Jimin kafasıyla onaylanıp yatağın içine girdi ve gözlerini kapatır kapatmaz uykuya daldı. Jungkook,Jimin'in alnına öpücük bırakıp evden çıktı.
Jimin için yeni kıyafetler alırken birisinin catboylar bölümünü gezdiğini gördü ve kucağında ki minik şeyi görünce onların Tae ve Jin olduğunu farketti.
Jin, Jungkook'u farkedince Taehyung'u dürtüp parmağı ile Jungkook'u gösterdi.
Beş dakika sonra bir yere oturmuş akşam ki film konusunu konuşuyorlardı.
Jungkook, Jimin'e evlenme teklifi etmeliydi ve güzel bir şekilde olması lazımdı.
Jimin ise kalmış evde Jungkook'u arıyordu bulamıyınca da koşarak dolabı açıp muzlu sütünü içerek beklemeye başladı.
Jungkook,Tae'ye bütün planını anlatıyordu ki telefonunun titreşimi ile gözlerini telefonuna indirdi.
Arayan Jungkook'a musallat olmuş bir kızdı.
Jimin, Jungkook'a ulaşmaya çalışıyordu ama bir türlü telefon düşmemişti. Sürekli meşguldü.
Canı sıkılmaya başladığı için Tae'yi aradı. En azından Jin'i getirirse onunla oyun oynayabilirdi.
Taehyung, Jungkook'un telefonunu alıp açmıştı. Yoksa bu kız Jungkook'un yakasını bırakmıyacaktı. Taehyung,çalan telefonuna baktı ve Jimin'in aradığını görünce telefonu Jungkook'a uzatıp kızla konuşmaya başladı.
Jungkook'un telefonu açmasıyla Jimin şok olmuştu ve tuhaf düşüncelerle boğuşmaya başladı.
Neden Jungkook açmıştı?
Jungkook,tam alo diyecekti ki Taehyung kıza sinirlenmiş ve sinirle 'Jungkook, benim sevgilim şimdi siktir git sürtük' demişti.
Jimin, bağırmaya yakın ses tonuyla konuşan Tae'yi duyar duymaz telefonu anında kapatdı ve gözleri dolu şekilde karşısında ki duvara bakmaya başladı.
Jungkook,onu...aldatıyor muydu?
Koşarak odasına gitti ve Jungkook'un gelmesini bekledi.
Saat geç olmuştu ama hâlâ Jungkook yoktu. Jimin'in durmuş ağlaması yine başlamıştı.
Jimin,o gün ağlayarak uyumuştu. Yüzüne vuran güneşle gözlerini aralayıp arkasında ki uyuyan bedene baktı.
Gözlerinin dolmasını yine engelleyememişti.
Sessizce yataktan inip mutfağa indi ve sürahide ki suyu doldururken beline sarılan kollar ile boğazında ki düğümü yutmaya çalıştı.
"Günaydın bebeğim."
Jimin, Jungkook'u sertçe ittirdi.
"Bana dokunma!"
"Bana bebeğim deme!"
Jungkook, şaşkınca Jimin'e baktı.
"N-noluyor?"
Jungkook, Jimin'e yaklaşmaya çalıştı ama Jimin hızlıca geriye doğru gitmişti.
"Noluyor Jimin anlat."
"S-seni bekledim! Geç geldin! Aradım! Açmadın ve,ve T-taehyung senin onun sevgilisi olduğunu söyledi."
Jungkook,aklına dank eden şeyle içinden küfretti ve o kızı boğmak istedi.
"Bak bebeğim,sen yanlış anladın. Gel benimle."
Jimin'in elini tutup bodrum katına doğru yürüdü. Jimin, tereddütle arkasından gidiyordu.
Jungkook,kapıyı açtı ve yavaşça içeri girdi. Etraf komple zifiri karanlıktı. Jungkook, tam ortaya geçti büyük ekranın karşısına. Jimin'i ekrana çevirdi ve elinde ki kumandayla videoyu başlatıp Jimin'in arkasından sarıldı.
Video da Jimin'in küçüklüğünden şimdi ki hâline kadar bir sürü fotoğraflar vardı.
Videonun sonunda Jungkook, Jimin'in önüne geçip dizinin üstüne çöktü ve ağzından kelimeler sırayla döküldü.
"Eğer senin bir parçan olmam gerekseydi, göz yaşların olurdum. Kalbinden gelip, gözlerinde doğmak, yanaklarında yaşamak ve dudaklarında ölmek için. Benimle evlenir misin?"
Jimin, yanağında ki ıslaklıkla ağladığını farketti ve gülümseyip hızlıca kafasını salladı.
"Evet,Evet seninle evlenirim!"
Jungkook,ayağa kalkıp Jimin'in dolgun dudaklarından hiç ayrılmayacak şekilde dolu dolu öptü.
Sizleri seviyorum^^
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
