Lets Not Fall in Love

9🌼

"Solar!"

"Kızım beklesene!"

"Ayağını burkacaksın şimdi! Nereden gittiğine dikkat etmiyorsun!"

Nereye gittiğini biliyor mu ki deli kız diye söylenene engebeli arazide diğerinin peşinden giderken, "BANA NE OLDUĞU O KADAR UMRUNDA SANKİ!" isyanı ile durdu. Bu saçma sapan yerde ne zamandır oynamadığı oyuna kimin için gelmişti!? Üstelik evinde tatlı bir uyku sürmek varken! Yıllık iznini kimin için harcıyordu da bu tepkiyi alıyordu?!

"Orda dur! Bekle beni!"

"Git başımdan!"

"Solar burası evimiz değil! Oyun için kiralık arazi-"

"Vay canına! Çok ilginçmiş!"

"Kızım böyle kafana buyruk gidersen kaybolursun! Düşüp bir yerini kıracaksın şimdi!"

"Düşmedim de incinmedim mi sanki! Kaybolursam olayım! Doğurmasaydınız kaybolmazdım!"

"Haydaa...!" Kan ter içinde kaldığı yerde omzundaki el ile durdu.

"Sen biraz soluklan KyungSoo amca. Ben onunla ilgilenirim."

Moonbyul'ün ardından, hızlı solukları ile ikilinin kovalamacaya dönüşen yakalamacasını gülerek izledi. Arkadaşının, ne olduğunu anlamadığı meseleyi gerçekten çözmesini umuyordu. Yoksa akşam evde duvarlarla konuşmak istemiyordu.

"Buyur.."

"Bu çok iyi oldu." Jongin'in uzattığı suyu kafasına ve boynuna döküp kalanı tek yudumda içti.

"Şunlara bak! Şu arazide tazı gibiler!"

Jongin gülerek omuz silkti.

"Kaybetmeyi kabullenemedi galiba.. keşke kaybetmeye oynasaydım."

Jongin tek kaşını ima ile kaldırdı. KyungSoo "tamam tamam, bu centilmence bir hareket değil, onu daha çok kızdırırdı." diye kabul etti.

Jongin, KyungSoo'nun saçlarından yanağına süzülen suları parmak uçlarıyla sildi. KyungSoo bu şefkatli dokunuşlara hiç itiraz edemiyordu. İtiraza yer arasa daha büyük yaşta, çocuklu dul olmaktan başka yer bulamıyordu. O zaman da eski karısının çoktan evlendiğini düşünüyordu. Boşandıktan sonra adı konmuş bir ilişki yaşamamıştı. Sanki birisi ile biraz bile yakınlık kursa kızına sevgisinden eksileceği korkusu duyuyordu. Şimdi karşısındaki adam onu bakışlarıyla kendinde tutarken göğsünde iki atış duyuyordu. O halde eksilmek de neydi?!

"Havlu bulalım."

"Hava sıcak zaten.."

Jongin ceplerini arandı ve bulduğu katlı mendili açarak tişörtünün yakasından altına boynuna sardı.

Söylenecek sözler havada asılıydı öylece. Sorulacak sorular, sıcakla birlikte daha çok çığrışan yaz böcekleri gibi fikrini kızıştırıyordu. Ama bir şeylere anlam vererek bu hisleri soldurmak istemiyordu.

Mendili yerleştirse de Jongin'in dokunuşları boynunda gezinmeye devam ediyordu. İtirazların gözden çıkarıldığının o da farkındaydı ve zarları kazanmaya salladığını bilerek kendinden emin oynuyordu her eli.