SP. EP 2

1.2K 73 98
                                    

"Taeyong hyung! Chenle benim karpuz desenli boxerımı almış!"

Mark'ın bağırmasıyla tüm yurt yerinden oynamıştı resmen. Ama herkes alışkın olduğundan kimse umursamamıştı.

"Chenle, seni pislik velet!" Merdivenleri hızlı hızlı inen Mark, alttaki dairenin kapısına hızlı hızlı vuruyordu. "Kun hyung! Eğer kapıyı açmazsan temizlik malzemelerini çöpe atarım ve ruhun bile duymaz!"

Kapıyı ağzı şaşkınlıktan bir karış açılan Kun açmıştı. Mark içeri geçmiş ve Chenle'yu aramaya başlamıştı evin içinde. "Chenle gitti Mark."

"Ne demek gitti Renjun? Nereye gitti bacak kadar çocuk?"

Renjun ağzındaki dondurmayı yerken konuştu. "Hyung kızma ama bacak kadar dediğin çocuk ikimizden de uzun. Her neyse, Jisung ile markete dondurma almaya gittiler. Bir günde en fazla ne kadar dondurma yiyebiliriz challenge yapacaklarmış."

Mark derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışmıştı. Bu çocuklar hiç büyümeyecekti anlaşılan. "Hyung neden üstünde tişört yok? Haechan görmesin üstüne atlar-"

"Mark!"

Bu çığlıktan sonra Mark yere yapışmıştı üstünde Haechan ile birlikte.

---------

"Hepinize merhaba arkadaşlar! Koca kafalılar olarak bugün sizlere ne kadar dondurma yiyebiliriz challenge yapacağız. Ama hızlı olmalıyız çünkü Taekun ikilisinden birisi bizi yakalarsa challenge başarısız sayılacak."

Bahçede çimenlerin üstüne oturmuş olan Chenle ve Jisung adeta Youtuber edasıyla konuşurken Winwin de onları videoya alıyordu.

Chenle poşetin içindeki tüm dondurmaları çimenlere dökmüştü. Nereden baksanız evdeki herkese yetecek kadar dondurma vardı. "Evet Chenle, hazırsan başlıyoruz. 1 2 3!"

İkisi de ellerine gelen ilk dondurmayı alıp hızlı bir şekilde yemeye başlamışlardı. "Winwin hyung istersen 1 tane yiyebilirsin. Bizi videoya çektiğin için ödülün."

Winwin Chenle'ya teşekkür edip bir tane dondurma alırken Jisung çoktan ikinciye geçmişti. Zaman hızlı bir şekilde geçerken arkadan kamera kadrajına üstü çıplak Mark girmişti. "Chenle! Seni velet! Boxerımı nereye koydun hemen söyle!"

Dondurmasını yemeye devam eden Chenle istifini hiç bozmamıştı. Ama Mark'ı daha fazla sinirlendirmek de istememişti. Dondurmaların arasından özel olarak aldığı dondurmayı Mark'a uzatmıştı. "Karpuzlu dondurma yemez misin hyung?"

Mark tam dondurmayı alacakken nereden geldiği kestirilemeyen Lucas Mark'tan önce davranmıştı. Mark'ın sinirleri tavan yaparken Lucas'ın peşinden bağırarak koşmaya başlamıştı. "Yah! Yukhei! Seni yakaladığım anda oyun skorlarını sıfırlayacağım, göreceksin sen!"

Chenle, Jisung ve Winwin onların arkasından gülerken Jaemin bağırarak gelmişti. "Dondurma var ve benim haberim yok! Jaemin çok üzgün."

Jaemin'in aegyolu konuşmasıyla ona da dondurma vermişlerdi. Sonra ise Yangyang gelmişti. "Chenle beni nasıl çağırmazsın. Üzüldüm."

"Sen Haechan hyung ile şeytani planlar yapıyordun Yangyang. Söyledim ama duymadın bile beni."

Yangyang ise omuz silkip bir tane dondurma da o kapmıştı. Chenle ise kaçıncıyla olduğunu bilmediği dondurmasının paketini açarken kameraya doğru konuşmuştu. "Evet arkadaşlar, eğer böyle kalabalık bir evde yaşıyorsanız böyle challenge yapmanız imkansız bir hâl alabilir. O yüzden evde denemeyin."

Dondurmasını sessiz bir şekilde yiyen Jisung'un önüne gölde düşmesiyle Jisung arkasını dönmüştü.

"Ehe, şey. Hoş geldin Taeyong hyung." Ardından dondurmaların arasından rastgele bir dondurma alıp Taeyong'a uzatmış ve şirin olduğunu düşündüğü bir şekilde gülümsemişti.

"Dondurma yemez miydin hyungcuğum?"

Kalan dondurmaları buzdolabına koyduran Taeyong, Chenle ve Jisung'a her şeyin fazlasının zarar olduğuyla ilgili kısa bir nutuk çekmiş, Chenle ise Taeyong'un sürekli temizlik yaptığından yakınıp fazla temizlik yapmanın da zarar olduğunu söylemesi üzerine Taeyong'dan poposuna terlik yemişti.

Jaehyun'dan piyano çalmayı öğrenmek isteyen Jeno en sonunda hyungunu ikna etmişti. Kararlaştırdıkları saatte bodrumdaki müzil odasına inen Jeno, odanın boş olmadığını gördüğünde şaşırmıştı. "Hendery? Ne işin var lan senin burada?"

"Görmüyor musun Jeno? Bateri çalmak için pratik yapıyorum."

Jeno derin bir nefes alıp ellerini beline koymuştu. "Ne zaman biter bu pratik acaba canım arkadaşım?"

Hendery ise tatlı olduğunu düşündüğü bir şekilde gülümsedi. "Daha yeni başladım canım arkadaşım. En az 1 saat sonra biter."

Tam Jeno ağzını açacakken Jaehyun gelmişti. "Ne oluyor burada?"

"Hyung ya Hendery kapmış bizden önce. Söyle de gitsin."

"Aa nedenmiş o? İlk ben geldim hem. Jaehyun hyung sen kalabilirsin ama Jeno gitsin."

Jeno ve Hendery tartışırken Jaehyun'un gittiğini fark etmemişlerdi bile. "Ne haliniz varsa görün, yiyin birbirinizi."

Bahçeye çıktığında poz veren bir Ten ve onun fotoğraflarını çeken Johnny ile karşılaşmıştı. Oldukları yerde kendini çimlere atıp söylendi. "Çok sıcak! Sanki çöldeyiz bu ne saçma iş!"

Tam gözlerini kapatacakken yanına gelen Jungwoo ile titremişti. "Jaehyunie ne yapıyorsun?"

Kollarını kendisine saran Jungwoo'yu itmeye çalışırken konuşmaya çalışıyordu.

"Sadece uzanıyordum Jungwoo. Ayrıca çok sıcak, çek kollarını üzerimden!"

Jungwoo ise Jaehyun'u daha çok sinir etmek istermiş gibi daha sıkı sarmıştı kollarını. Ayrılmalarına sebep olan şey ise hissettikleri suydu.

Tepelerinde bir eli belinde olan Kun, elindeki hortumla bahçedeki çiçekleri sıluyordu. "Özür dilerim çocuklar, görmedim sizi."

Jaehyun önemli olmadığını söyleyecekti ki Ten bağırmaya başlamıştı. "Kun! Üstümü ıslattın hep!"

Ten'in kendisine bağırmasına sinirlenen Kun karşılık vermişti. "Abartma Ten, birkaç damla ıslandın sadece."

Johnny, sinirlenen Ten'i sakinleştirmeye çalışırken Jaehyun Kun'un elindeki hortumu alıp kendi üstüne tutmuştu. Ferahladığını hisseden Jaehyun'un yüzü gülmeye başlamıştı. Ama Ten'in bağırmasına daha fazla dayanamayıp hortumu iyice Ten'in üstüne tutmuştu.

"Başımı şişirmenin cezası. Her şeye bağırmadan konuş lütfen hyung."

Ellerini cebine sokmuş eve giden Jaehyun, arkasında Ten'in kudurduğunu hissedip gülümsedi.

Taeil'in televizyon izlediğini görüp selam vermişti. Islak olduğunu unutup koltuğa oturan Jaehyun, Taeyong'un bağırışıyla yerinden sıçramıştı.

"Jung Jaehyun! Hemen git üstünü değiştir, hasta olacaksın!"

---------

Herkese selaaaam!

Bu kitap hâlâ kütüphanenizde mi bilmiyorum ama ben 2. Özel bölümü yayınlamak istedim çünkü burayı çok özledim

Umarım siz de özlemişsinizdir ve umarım bölümü beğenirsiniz

Eğer diğer kitaplarıma bakmak isterseniz de sizi bekliyor olacağım :")

Sizleri seviyorum, sağlıkla kalın 💚

~NCT WHATSAPP~ ✅Where stories live. Discover now