14. Bölüm: KARANLIK SİLÜET | Part 1

410 7 2
                                    

Bölüm Tablosu: Francisco de Goya; Dusa Es El Paso! (Adım Atmak Zor!), 1810-1815 arası, 143 x 168 mm. (Dokuma kâğıt üzerine drypoint) Gravür.

 (Dokuma kâğıt üzerine drypoint) Gravür

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

14. BÖLÜM:

KARANLIK SİLÜET

I

Tarih: 22 Mart 2019, Cuma.

Saat: 20.39*

Londra, Wembley.

*Saat farkı dahil edilmiştir.

Helmut'a hayatını tek bir cümle ile açıklayabilmesi için ufacık bir fırsat verilseydi, hiç duraksamadan şu cümleyi söylerdi: ''Ben bir savaş esiriyim, boynuna pamuk iplik düğümlenen.'' Kendir yerine pamuk ipliğin hilkat terazisindeki karşılığını bilmeyenler için bu serzeniş; ilk başta biraz anlaşılmaz, hatta halat ile pamuk ipliğin fiziksel zarar potansiyellerini hesaba katanlar için ise nankörce dile alınan yüzsüz bir söylem olabilirdi, ama Helmut'un cümlesindeki tarihsel hakikate dayandırılan acımasız, itikat kılıklı meal, yaşadığı coğrafyanın ötesinden, Atlas Okyanusu'nu aşan, artık mevcut olmayan bir medeniyettendi. Bu uygarlık ile ilk, tarihi popülerlik çıkışlarıyla tanıyan çoğu dünya vatandaşı gibi, 2012'deki (yanlış yorumlanan) kıyamet alameti vasıtasıyla tanışagelmişti. Elbette, bu başlık altındaki malumat birikimi sıfır dolaylarında gezinmiyordu: Korkunç Toltekler hakkında birkaç yazı okumuşluğu vardı, her biri onda sanki bağırsaklarını düğümlemişçesine sevimsiz bir etki yaratmıştı; bunun yanı sıra And Dağları'na kurulmuş İnka yerleşimi olan Machu Picchu'yu, bu yerleşimin 1911'de Hiram Bingham (III) tarafından bulunduğunu, çiçek hastalığının bulaşması ve yayılması ile birlikte bilinçli veya bilinçsiz gerçekleşen kitlesel ölümleri, Aztekleri, (nereden aklında kalmıştı bilmiyordu ama) derisi yüzülmüş efendi gibi birçok vukufu, kimisini isteyerek kimisini de istemeden, biliyordu. 2012 garip bir yıldı, çok sonraları o zamanları mumla arayacağını bile bilmeden onları tasarrufsuzca, hatta ihtimamsızlıkla tüketmişti. O vakitler on dokuz yaşında ağırkanlı bir delikanlıydı; bu, Evangeline ile tanışmadan bir yıl, küçük Cobie aralarına katılmadan iki yıl ve olacaklara dair kasvetli özseziler dimağında bütünüyle uyanmadan da tam dört yıl öncesiydi. Henüz ailesinden (en azından geriye kalanlarından) ayrılacağını ve onlarla adam akıllı geçireceği zamanın sadece üç ay ile sınırlı kalacağını bilmiyordu. Bildiği, bilebildiği bazı açıklanması güç unsurlar, yanıtlar vardı ama hem ailesi hem de kendisi için en güvenli seçenek, simsiyah bir perdenin ardından dünyaya bakmayı gerektiriyordu. 

NEFRİNWhere stories live. Discover now