5

84 5 0
                                    

Halfeti'ye normalde Gaziantep üzerinden seyahat etmek daha kısa sürüyordu. Ama Asım'ın Antep otogarında ki anıları iyi olmadığından biletini Şanlıurfa'ya aldı. Çünkü Antep otogarından ayrılırken çok ağlamıştı. O günleri tekrar hatırlamaktan korktu. Ama daha ironiği zihin odalarının en derinine sakladığı ve bir tek Sinan'ın bildiği Dilruba'yı bulmak için Saylakkaya köyüne gitmek çok daha zordu. Yeniden o toprakları görmek eski bir arkadaşla karşılaşmak gibiydi. Urfa otogarından kalkan ilk minibüse bindi. Heyecandan bütün yorgunluğunu hiçe sayıyordu.
Gecenin karanlığında minibüs ağır ağır ilerlerken Asım'da eskilere gittiğini daha da derinden fark etti. Yaklaştıkça uzaklaşan bu yol anılara birer yolculuk, tozlu ve eski bir kitabı açmak gibiydi. Kafasını cama yasladı. Yol boyu kimseyle muhattap olmamıştı.
Şehir merkezine indiklerinde iyice yorulmuştu. Turistik bir yer haline gelen Yeni Halfeti çok değişmişti. Asım hiç şaşırmadı. Zaten intenetten birçok kez Halfeti'yi gezmiş görmüştü.
Eski Halfeti'de ki evleri sular altında kaldığında beş yaşındaydı. Ailesiyle beraber Saylakkaya köyünde ki teyzelerinin alt sokağına taşınmışlardı. Dilruba aslında teyzesinin çok da görüşmedikleri uzak bir komşularıydı.
Taşındıklarında köyde hiç arkadaşı olmadığından kendi kendiyle misket oynarken Dilruba onunla misket oynamayı teklif etmişti. İlk görüşte Asım ona çok ısınmış ve içinde adını koyamadığı duygular beslemişti. Şimdi o duyguyu çok iyi biliyordu. Aşk.
Teyzelerini ziyaret için geldikleri her zaman mutlu oluyordu. Çünkü Dilruba oradaydı. Dilruba onu bir çocuk gibi nazlayıp avutmuş ve onunla oyunlar oynamıştı. Onun da arkadaşı olmadığı için hafta da en azından bir kere geldiklerinde beraber vakit geçiriyorlar, dut ve erik yiyip karagül topluyorlardı. Aileleri tarafından önemsenmeyen iki çocuktan Dilruba onunla çocukluğunu yaşıyor, Asım ailesinden görmediği şefkati onda buluyordu.
Eski ucuz bir taş pansiyona bir geceliğine yerleşti.Binbir hayatın sindiği kokmuş duvarlar, eski bir yatak, kokmuş tuvalet... Asım'ın gözüne hiçbir şey gözükmüyordu. Heyecandan uyku tutmayacağını bilse de uyumaya çalıştı. Kafasında eski günler bir film şeridi gibi dönüyordu. Dilruba ile geçen beş yıl bütün hayatına bedeldi. Bir daha hiç o kadar mutlu olamamıştı.

Beğendiğiniz bölümleri hemen aşağıdan oylayabilir, değerlendirmelerinizi yazabilirsiniz. Yazdığım diğer eserlere de göz atabilir, yazdıklarımdan haberdar olmak için takip edebilirsiniz.

DİLRUBA Where stories live. Discover now