"neden sigara içiyorsun?"
"inlemenle aynı sebepten ötürü."
"bunu durduramadığın için mi?"
"kesinlikle."
buna izin verseydi, tenindeki sigara kokusu alışabileceğim bir şeydi.
[ çeviri. orjinali navent_'e ait ]
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
|
Jimin boş gözlerle bilgisayar ekranına baktı. Profesör seçtikleri kişiyle ilgili kısa bir özet yazmalarını istemişti ama o henüz yazacak birini bile bulamamıştı.
Son bir haftadır doğru düzgün bir uyku çekememiş olmasını söylemeye gerek yoktu. Hormonları onu çıldırtma noktasına gelmişti.
Jimin'in durumu nadirdi ve biri ona bunun hakkında sorduğunda açıklaması çok zordu.
Pek çok insan gibi Jimin de hormonlarıyla uğraşmak zorunda kalıyordu ama çoğundan farklı olarak bu durumu kontrol edemiyordu. Yani metabolizmasının hızlanması ya da onun gibi bir şey yerine vücudu seks yapmak için kıvranıyordu.
Çok garipti ve Jimin bunu anlamıyordu. Yaşamak istediği bir şey değildi ama bundan kurtulamıyordu da. Tıbbi yardım istememesinin sebebi cevaplamayacağı bazı sorular olmasıydı. İstese de yapamazdı.
Odasına tıkılmış , önünde boş bir Word dosyası, soğumuş kahve ve baş ağrısı. Kontrolden çıkmış ereksiyonunu gözardı etmeye çalıştığını da unutmayalım.
Jimin iç çekti. Vücudunun böyle olmamasını isterdi. Bilinç altında korkunç anıların olmamasını isterdi. Geri dönüp o anıların hepsini değiştirmeyi isterdi.
Bunlar sadece isteyebileceği türden şeylerdi, yapabileceği değil.
Pekala, Yoongi yanındaydı ama hiçbir zaman büyük olanın bu yükü üstlenmesini istememişti. Jimin ona yardım etmesinin tek sebebini bir gün Jimin'i bir köşede ağlarken görmesine bağlıyordu.
Neler olduğunu anlatmıştı ama neden olduğunu anlatmamıştı. Her şey göründüğü gibi değildi. İnsanlar göründüğü kadar nazik değildi. Ama bu başka bir hikayeydi, başka bir yerdeydi.
Kapının çalmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı. Bir anlığına Yoongi'nin geldiğini düşünüp paniklemişti ama sonra aklına Taehyung geldi ve rahatladı.
"İçeri gel."
Kapı açıldığında Jimin'in ilk gördüğü şey gri saçlar olmuştu. Yumuşak gözüküyordu, yer yer bukleler vardı. Jimin o saçlara parmaklarını dolamak istemediğini söylese yalan olurdu.
İkincisi de kahverengi gözleriydi. Kara delik gibiydi ve Jimin farkında olmadan onu içine çekiyordu. Ama barındırdığı boş bakışlar, bazen Jimin'i rahatsız ediyordu.
Asıl dikkatini çeken, yumuşak pembe dudaklarıydı. Hep dikkatini çeken asıl şey o olurdu ama şu an zamanı değildi.
"Jimin."
Yavaşça, gözlerini Taehyung'un gözlerine kaydırdı. Kendini huzursuz hissetmişti.
"Şey... İçeri gelebilir miyim?"
Jimin gözlerini kırpıştırdı.
Neden içeri girmek için izin aldığını anlamamıştı. Nihayet 'içeri gel' dedi.
"Bir şey mi oldu? Bir şeye mi ihtiyacın var Taehyung? Evde süt mü bitti? Yoksa-"
"Jimin. Dur."
Jimin konuşmak için ağzını açtı, ardından kapattı. Derin bir nefes aldı.
"Benim için arkanı dön lütfen."
Taehyung odaya girdiğinde beri, Jimin ona bakmak için arkasına dönmemişti. Aşağıda olan şey yüzünden dönmek iyi bir fikir değildi.
Gömleğinin alttaki 'problemi' sakladığından emin olarak ona döndü.
"Yoongi bana durumunu anlattı."
Sessizlik.
O anda sanki dünya durmuştu ve zaman sona etmişti. Jimin'in rengi atmıştı, yüzü bembeyaz olmuştu.
Kalp atışları hızlandı. Nefes alış verişleri ağırlaştı. Gözleri yaşlarla doluyken mide bulantısı artmaya devam ediyordu.
Jimin gözlerinden dökülen yaşları durduramıyordu. Taehyung şimdi endişelenmişti.
"Jiminie, üzgün ya da kızgın falan değilim. Neden sana kızayım ki? Sadece iyi misin diye bakmaya gelmiştim. Ağlama, neden ağlıyorsun?"
Çok geçti. Kristal gözyaşları gözlerinden dökülmeye başlamıştı, burnu kızarıyordu. Taehyung bu görüntüye daha fazla dayanamadı ve Jimin'e dönerek kollarıyla onu sardı, sandalyesinden yatağına götürdü.
"Hey, sorun yok."
Jimin cevap olarak ağlamaya devam etti. Kollarını Taehyung'un boynuna sardı ve kucağına oturana kadar vücudunu ona yaklaştırdı.
"Bu- Bunun için gerçekten üzgünüm. Ben de böyle olmak istemezdim ama elimde değil."
Taehyung küçük olanı daha da kendine çekti, Jimin'in ciğerleri vanilya kokusuyla dolmuştu.
Yoongi'nin kafede söyledikleri kafasında yankılandı ama Jimin'e bunu yapmak istemiyordu. Onu incitmek istemiyordu ama onu böyle görmekten de hoşlanmıyordu.
"Jiminie, sana yardım etmemi ister misin?"
"Bana yardım etmek mi?"
Taehyung başını sallayarak onayladı ve ellerini Jimin'in beline koydu, tutuşu hafifti ama Jimin ellerinin ağırlığını üstünde hissetmişti.
Taehyung bana yardım etmek istiyor?
Hayır, bana acıdığı için bunu yapıyor. Tek sebebi bu.
Ama belki...
"Jimin..."
Jimin şiş gözlerle ve kızarmış bir burunla ona baktı. Kolları hâlâ Taehyung'un boynuna sarılıydı, vücudu onunkine çok yakındı.
"İçinde bulunduğun durumla ilgili hiçbir sorun yok Jimin. Bu çok normal."
"Ama-"
"Sana yardım etmemi istiyor musun?"
"Eğer sen de istiyorsan."
-
sonraki bölüm smut ama oy sınırı koymak istiyorum çünkü okuyanların çoğu oylamıyor, okunmanın yarısı kadar oy geliyor. 30 oya yeni bölümü atmayı düşünüyorum ://