20.Bölüm: Fark

27.8K 806 97
                                    

Bölüm Şarkısı :
CNCO, Manuel Turizo - Pegao













SEV YETER

Bölüm 20

^Fark^

××


     Bir işin içinden sıyrılmanın bu kadar kolay olabileceğini bu zamana kadar bilmiyordum. Gerçekten. Ha, bir de bizim yılışığın bana yardımcı olabileceği aklıma dahi gelmezdi.

     Benim sorduğum soruyla, hiddetlenen Yılışık Zehra, sabırsızca konuştu. "Ne demeye çalışıyorsun sen Lina!"

     Üst dudağım onun bu söylediği ile kıvrıldı. Başımı ona çevirerek, "Şuan benim muhattabım sen değil," dedim ve Yavuz Han'ı gösterdim. "O."

     Elleri müthiş bir refleksle masanın üzerinde yumruk olurken, gözlerini kısarak, "Senin bana laf söyleme hakkın yok. Özellikle arkamdan lakap takarak!" dedi.

     Burnumu çekerek, "Sen sanki bana lakap takmadın mı da konuşuyorsun?!" diye alay ettim. 

     Daha sonra, kafamı Yavuz Han'dan tarafa çevirdim. Ateş saçan gözler ile beni izliyordu. Gözlerinin içi kızarmıştı. Umarım sinir krizi geçirmezdi. Çünkü bu aralar üst üste fazla sinirleniyordu.

     "Sorumu tekrarlamama gerek yok sanırım Yavuz Abi(!). Bu kadınla bu saatte senin burada ne işin var?" 

     Kıskançlık damarlarımda kol gezmeye başlamıştı. İçimdeki telaş ve korku olduğu yerde geri çekilmişti. Böyle bir soru sormak tabi ki akıl kârı değildi. Özellikle de sorulan kişi Yavuz Han Yıldırım ise.

     Yavuz Han, dişlerini sıkarak olduğu yerde gerildi. "Seni ilgilendirmez." 

     Gelen cevap beni dumara uğratmıştı. Kırılan kalbimin sesini bastırmak istercesine yutkundum. Yaslandığım masadan doğrularak, yüzümdeki ifadeyi düz tuttum.

     "Beni ilgilendirmezmiş!" dedim kendi kendime konuşurcasına. "Kime göre? Neye göre? Sen bana karışıyorsan, pek tabii bende sana karışabilirim!"

     Sonlara doğru yükselen sesim ile birkaç müşterinin bakışları buraya dönmüştü. Umursamadım. Yavuz Han, benim yükselen sesim ile sandalyeden hızla kalktı. Kolumu tutmak için hamlede bulunduğu zaman, biri beni belimden tutarak kendine çekti.

     Sırtım geniş bir göğüse denk gelirken, bedenden gelen ağır erkek parfümü yüzünden neredeyse midem kalkacaktı. Kafamı çevirerek beni tutan kişiye baktım.

     Şok içinde sarsıldım. Beni tutan Barış Bey'di ve gözleri Yavuz Han'ın üzerindeydi. "Hayırdır bilader, bir sorun mu var?" 

     Sesi o kadar kaba çıkmıştı ki, beni tutmasını bir kaç saniye unutmuştum.

     "Sana ne bilader. Hemen o kolunu doladığın bedenden uzaklaş!" diye yükseldi Yavuz Han. Kıskançlığa hemen bürünmesi ile Barış Bey'e iyice yaslandım.

     Yavuz Han, kaşlarını kaldırarak bana bakarken, inanmazmış gibi bir ifadesi vardı. "Lina, hemen o adamdan uzaklaş!" diye bağırdı bu sefer. Tabi Zehra durur mu? Yılışık bir şekilde Yavuz Han'ın koluna yapıştı.

     İçimden sabır çekerken, keyifli gibi görünmek için gülümsedim. "Seni ilgilendirmez Yavuz Abi(!). Daha yeni kendi ağzın ile zaten söylemiştin!"

SEV YETER 1 - 2Where stories live. Discover now