7- \Eşsiz Manzara/

19.5K 1.4K 329
                                    

Selam, ben asla istediği zaman gelmeyi başaramayan yazarınız. Hedefim dün gelmekti ama bölüm bitmedi, bu akşam erken saatlerde gelecektim ama olmadı. İstediğim yerde bitiremedim ama olsun. Yarına kalsa bitiremezdim çünkü dersim var. Gözden de geçirdim ama bazı yerleri kaçırmış olabilirim.

İyi okumalar, oy ve yorumlarınızla bana destek olabilirsiniz. Sizin fikirleriniz benim için çok önemli, her türlü yoruma ve eleştiriye açığım.

Bölüm Şarkısı: Kargo- Seninle Başım Dertte (Bölüm ile çok alakalı değil ama sonunu yazarken dinledim ve hoşuma gitti.)

Ev çocuk kıkırtısıyla dolmuştu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ev çocuk kıkırtısıyla dolmuştu. Aleda yüzünü gizleyip tekrar açtı ve "Ce-Ee" dedi. Beril yine kahkahalara boğuldu, sanki çok komik bir şey izliyor gibiydi. Onları izleyen amcası gülümseyerek yanındaki karısına sarıldı ve alnına bir öpücük bıraktı. Evleri çok neşeliydi, beraber kahvaltı yapıyorlardı. Aleda yememek için direnen Beril'i yedirmek için güzel bir yöntem bulmuştu, onu güldürürken ağzına bir şeyler sokuyordu.

Çağlar Beril'in kahkahalarına gülümseyerek "Şuna bak, ben en son Volkan Demirel'in penaltı atışını izlerken böyle gülmüştüm." dedi. Onun söylediği ile herkes gülmeye başladı. "Acaba sana bakıp bu gerizekalı ne yapıyor, diye mi düşünüyor?" dedi ablasının yaptığı çocukça hareketlere bakarak.

Aleda elinin tersini gözleriyle Çağlar'a gösterdiğinde hemen önündeki tabağıyla ilgilenmeye başladı. O sırada genç kız da kendi tabağındaki peynirden bir parça kesip Beril'in ağzına koydu.

"Edoş." Yanında oturan kız kardeşi yine isminin sonunu uzatarak konuşmaya başladığında Aleda onun bir şeyler istediğini anlamıştı. Bugün doğum günü olduğu için ailedeki herkes istekleri karşısında çaresizdi.

"Miray, söyle bakalım ne istiyorsun?" dedi Aleda, gülümseyerek kardeşine baktı. Kardeşini mutlu etmek istiyordu, hiçbir konuda eksik hissetmesini istemiyordu. Bütün eksiklerini tamamlamak için canla başla uğraşıyordu.

Miray ablasının bunu kabul edip etmeyeceğinden emin olmadığı için biraz tereddütteydi, önüne düşen siyah saçlarını arkasına attı ve suyundan büyük bir yudum aldı. Yengesiyle göz göze geldiklerinde kadın ona destek veren bakışlarıyla onu biraz rahatlatmıştı, onunla bu konuyu konuşmuştu ve Fulya ona izin vermişti.

"Abla, ben köpek istiyorum. Biliyorum geçen defa istediğimde bana yeterli kadar sorumluluk sahibi olmadığımı söylemiştin." Miray ablasını ikna etmek için tatlı bir ses tonu kullanıyordu. "Ama söz veriyorum, ona çok iyi bakacağım."

Aleda omletinden bir parça kesip ağzına attı, bu sırada da kardeşinin istediğini değerlendirdi. Bir hayvan sahiplenmek büyük bir sorumluluktu. "Miray, ablacığım, biliyorsun ki hayvanlar birer süs eşyası ya da hediyelik eşya değil. Bu büyük bir sorumluluk, eğer bir hayvan sahiplenirsen onun her ihtiyacını karşılamak zorundasın. Bu sıkılınca vazgeçebileceğin bir şey değil. Her gün onunla ilgilenmelisin, beslemelisin, gezdirmelisin, temizlemelisin." dedi Aleda ona bunu iyice açıklamak istiyordu. Bir hayvanı sahiplenip onunla yeterince ilgilenemezlerse bunun için kendine çok kızardı. Onların da bir canı vardı ve bir canın bütün sorumluluğunu almak çok basit bir iş değildi. Aleda onları sahiplendikten sonra sıkılıp sokağa atan insanlardan nefret ediyordu. Sesi çıkmayan o canlara nasıl olurda bir oyuncak ya da eşya gibi davranıyorlardı? Genç kızın aklı bunu bir türlü almıyordu, hiç mi vicdanları yoktu?

Aşk Bize Deplasman \Tamamlandı/Where stories live. Discover now