sujeong'un yanına dönmüşlerdi. Ortamda popüleritesi yüksek bir şef olan San, yaptığı yemekleri tek tek elleriyle Jeno'ya tattırmış, tanıştığı fenomenlerle sürülerce fotoğraf çekilen Sujeong her birini Jaemin'e göstermişti. İkili bir kaç dakika önce birlikteyken geçirdikleri güzel zamanları düşünüp gözleri birbirlerine kenetli bütün geceyi kendileriyle ilgilenen başka insanlarla geçirmişti.

Festivalin bitimiyle kalacakları yere dönmüştü dört genç. Herkes odalarına ayrıldığında Jeno ve Jaemin için zorlu psikolojik süreç start vermişti.

San yorgunlukla tek kelime bile söylemeden yatmayı tercih etmişti. Bunun üzerine Jeno ise hava almak için dışarı çıkmaya karar vermişti. Onları odası bu kadar sakinken Jaemin ile Sujeong o kadar da durgun değildi.

Üzerine kırmızı çekici bir gecelik giyen güzel kadın yatakta video izleyen Jaemin'e doğru yaklaştı. Karşısında güzel kadını yarı çıplak gören genç bir kaç kez gözlerini kırpıştırdı. Güzel kadın tam da olması beklenileni başlatmak adına yatağa çıkmış, kalçasını hareket ettirerek Jaemin'in üstüne çıkmıştı. İç çamaşırı giymemiş olması göğüslerini her şeyiyle ortaya çıkarırken genç adam etkilenebilmek adına kendini fazlasıyla zorluyordu. Bunca çekici görüntüye rağmen alt tarafında hiç bir hareketlenme yoktu.

Güzel kadının Jaemin'in üstünde durduğu pozisyon tam bir seks başlangıcı görüntüsüydü ve hava almaya çıkan sarışın açık perdeden bu görüntüyü çok net görmüştü. İçini kaplayan hüzün ile kafasını önüne eğip ilerlemekte gördü tek seçeneği. Yanlış anlayarak...

Dışarıdan kendisini gören sarışından habersiz hala erekte olmaya çalışan genç adam bu işte bir terslik olduğunu anlamıştı. Sarışın ile parktaki yakınlaşmasının en başında dayanamayacak hale gelen Jaemin, uzun zaman hayallerini süsleyen bu kadın karşısında hiç hal değişikliği geçirememişti.

Güzel kadın Jaemin'in dudaklarına yaklaştığında sahte bir böğürtü ile yerinden doğruldu.

"Neyin var tatlım?"

"Midem çok bulanıyor."

"Böyle bir zamanda mı Jaemin? Gerçekten mi?"

"Sevişirken üstüne kusmamı ister misin?"

"Tanrım..."

Güzel kadın Jaemin'in üzerinden kalktı. Mızmızlanarak yatakta sırtını dayadı. Tamam, atlatmıştı genç adam fakat sanki boğıluyordu. Burada durmak istemiyordu. Yanında olmak istediği başka biriydi.

"Ben biraz hava almaya çıkacağım."

Eliyle kışkış yapan kadının ardından hırkasını alarak odadan çıktı genç adam. Sahile doğru indi. Cebinden çıkarttığı telefon ile Jeno'yu arayıp aramamayı düşündüğü esnada sahilin ucunda uzanan sarışını fark etti. Jeno da yapmamıştı, başka birinin kollarında olmak yerine yalnız olmayı seçmişti.

İçimde büyüyen hoşnutluk ile ona doğru koştu. Kumun hışırtısıyla gözlerini açan sarışın kafasını kaldırıp gülen Jaemin'e baktı.

"Sana geldim Jeno."

Milletttt! Siz çıldırmış olmalısınız, bir haftada 1.2 K okunma mı??? Ne kadar teşekkür edeceğimi bilmiyorum gerçekten 💙💙💙umarım size layık bir kitap yazmayı başarmışımdır. Çok teşekkür ederim tekrar❤️

wish you were gay //nominWhere stories live. Discover now