~7.Bölüm~

528 50 20
                                    









Keyifli okumalar herkese, oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizleri seviyorum, teşekkür ediyorum!



❤️🌸







Ardından kapanan kapının sesi ile başını daha da dik tutarken gözleri hemen karşısında, boydan boya cam olan odanın içerinde, siyah geniş masasında oturan adamın gözlerindeydi. İlk kez gözlerinde öfke dolanmıyor gibiydi. İlk kez daha boş gibiydi. Başlayan yağmur büyük camlara çarpıp damlalarını kaydırmaya başlarken oturan adam koltuğundan yavaşça kalkmış ve geniş odada adımlayarak aralarında mesafe bırakarak karşısında dikilmişti. Üzerinde ceketi olmayan adamın beyaz gömleği geniş omuzlarını ve göğüs yapısını ortaya çıkarırken giydiği her şey üzerine göre yapılmış gibiydi. Sadece ceketi yoktu, gömleğinde en ufak bir kırışıklık dahi yoktu. Adeta 'jilet gibi' tabirini karşılıyordu.

"Biraz erken geldin."

İlk konuşan karşısındaki adam olurken sanki dün yaşadığı şeyleri onunla yaşamamış gibiydi. Kaşlarını kaldırırken bir elini önce yana açtı ardından ise bacağına doğru yana bıraktı. Sözleri iğneleyiciydi.

"Sen emredince geç kalmayayım dedim. İstemediğin olunca malum kaba kuvvete başvuruyorsun."

Karşındaki adamın gülmesini, ters tepki vermesini beklerken onun kaşları hafifçe çatılmış ve koyu yeşil gözleri koluna inmişti.

"Yaptığımın doğru olduğunu savunacak değilim ama beni fena sınadın doktor."

Kolunu görünmese bile saklama isteği içine doğarken iç güdüsüne engel olarak gözlerine dönen yeşillere karşılık verdi.

"İnsanın özü, sinirlendiğinde ortaya çıkarmış. Ve eğer sen kendini benim gözümden görebilseydin bir daha sinirlenmemek için her şeyi yapardın." Koluna yavaşça uzanmak isteyen adama karşılık kolunu kaldırıp geriye çekerken dişleri arasından konuştu. "Dokunma."

Gözleri yeniden birbirine değerken yağmur şiddetini çoktan arttırmıştı. Yeşillerin arasına usulca sızan siniri görmek kaşlarını çatmasına neden olurken karşısındaki adam göz temasını kesip arkasını dönmüş ve çalışma masasının belirli uzaklığında, köşe kısma yakın olan siyah koltuklara yönelerek tekli olana oturmuştu. Gözlerini oradan kendisine dikerken eliyle karşısındaki üç kişilik geniş koltuğu ciddiyetle işaret etmişti.

"Otur." Zeynep gözlerini devirmek isterken bunu engellemiş ve daha fazla direnmeden hızlı adımlarla geçip karşındaki koltuğa ne kadar rahat olursa olsun içindeki rahatsızlıkla oturmuştu. Çantasını hemen yanına koyarken odanın sıcaklığından dolayı dayanamayarak üzerindeki kabanı da çıkararak yanına bırakmıştı. Gözlerini bu esnada karşısındaki adamdan çekmezken onun bakışları da aynı şekilde kendi gözlerinde dolanıyordu. "Ne içersin?"

Zeynep buna gülmek isterken kaşlarını kaldırıp samimiyet ve mutluluktan tamamen uzak şekilde gülümseyerek yanıtlamıştı. "Çok naziksin, her zamanki gibi!" Adamın kaşlarının kendisi gibi çatıldığını gördüğünde ise ifadesiz yüzünü takınmıştı. "Hiçbir şey. Konu her neyse onu konuşmaya geldim."

Karşısındaki adamın aldığı nefes ile göğsünün şişerek yükselmesini izlerken ardından rahatça öne gelerek dirseklerini dizlerine yaslamasını izledi. Gözleri doğrudan gözlerine bakarken bu haliyle bambaşka bir zaman da olsa içini yakmama ihtimali yoktu. Bir kadındı ve bu yadsınamazdı. Ama o an, tek bir odağı vardı!

"Peki, konuya geçelim o zaman. Bu hastanede çalışmaya devam etmek için neler yapardın doktor?"

Yeşil gözlerini kısarak kendisine baktığında odanın tavanından yayılan aydınlık ve yağmurun sesi ile onu daha da aslana benzetmişti. Adam resmen bir aslanı andırıyordu. Her an tetikte gibiydi, bedeni her an ayaktaydı. Gözleri her duyguyu yakalamak ister gibi yüzündeydi.

BAŞLANGIÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin