14.Bölüm

459 26 10
                                    

      
'Şarkıyı dinleyin en sevdiklerimden❤️'

Yataktan bir hışımla uyandım.

Yastığımın ıslanmasına sebep olan terler boynumdan aşağı süzülüyordu. Zifiri karanlık olan bu oda da yapayalnızdım.

Karanlığın hükmettiği bu soğuk yerde , bir başına kalmak. Gözlerim ağlamaktan şişmiş , adım atacak halim dahi kalmamıştı.

Defalarca kez bağırmama , seslenmeme rağmen bir kere bile bu odaya gelmemişti. Günlerdir açlığın verdiği acıyla cebelleşmekten , doğru düzgün düşünemiyordum bile.  Dudaklarım çektiğim susuzluktan kurumuş beynim ise kendime oyunlar oynamaya başlamıştı.

Olmayan şeyleri bile varmış gibi gören bu gözleri hiç saymıyorum bile. Elimi soğuk duvara dayayarak yataktan kalktım. Her adımım da yerin soğukluğu ayaklarımı içine hapsediyordu.

Defalarca kez yumrukladığım bu kahverengi kapı artık hiçte yabancı değildi. Ellerimi umursamazca tekrar kapıya götürdüm , kalan tüm gücümle kapıya vurmaya başladım.

" Alex, çıkar beni buradan! "

" sesimi duyduğunu biliyorum.!"

" Alex!"

Bacaklarım güçsüzlüğünü ilan ederek yere düşmemi sağlarken , kapı ellerimin arasından kayıp gitti.

" Alex , yalvarırım."

Ümidimi kesip kendimi önceki geceler de yaptığım gibi bu karanlığa teslim edecekken , kapı bu sessizliğin ortasında gıcırdayarak geriye doğru açıldı.

Gözlerim karanlığın arasındaki bu yüzü ayırt etmeye çalışırken , beni belimden sıkıca kavrayarak kucağına aldı.

Kafasını eğip boynumdan öptü.

" Beni özledin mi? "

Bu oyunun kurallarını o koyuyordu.

Ben sadece bir piyondan ibarettim.

Şuan için önem verdiği bir piyon olsam bile eninde sonunda işi bittiğin de beni bir kenara atacaktı.

Ona bir piyonun nasıl şah olabileceğini göstereceğim.

" Bir piyon parçası olmayacağım , alex." Sesim güçlükle çıkarken , yüzünü seçemesem bile şuan sırıttığına emindim.

" Sen bir piyondan daha fazlasısın bu yüzden geri geldim."

Söyledikleri beni şaşırtırken.

" Sen benim şahımsın , sadece bir mat işe yaramaz değil mi güzelim?"

Kucağında kıpırdanmaya başladığım da belimdeki elini sıkıp durmamı sağladı.

" Bırak beni."

" Niye seni bırakayım? "

" Öldür öyleyse."

" Ölmene izin verecek en son insanın kollarındasın."

" Bitsin. "

Kahkaha atmaya başladığında , kolunu ittirip kucağından aşağı indim. Tam ondan uzaklaşacakken beni duvarla arasında sıkıştırdı.

Kollarını yüzümün hemen yanına koyup kaçmamı engelledi. Kollarındaki dövmeler ilk defa dikkatimi çekiyordu.

Bayadır buradaydım ama hiç dikkat etmemiştim kollarına. Gözlerim kollarında gezerken.

Eliyle çenemi tuttu.

Camdan yansıyan ay ışığıyla beraber yüzünü rahatça görebilmiştim.

DönüşümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin