Temizlik

587 64 5
                                    

"Kanka şu çöpleri dışarı çıkarsana."

Koray eline tutuşturulan poşetlerle kaşlarını çatıp sağa sola emirler savuran arkadaşına baktı.
Oğuzsa hemen çekmecelerin içlerini temizleyen sevgilisinin yanı başına hoplaya zıplaya ilerledi.

"Aşkım bence oldu orası, sen bir de şuraya vilada at bence. Baksana parkenin rengi değişmiş."

"Of Oğuz, sen de bi işin ucundan tutsan daha çabuk biter işimiz."

İnce ve sinirli ses tonu taaruza geçince Oğuz cephesi savunmaya geçme kararı aldı.

"Canım sevgilim, işin başını ben tutuyorum zaten. Ben söylemesem nerden başlayacağınızı bile bilmiyordunuz. Biraz saygı ya!.."

Tüm vasfı laf yapmak olan bu unsurla baş edemeyeceğini kızımız da anlayınca duymamazlıktan gelerek viladayı doldurmak üzere bulunduğu yerden hızlıca uzaklaştı.
Ev temizliğine yardıma gelmişti sözde ama sanki kaçak at besiciliği yapan birinin suç mekanını temizliyor gibi hissediyordu. Temizle temizle bitmiyordu, üstüne bir de sevgilisinin boş boş ayak altında dolaşması sinirlerine hiç iyi gelmiyordu. Gerçekten hangi akla uyup da üç kağıtçı Oğuz'un peşine takıldığını kendi de sorguluyordu.

Bu kısa süren hararetli sohbet sonunda Koray arkadaşına dokundurup maydonoz olmadan giderse rahat edemeyecekti.

"Oğlum ağzın değil elin çalışsın biraz."

Oğuz hayretle kaç yıllık dostu dediği heriften turan taktiği yiyince, hayretle elindeki poşetlerle kapının önünde dikilen bedene baktı.

"Sen hala gitmedin mi? Aferin kardeşim böyle giderse seneye bitiririz işleri. Anca üstüme gelin. İş diyince yooğhh!"

"Sen kafayı sıyırmışsın, hadi bak işine kilim falan silkele."

"Seliiiin! Hayatım viladayı sonra yaparsın kilimleri silkeler mi-"

"Lan!" Diye haykırdı dişlerinin arasından, arkadaşının son beyin kalıntılarını da burnundan çekip çöplerin arasına katmamak için zor dururken.
"Kölen miyiz lan biz senin! Ya o balkona gidip şu kilimleri silkele ya da beraber gidelim ben seni silkeleyeyim."

Tek ayağıyla sertçe köpek kovar gibi öne doğru atak yapınca Oğuz gerileyip beyaz bayrak sallamaktan başka çare bulamadı.

"Tamam be şaka yaptım. Hallederim ben."

Arkadaşı topuklarını vura vura kaçışınca gülmeden edemedi. Onun bu salakca hareketlerini bile özlediğini fark etti. Daha dün yaşadıkları tartışmanın konusu bile geçmemişti aralarında. Sanki ikisi de farkındaydı bu kavganın gereksiz olduğunun. Birbirlerine çok uzun süre tavır alamamaları, bu kadar uzun süren dostluklarının formülü gibiydi.

Ellerindeki poşetleri apartmandan dışarı çıkarmaya heveslenmişti ki, karşısına çıkan meraklı apartman yöneticisi önce Koray'ı sonra kapısında durduğu daireyi süzdü.

"Koray? Oğlum hayırdır? Sen ne zaman geldin? Serpil Hanım geri mi taşınacak? Demek bu yüzden satılığa çıkarmamış evi."

Soru yağmuru, çıkarım fırtınası gibi tüm dedikodu afetleri çığ olurken, Koray taramalı motor yöneticinin lafına girmeye çabaladı.

"Yok İsmail amca, Serpil abla gelmedi. İlker tek geldi, alışamamış oralara hiç buraya gelmiş. Ben de geleli iki gün oldu işte yerleşmesine, temizliğe falan yardım ediyorum."

"Aa olur mu öyle İlker daha kaç yaşında, tek başına nasıl yaşayacak?"

"Olur tabi yahu. Kocaman genç adam olmuş bi görsen. Bana yetişmiş neredeyse. Ben de onun yaşlarında kendi başıma geçinmeye çalışıyordum. Benim gibi tecrübeli abisi var yanında, halleder o da bir şekilde. Hem okuluna gidip gelecek, annesi de para yardımı yapacak zaten."

Cafuné [boy×boy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin