«Üzgünüm»

540 49 90
                                    

Shinzen Lisesi ile olan maça sadece iki saat kalmıştı. Sadece iki saat. Alluriana dizini kontrol eden doktoru izledi. Doktorun yaptığı her bir hareketi inceledi. Ne diyecekti? Maça çıkabilir miydi? Çıkmak istiyordu! Yanında takım arkadaşları olacaktı normalde ama onlar son antrenmanlarını yapıyorlardı. Bu yüzden Kuroo, Kenma, Kai ve Yaku vardı genç kızın yanında. Onlarda -Kenma istisnaydı- genç kız gibi doktur inceliyorlardı. Ağzından çıkacak her bir kelimeye dikkat ediyorlardı.

Doktor geri çekildi ve kıza gülümsedi. "Dizine iyi baktığını görebiliyorum." Alluriana başını salladı dikkatle. Bundan sonrasını biliyordu. Bundan sonra bir şey vardı. "Ama?" Evet, hep bir "ama" olurdu bu konularda. Doktor iç çekti. Genç kızın umutlu bakışlarını yıkmak onun için çok zordu. "İnterhigh Turnuvası'nda oynamana izin veremem. Bahar Turnuvası'nda oynayabilirsin ama ne yazık ki bu turnuvada oynayamazsın."

Kuroo, Yaku, Kai ve hatta Kenma bile genç kızın sinirlenmesini ya da ağlamasını bekledi. Yıkıcı bir olaydı bu. Alluriana bu turnuva için çalışıyordu sürekli. En iyisi olmak için. Alluriana bir kez daha erkekleri şaşırtarak sakin bir şekilde başını salladı. "Peki, efendim. Teşekkürler." Yaku ve Kai'den destek alarak ayağa kalktı. Beşli birlikte revirden çıktılar.

Yaku kızı inceledi bir süre. Kaçamak bakışlar atıyordu ve bunu Alluriana'nın farkettiğinden habersizdi. Beyaz saçlı kızın üzüldüğünü herkes gibi Yaku'da biliyordu. Hissettiklerini sakladığını farketmişti. Dudaklarını dişliyordu kız. Bunu üzgün olduğunda yaptığını gözlemlemişti. "Riana, maçı bizimle birlikte izler misin? Mısır falan?" dedi Kuroo. Amacı kızı neşelendirmekti.

"Maçı mısırla mı izleyeceğim Kuroo? Sinemada mıyız?" Kız bunu sinirli bir şekilde söylese bile gülüyordu. Komikti. Yaku ters bakışlarını Kuroo'ya yönlendirdi. Kuroo ne yapabilirim dercesine omuz silkmekle yetindi. "Bizim maçımızı izleyecek misin?" Kai sanki konuyu biraz değiştirmek istemişti. Çok değiştirdiği söylenemezdi. Konu yine voleyboldu. "Tabii ki izleyeceğim!" Alluriana heyecanla cevap verse bile oynamak istiyordu! İzlemek değil! Topa dokunmak istiyordu!

Bokuto ve Akaashi, takımdan ayrılmış stadyumu geliyorlardı. Daha doğrusu Bokuto geziyor, Akaashi onun kaybolmadığından emin oluyordu. Beyaz saçları ilk gören Akaashi olmuştu. Daha sonra Bokuto o tarafa doğru koşmaya başlayınca oraya gitmekten başka çaresi kalmamıştı. Gören veya tanıyanlar genç çocuğun, gençliğini yediğini düşünüyorlardı.

"Hey, hey, hey! Riana bugün nasılsın? Hastaneden çıktığına sevindim!" Bokuto her zamanki enerjik hali ile grubun yanına geldiğinde Alluriana gülümsedi. Diğerleri ise Bokuto ile ne ara anlaşmaya başladığını sorguluyorlardı. Ayrıca hastaneye ziyarete mi gitmişti Bokuto? Bunu neden onlar bilmiyordu!

"Bokuto! İyiyim ama turnuvada oynamama izin vermiyorlar. İnanabiliyor musun!" Alluriana'nın sitem dolu cümlesi ile Bokuto'nun da yüzü düştü. Akaashi, aslarının moralinin bozulmaması gerektiğini biliyordu. Ne yapabilirdi? Alluriana'yı görmesini bu yüzden istememişti. En azından maça kadar. "O zaman ben senin yerine de sayı yaparım!"

➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵  ➵➵➵

Alluriana o gün üç maç izlemişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Alluriana o gün üç maç izlemişti. Kendi takımının, erkeklerin takımının ve Fukurodani'nin. Hepsine de tezahürat yapmıştı. Biraz boğazı acıyordu ama pişman değildi. Şu an odasındaydı. Yalnız kalabildiği tek yerdeydi. Orino haklıydı. Takım onsuz da iyiydi. Hayır, o olmadan daha iyiydi.

Genelde evde yaptığı tek şey oyun oynamak olurdu ama bugün bilgisayar başına dahi geçmek istemiyordu. Tavanını inceledi. Yıldızlar resmedilmişti tavana. Çok güzeldi ve sakinleştiri etkisi vardı. Alluriana başını iki yana salladı. Düşünmesi gereken şeyler vardı öncelikle.

   Hangi akla gidip tek başına antrenman yapmıştı! Sakatlanmıştı işte! Voleybol oynaması yasaktı ve diğerleri gelişirken o yerinde sayıyordu. Belki daha da geriye gidiyordu. Yatağında oturmaktan sıkılmıştı. Sakatlığına ve kendine hakaretler yağdırmaktan da sıkılmıştı.

Ayağa kalkmak istedi ama dinlenmesi gerektiğini, iyileşmesi gerektiğinin bilincindeydi. Fazla hareket etmemeliydi. Komidinin üstünde duran kemanı aldı. Belki biraz çalabilirdi değil mi? Keman yayını aldı eline. Çalmak için doğru pozisyona geçti. Yayı kemanın tellerine değdirmek üzereydi ki kapı tıklandı. Hastanede de böyle olduğunu düşünerek göz devirdi genç kız. "Girin."

Nekomata Yasufumi, torunun odasına yavaş hareketlerle girdi. Genç kızın odasını nasıl dizayn ettiğini biliyordu. Evden tamamen zıt bir şekilde, klasik değil modern. Yine de şaşırmak elde değildi odaya girildiğinde. Oda çok güzeldi. Nekomata kardeşler kesinlikle oda dizaynında zevk sahibiydiler.

"Alluriana." Büyükbabasının sesi ile Alluriana elindeki kemanı yerine bıraktı. "Evet, büyükbaba." Yasufumi yatağı işaret edince genç kız oturabileceğini söyledi. Yaşlı olan yatağın kenarına oturdu ve kızın yüzünü inceledi. Sakatlanmalarını normal bulan bir tek Yasufumi vardı anlaşılan. Kızın evde de, okulda da antrenman yaptığını biliyordu. Profesyonel olmak istediğini ama diğerleri sorunca geçiştirdiğini de biliyordu.

"Sana bir antrenman rutini hazırladım. Diğerlerinden daha fazla çalışacaksın ama ipin ucunu kaçırmadan. Tamam mı? Bir sakatlanma daha istemiyorum." Yasufumi katladığı kağıdı kıza doğru uzattı. Mor gözlerden heyecanlı bir parıltı gelip geçti. Kağıdı alıp inceledi. Her şey yazıyordu. Büyükbabasının böyle bir şey yapması onu çok sevindirmişti. Genelde Yasufumi konu Voleybol ise kızlara pek yardımcı olmazdı.

Bu kızların voleybol camiasında -en azından erkek tarafında- çok fazla kişi tanımasına engel değildi. Aoba Johsai'deki Oikawa Tooru'dan, İnarizaki'deki Miya ikizlerine kadar bir sürü insan tanıyorlardı. Bunu Yasufumi biliyor muydu? Belki. Çoğunlukla kızlar turnuvalarda, babaları veya anneleri aracılığıyla tanışmışlardı. Nekomata soyisimini duyanlar kızlarla tanışmak istiyordu zaten. Büyükbabaları sağolsun.

  Ayrıca annesi ve babasının bu konudaki büyük etkisini söylemeden geçemezdi Alluriana.  Babası çok ünlü bir voleybolcuydu eskiden. Emekli olasaya kadar. Şimdi ise sadece koçluk yapıyordu. Annesi ise bir doktordu. Ünlü takımların sakatlanmaları ile ilgilenmişliği vardı.

"Teşekkür ederim büyükbaba." Genç kızın mutluluğu Yasufumi'yi gülümsetti. Kızın beyaz saçlarını karıştırdı ve odadan aynı yavaş hareketlerle çıktı. Kyoko'nun bakışlarını umursamadı.

Merhaba!

Şimdi yapacağım şey için özür dilerim ama sanırım ben gelecek yıla atlicam gelecek bölüm😂😂😂 (atlamadı)

Nasılsınız Voleybol hayranları?

Bölüm hakkındaki yorumlar buraya;

Medya Atsumu! Osamu'yu koydum onu niye koymayayım.

Bye bye...

Nekomata'nın Torunları {Haikyuu!}Where stories live. Discover now