"P-pembe mi?"aynaya döndüğümde gözlerimde pembenin en güzel tonunu, bebek pembesini gördüm. Ne demek olduğunu bilmiyordum daha önce gözlerim hiç bu renge bürünmemişti.
Gerçi daha önce böyle hissetmemiştim.
Ne saçmalıyordum ben? Karşımdaki adamın davranışları gözümü boyuyordu. Özgürlüğümü alıp beni güzel gözüken bir kafese tıkacaktı. Hayatım,isyanlarım,çabalarım her şey boşa gidecekti. Eğer onunla mühürlenirsem sıradan bir omegadan farkım kalmayacaktı.
"Teşekkürler." Onu umursamazmış gibi yapıp masaya oturdum ve kitapları kurcalamaya başladım.
Masaya oturunca yanıma gelip saçlarıma üflemeye başladı. Sabretmeye çalışsam da sonunda kitabı sertçe kapatıp ona döndüm. Gözleri normale dönmüştü.
"Ne var Taehyung?" Dudaklarını büzdü. Resmen benimle oynuyordu.
"Hiç..." İtiraf etmeliydim ki tatlıydı. Sorunda buydu ondan nefret etmem gerekiyordu.
"Baban bize elçi gönderdi." Umarım evden kaçmamla alakalı bir şey yazmıyordur.
"N-ne yazmış?"
"Bizim yüceliğimizden ve merhametimizden bahsetmiş. Cidden komik bir mektuptu. Babamın merhametinin mi olduğunu sanıyor?"
"Ayrıca ortak bir çözüm olabileceğini ve kimsenin zararlı çıkmayacağı bir anlaşma istemiş.Kusura bakma ama babam Shilder sürüsünü yani sürünü pek kaale almıyor. Zaten zararlı çıkmayacağı bir durum. Sürümüzün sınırına izinsiz giren omega onların omegası. Babam neden anlaşma yapmak istesin ki?"
"Bu kadar mı?" Taehyung bir süre düşündü.
"Her ne kadar net yazılmasa da bir tehdit hissettim. Sanırım baban onunla anlaşmaya varmazsak kendisi gibi sürüleri toplayıp savaşa girmeyi planlıyor." Babam benim için bu kadar risk almazdı. Başka bir şeyler olduğu kesindi.
"Belki de sürenizin dolduğunu ve eskisi kadar güçlü olmadığınızı düşünüyordur." Taehyung sırıttı.
"O zaman haklı. Babam artık kudretli bir hükümdardan ziyade yaşlı bir ihtiyara dönüyor ayriyeten babamın alfa bir çocuğu yok."bir süre duraksadı.
"Hatta kokusuz,insandan farkı olmayan bir çocuğu var." Gözlerindeki utanç beni kahretti. Elinden gelmeyen bir şey için insanların onu üzmesi ne kadar da aptalcaydı.
"Olduğun gibi iyisin. Kokulu bir sürü alfadan daha iradelisin. Önemli olanda bu." Yalan değildi. İçimden geleni söylemiştim.
Burukça gülümsedi. "Benim çıkmam gerekiyor. Kendine iyi bak."
Kapıdan çıkmadan önce duraksayıp bana döndü. "Teşekkürler Omegam."
Omegam... Ne hissetmem gerekiyordu,ne düşünmeliydim?
Daha önce yaşamadığım duygular vücudumu sarıyordu. Neydi bu? Sevgi miydi yoksa şefkat mi duyuyordum ya da şu anda güvenebileceğim tek kişi olduğu için ona bel mi bağlıyordum?
Koltuğa çöktüm. Ne yapacaktım ben şimdi...
Yoongi'nin ağzından:
"Dostlar, biliyorsunuzki ben her zaman adaletten yanayım." Gülmemek için kendimi sıktım. Buradaki her Alfa birbirinden beterdi. Babam ise önlerinde gideni, bayrak sallayanıydı.
"Adaletten ve merhametten yoksun Akbola sürüsü yıllardır bize nefes aldırmamakta. En küçük oğlumu,sürümüzün safkan omegasını çalıp üzerine barış talebimi reddedecek cesareti gösterdiler. Güç onlarda olduğu için korkuları yok fakat biz onlardan daha büyük, daha özel bir şeye sahibiz. Dostluk! Aynı yolda yürüdüğümüz takdirde bırakın Akbolaları hiç bir sürü önümüzde duramaz!"
Thusar sürüsü zeki adamlarıyla tanınırdı. İlk soruyu onların Alfası sordu.
"Ne istiyorsun Shilderin Alfası?" Herkesin bildiği fakat açıkça söylemeye çekindiği o söz babamın ağzından sanki ismini söyler gibi kolayca çıkmıştı.
"Savaş."
*** Taehyungun Ağzından:
"O aptal Alfa hiçbir şey yapamaz. Yıllardır sünepe şekilde hayatını yaşadı şimdi mi cesaret gelecek?"
"Cesaretle açgözlülük farklı şeyler baba. Senin konumun için ağzının suyu akan bir adam neden yerine geçmek için bir şey yapmasın?" Çenemi tutup iki yana salladı.
"Benden bu kadar aptal,işe yaramaz ve şüpheci bir çocuk nasıl çıktı aklım almıyor. Eğer insan olsak omegamın beni aldattığını düşünürdüm."
Annem hakkında yaptığı iğrenç ithamlar yüzünden onu parçalamak istiyordum. Yaşına, bitap düşmüş vücuduna rağmen çok cüretkar konuşuyordu. Ona asla zarar veremezdim fakat başka biri ona zarar vermeyecek değildi.
"Safkan omegayla ne zaman mühürleneceksin?"
"Bilmiyorum. İkimiz de hazır değiliz."
Boğazımı sıkıp duvara yasladı. "Sizin aptal tripleriniz olmasaydı iş işten geçtiği için kimse bizi tehdit etmez ve bu konu hakkında kafa yoruyor olmazdık." Nefes alamıyordum. Elini beni bırakması için sıktım. Her ne kadar yaşlı olsa da o bir alfaydı ve ben de hiçbir şeydim. Ona karşılık vermeye hakkım yoktu.
Elini boynumdan çektiğinde yere düşüp öksürdüm.
"En kısa sürede mühürlenin ve anlaşmamıza bağlı kalalım." Eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
"Kaybettiğinde yüzünde oluşacak ifadeyi ve yalvarmalarını iple çekiyorum. Seni yakacağım ve sırtımdaki kokusuz yükten kurtulacağım."
Yerden kalktım. Kanımda akan deli cesareti, kontrolü ele geçiriyordu.
"Sürünü alacağım ve sen de bu laflarını yutacaksın." Selam vermeden hışımla odasından çıktım.
Bu anlaşmayı kazanacaktım fakat önce omegamı ikna etmeliydim.
❤
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
