Bölüm 1

2.3K 71 135
                                    


Kütüphanede oturmuş ders çalışıyordum. Snape'in verdiği beş parşömenlik ödevi iki günün sonunda bitirmiştim.

Parşömenlerimi ve mürekkeplerimi toplayıp kütüphaneden çıktım. Köşeyi döndüğüm anda bir elin kolumu tutması ile irkildim.

"Hey, amacın ne Malfoy?"

"Sus ve beni takip et Bulan-, Grang-, Hermione!

"Nereden Hermione oluyor muşum acaba ben?"

"Sana sus demiştim değil mi?" dedi ve kaşlarını çattı.

Birkaç dakika sonra kendimi McGonnagle'ın odasında Narcissa ve Lucius Malfoy'un karşısında buldum. Bu insanların bana gülümseyerek bakması hiç iyi bir şey gibi gelmiyor bana ama...

McGonnaggle'ın sesi ile irkildim.

"Merhaba Bayan Riddle. Sanıyorum ki neden burada olduğumuzu merak ediyorsunuz. Bunun basit bir şey olmadığını elbet biliyorum fakat bunu artık öğrenmenizin zamanı geldi. Biliyorsunuz ki büyük bir savaş atlattık. Bu savaşta en az derecede zarar görmeniz için asıl anne ve babanız olan Bellatrix Lestrange ve Tom Riddle'dan yani Lord Voldemort'tan sizi uzak tutmak zorundaydık. Artık güvende olduğunuz için hayatta kalan son akrabanıza, anneniz Bellatrix Lestrange'in üvey kız kardeşi olan Narcissa Malfoy'a testlim etmek durumumdayız." dedi ve sanki çok basit bir şey söylüyormuş gibi gülümsedi.

Gerçi ben de bu duruma pek tepki verememiştim. Annem bir kaçık olan Bellatrix Lestrange, babam da bir zalim olan Tom Riddle!

İster istemez gözümden bir damla yaş aktı. Sonrasında da devamı geldi tabii. Sevgili teyzem (!) bana sarıldı ve "Sakin ol Hermione, artık önümüzde çok mutlu bir hayat var tatlım." dedi. Nasıl bu kadar sakin olabiliyordu anlamıyorum. Ondan ayrıldım ve gömleğimi dirseğime kadar açtım. Kolumda yazan 'Bulanık' yazısını gösterdim.

"Bunu o yaptı! Kaçık annem Bellatrix yaptı. Ve siz ona müdehale bile etmediniz." dedim Draco ve Narcissa'ya bakarak. Draco'nun gözleri dolmuştu. Narcissa ise ağlamaya başlamıştı.

"Bir de ağlıyor musun? Sizin yüzünüzden asıl anne babamdan çok sevdiğim muggle ailemi kaybettim ben. Gerçek ailemi kaybettim. Şu an kimsem yok! Çok yıprandım ve bunun sebeplerinden biri de sizsiniz! Hala ağlıyor musun?" dedim ve histerik bir kahkaha attım.

McGonnagle'dan izin alarak odadan çıkacaktım ki McGonnagle'ın "Bayan Riddle Slytherin yatakhanesine gitmeniz daha doğru olacaktır." dedi. Tepkisizleşmiştim.

Ne yapacaktım ki şimdi? Slytherin ortak salonuna doğru yürüyordum. Ayaklarım geri geri gidiyordu. Okuldaki herkes bana canavar görmüş gibi bakıyordu. Birkaç Slytherin hariç. Onlar tepkisizdi.

Ortak salona girdiğimde tüm gözler bana çevrildi. Bazıları hayranlıkla bile bakıyordu. O sırada yanıma Panrkinson ve Zabini geldi.

"Ee merhaba Hermione, Slytherin'e hoşgeldin." dedi Pansy.

"Yaa ne kadar hoş geldim bilemezsin Parkinson! Ve bana bu saygıyı kaçık annem ve zalim babam için duyduğunuzu da ayrıca biliyorum. Şimdi önümden çekilir misin?" diye tersledim.

"Şey, odan yani odamız sol merdivenden çıkınca üçüncü oda."

"Sağol." sesim çok donuk çıkmıştı.

Odaya gittim ve kendimi yatağa attım. Yatağımın hemen üzerinde Hermione Bellatrix Riddle yazıyordu. Hermione Jean Granger yazmasını tercih ederdim.

Bu sene benim için gerçekten berbat başlamıştı. Ron okula devam etmemiş ve George'un yanında çalışmaya başlamıştı. Harry ise yok gibiydi. Kimseyle konuşmuyor, doğru düzgün hiçbir şey yemiyor ve ders dışındaki zamanlarda da uyuyordu. Ayrıca Ron ve ben ayrılmıştık o çoktan Von Von ile çıkmaya başlamıştı bile. Ben... ben hissizleşmiştim. Açıkçası ilk ayrıldığımız zamanlarda üzülmüyor da değildim ama şimdi Ron'a karşı hiçbir şey hissetmiyordum. Kendimi oldukça yalnız hissediyordum.

Hermione Riddle -Dramione-Where stories live. Discover now