~1~

2K 92 117
                                    

Keşke sana kendimi açabilsem. Keşke karşında dimdik durabilsem. Ama olmuyor. Bir şey beni engelliyor. Ya bana  eskisi gibi bakmazsan ya benden soğursan.

Belkide ben senin gözünde sadece Naruto'nun küçük sinir bozucu kız kardeşiyim. Ama yinede belki bir gün beni seversin. Belki bana dost gözüyle değilde aşk dolu gözlerle bakarsın.

Seni her şeyden çok seviyorum uchiha sasuke...

▪︎▪︎▪︎

Alarmın sesiyle yatağımdan sıkıntı ile kalktım. Aşağıdan yine bağrışmalar geliyordu. Bu abimdeki enerjiyi çözemedim hala. Kesin yine annemi çıldırtacak bir şey yaptı. Aptal ama çok komik bir abim var.

Bazen Sasuke-kun acaba abim ile nasıl arkadaş oldu diye düşünmüyor değilim. Gerçi o da çok kusursuz sayılmaz.

Lavaboda işimi hallettikten sonra aşağıya indim. Babam kesin yine salonda dosyalara bakıyordu. Annemin ise sesinden mutfakta olduğunu anladım.

Tam koridora çıkıp mutfağa girecekken bir anda abimin aceleyle dışarı çıkıp kapıyı çarptığını gördüm. Annem mutfakta bağırıyordu. Ben de koridorda ilerleyip ürkekçe mutfağa girdim. Annem hızlıca bir şeyler yapıp abime sayıyordu. Beni görünce bir an irkildi. Kendine gelince elime tabakları tutuşturup "O Naruto'ya söyle ağzına hakim olsun! Boş boğaz bütün yaptığım krepleri sömürmüş!"

Niye sinirlendiği anlaşıldı. Gerçi pek şaşırmadım. Abim ne bulduysa yer. Midesizin tekidir.

"Sana da günaydın anne. Ayrıca abimi biliyorsun ortaya bırakmasaydın keşke"

"Ya eve bunun yerine maymun alsam daha kârlıydım. Hayvan anlıyor en azından. Bu full israf bir kâr göremedim. Bu akşam görür o yemeği!"

"Amma abarttın anne ya" diye mırıldandım. Duymamasını umuyordum. Ama bana olan o ölümcül  bakışını görünce duyduğuna emin oldum.

Mutfakta daha fazla bekleyip olayın bana patlamasından korktuğum için annemin yanağına hızlıca bir öpücük bırakıp tabakları sofraya götürdüm.

Babam çoktan oturmuştu masadaki köşesine. Ben de tabakları yerleştirip yerime oturdum. Babam gazetesinden kafasını kaldırıp bana baktı. Sonra da gülümseyip "Tatlı çiçeğim uyanmış demek" saçlarımı karıştırdı.

Babam genelde sakin, görgülü ve anlayışlıdır. Konu işine gelince bayağı ciddidir. Yani işine çok önem veriyor.

Bir süre sonra annemde kahvaltılıklarla sofraya geldi. Elindekileri masaya bırakıp yerine oturdu.

Babam bana doğru eğilip sesizce "söylesene çiçeğim,  kushina'nın nesi var? Naruto yine ne yaptı acaba çok merak ediyorum."

"Annemin güzide kreplerini yemiş." Anneme ufak bir göz atıp "Annem de tabiki görünce çıldırdı."

Babam sıkıntılı bir nefes verip "Bize sarmadan kalkarız umarım sofradan."
Bu dediğine hafifçe kıkırdayıp önüme döndüm.

Ben kahvaltımı yaptıktan sonra ailemle vedalaşıp okulun yolunu tuttum. Okulla aram var ile yok arasında... Derslerim oldukça iyidir. Ama bir amacım yok gibi. Sadece iyi not almak için çalışıyorum. Hedefimi ilerleyen zamanlarda keşfederim diye düşünüyorum. Ama nereye kadar...

Yolda yürürken bir anda bir araba yanımda bitti. Kim olduğuna bakmak için döndüm. Abimi görmeyi beklemiyordum. Çoktan okula gittiğini sanıyordum.

Camı açtığında içeride sasuke-kun'u da görmemle biran gerildim. Sakin olmam gerek diye kendimle savaşırken abim konuştu;

"Sakura orda dikilmeyi keste atla hadi."

Ben kendimi sakinleştirdiğimde "Senin çoktan okula gittiğini sanıyordum. Yoksa amacın beni okula bırakma bahanesiyle arabayla gelen geçene hava atmak mı?" Göz ucuyla sasuke-kun'a baktım. Abime bakıp sırıtıyordu.

Abim bir iç çekip "Hadi ama. Sadece küçük kardeşimi okula bırakmaktan zevk alıyorum. Hem o cehennem üniversiteye girmektense biraz dışarda turlamak iyi geliyor."

Abime sinir bir şekilde baktım. Beni hep minik savunmasız bir kız olarak görüyor. Kendisine korumacı abi tavrı çiziyor ama hala karanlıkta bir dakika bile duramıyor. Birde çok dengesiz, ne zaman büyüyecek tartışılır.

Çok fazla uzatmayıp arabaya bindim. Sasuke-kun önde oturuyordu. Sırf onu dikizleyebilmek için onun çaprazına doğru oturdum. Nasıl bu kadar pürüzsüz bir cildi olabilir aklım almıyor. Ona bakmaktan kendimi alamıyorum. Okulunda kim bilir kaç kıza baktırıyordur. Bu düşünce çok sinirimi bozuyor. Abimin okuluna bir kez gittiğimde Sasuke-kun'un koluna yapışan bir kız görmüştüm. Bayağı bir gerilmiştim. Kızın simsiyah saçları ve mavi gözleri vardı. Açıkçası kız o kadar güzel değildi. Ama her şey tip değil sonuçta. Yanlarına gittiğimizde Sasuke-kun'un aslında halinden memnun olmadığını görmüştüm ama yine de benim için yeterli değildi. Bu yüzden yine de sevgili olabileceklerini düşündüm. Ama o sıra abim kulağıma eğilip bana sakin olmamı ve o kızın sevgilisi olmadığını söylemişti. Gerginliğim azalmıştı. Zaten kız biz yanlarına geldikten bir iki dakika sonra gitmişti.

Abim benim Sasuke-kun'u sevdiğimi biliyordu. Aslında ona ben söylemedim. Bir ara odama girip günlüğümü görmüş ve merakına yenik düşüp okumuş. En azından bana öyle söyledi. Zaten öğrendikten sonra benimle çok dalga geçti. Arada bir şantaj bile yaptı.

Sasuke-kun ile konuşma ihtiyacı duyup ağzımı açtım "günaydın Sasuke-kun" yaratıcılık akıyo benden harikayım ya!

Bana bakmadan "günaydın" dedi. Neyse buda bi gelişme sayılır. En azından 'hn' veya 'tıch' demedi.

O sırada abim dikiz aynasından bana bakarak "Sakura bugün için evde olmayacağım. Babama söylersin."

Bu dediğine hafifçe gülerek " Bence de abi gelmemen en iyisi."

Bana garipçe bakarak "niyeymiş o?" Deyiverdi.
"Abi sabahki kreplerin hepsini sömürerek akşam yemeği için eve gelmeyi düşünmemelisin. Annemin ağzına terlik sokası var."

O sırada Sasuke-kun "Yine yaptın yapacağını." diye sırıtmaya başladı.

"Alt tarafı krepleri yedim ne var bu kadar abartılacak?"

Biraz sert bir sesle "Sorun krepleri yemen değilki. Bunun gibi şeyleri hep yaptığın için annem bıktı. Senin yüzünden az kalsın bana salıyordu. Zaten bir kere odanın halini görünce delirdi. Sen de evde olmayınca odanı ben toplamak zorunda kaldım. O pis çorap kokularının içinde ölecektim!" çıkıştım.

Sakin bir sesle "Ne zaman büyümeyi planlıyorsun? Bazen nasıl seninle dost oldum diye çok düşünüyorum. Aptal.." konuştu Sasuke-kun.

Abim son ses konuşarak "Sizinde sitemleriniz bir bitmiyor! Ne varmış bende ya azıcık kendinize bakın-tbayo!"

Ikimizde göz devirdik.

O sırada okuluma gelmiştik. Ben çantamı alıp arabadan indim. O sırada "Birde bu kadar yolu yürüyecek miydin Sakura? Bazen bu aptal gerçekten işe yarayabiliyor" dedi Sasuke-kun.

Hep uzunca konuşsa da dinlesem  keşke. Hiç sıkılmam sesinden. Herneyse havalı ol Sakura. Ciddiyet!

"Bazen mi!! Ben hep işe yararım-tbayo!" diye atıldı abim.

Bu konuşmalara daldıkça ilk derse geç kalacağım kesindi. Ben de abime kısa bir şekilde sarıldım. Sonra Sasuke-kun'a bakıp gülümsedim. Oda yanağımdan makas aldı. Ben ufak çaplı bir şok geçirirken abim "Hadi Sakura bu gidişle sınıfın yolunu bulamican. Koş! Az kaldı zilin çalmasına!!"

Abimin sesiyle kendime geldim ve koşa koşa sınıfa gittim.

Gerçekten böyle olmamalı. Kendimi toparlamalı ve karşısında küçük bir çocuk gibi durmak yerine dik ve olgun durmalıyım. Gerçi abimle kıyaslayınca  gayet olgunum ama neyse.


İlk kitap yazışım umarım beğenirsiniz...
🌸🌸

Aradaki mesafe //sasusaku//Where stories live. Discover now