İyi okumalar herkese, oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyoruum :))
*
Ellerim ceplerimde hızlı adımlarımla yürüyordum boş sokakta. Kışın bir getirisi olan erken çöken karanlığın içinde gözüm önümdeki yolda aklım ise bambaşka düşüncelerdeydi. Giray'ı düşünüyordum. Günlerdir tek tük mesajın üstüne geçmeyen ve bunun sebebi olan aramızdaki soğukluğu düşünüyordum. Sanki baharın o ılık sıcaklığı içinde güzel günler geçirirken bir anda kışın sert ayazı girmişti aramıza. İkimizi de yalnızlaştıran bu soğuk onu özlememe sebep olmuştu. Gülüşünü, konuşmasını hatta bana alaycı gözlerle bakmasını bile özlemiştim.
Düşüncelerimle beraber adımlarım daha da hızlı bir hal alırken köşeyi dönüyorum aynı hızla. Ve birkaç ev ötede durmakta olan Giray'ın şu anda yaşadığı ev görüş alanıma giriyor. Gönlüm orada tek başına bir Giray bulmayı deli gibi isterken bunun olmayacağının imkansızlığını taşıyordum içimde. Büyük ihtimalle evin içinde şu anda Meriç'in tanımadığım onlarca arkadaşı ve birkaç da tanıdık yüzle doluydu. Ve o kalabalığın içinde Giray'la bir kelime dahi olsa konuşabilme şansım olursa ne mutlu bana idi.
Evin bahçe kapısı açıp küçük bahçenin içinde yürüdükten sonra kapıya ulaşıyorum nihayetinde. Zili basıp açılmasını beklerken biraz sonra Giray'ı göreceğimin heyecanıyla sabırsızca yerimde kıpırdanıyorum. Birkaç saniyenin ardından kapı açıldığında yüzüm istemsizce hayal kırıklığıyla kaplanıyor bir anda.
"Ne oldu beni gördüğüne pek sevinmedin sanırım Emre Bey?"
Meriç'in gülerek ve birazda ima dolu sözlerine karşılık gözlerimi devirip içeri adımımı atıyorum. Meriç ise göz devirmeme hiç aldırmadan konuşmaya devam ediyor.
"Ama farkındaysan benim doğum günüme geldin, o yüzden bol bol bana maruz kalacaksın."
"Gayet farkındayım." diyorum Meriç'le sarılırken. Gözlerimle etrafımı tarıyor ve Meriç'ten henüz çok uzaklaşmamışken ağzımdaki baklayı çıkarmak adına fısıldıyorum.
"Giray'ın açmasını ummuştum sadece."
"Haa!" diyor kaşlarını kaldırırken. "Giray bugün pek o modda değil. Daha çok köşesinde kös kös oturmak ile meşgul."
Bunu demesiyle başımı koltukların olduğu kısıma çevirdiğimde Giray'ın tekli koltuğun birinde öylece oturmakta olduğunu görüyorum.
"Senin bu suçlu ve pişman bakışlarına bakacak olursak bu işin altında sen varsın galiba?"
"Giray sanki sana anlatmadı Meriç." diyorum ceketimi çıkarırken bir yandan da bakışlarımı Giray'ın üzerinden ayırmadan.
"Anlatmadı. Eskisi kadar görüşmüyoruz, malum evlerimiz ayrı. Görüştüğümüzde ise ağzından bir şey almak artık eskisi kadar kolay olmuyor."
Gözlerimi Giray'dan çekip Meriç'in meraklı bakışlarına çevirdiğimde benim olanları anlatmamı beklediğini görüyorum.
"Şu anda olmaz Meriç. Ama sonra detaylı bir şekilde anlatırım."
Meriç bu cevabımla birlikte gözlerini devirirken hafifçe bana yaklaşıp alınmış ama yinede oyunbaz bir ifadeyle konuşmaya başlıyor.
"Bu ilişkinin en yakın tanığı benim, o yüzden her şeyi bilmek hakkım. Tamam mı?"
"Ben sizin Kerem'le ilişkinizle ilgili pek bir şey duymuyorum ama?" diyorum alayla karışık bir ifadeyle.
"Biz mi? Bizde olağandışı bir şey yok ki." diyor omuzlarını silkip bir yandan da sırıtırken. "Yuvarlanıp gidiyoruz sevgilimle."
VOCÊ ESTÁ LENDO
Her Şey Çok Sevmekten | bxb
Ficção AdolescenteBoyxBoy * Gözlerimiz ilk kez birbirine değdiğinde başıma gelecek olanlardan bihaberdim. Birbirimizin nefretini kazandığımızda da böyle devam edeceğini sanıyordum. Ama hiç de tahmin ettiğim gibi olmamıştı. Aynı kızın peşinde koşarken gittikçe birb...