❛'mektup arkadaşına ihtiyacım var' bloğa tıkladım ve özelden mesaj attım, 'bu gece başlayalım adımızı, yaşamımızı ve görünüşümüzü bilmeden' ardından gelen olumlu cevap yüzümde tebessüm oluşturmuştu.❜
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bölümde zaman atlamaları yaptım biraz, kafanızın karışmasını istemem. Bu arada lütfen soruları siz de yanıtlayın.
iyi okumalar!
Kafamı bir sağa bir sola ayılmak için sallarken karşı sıramda oturan ve çoktan uykuya geçmiş arkadaşıma baktıktan sonra sinirler ofladım. Uyursam son ders olduğundan on beş dakika sonra tekrar Jungkook tarafından kaldırılacaktım ve bu defa ise tamamen uykuma veda etmiş olurdum. Sabaha kadar mektup yazdıktan sonra çantamı toparlamış biraz kitap okumuş ve öylece kahvaltı zamanını beklemiştim.
Yorgundum ve biraz da halsiz ama uykuya dalamıyordum bir türlü. Esnediğimde gözümden gelen yaşı elimin tersiyle sildim ve ağzımı kapattım. Son dersimiz müzikti ve tahtada açılan yavaş ritimli şarkı beni tamamen uyku alemine atıyordu. Ayrıca kahvaltıdan sonra koşturarak postaneye gittiğimden dolayı da üstümde kocaman bir yorgunluk vardı.
*
"Yine uykusuz gibi gözüküyorsun," Jungkook elini saçıma attığında eline doğru mayışacak gibiydim. Öğle arası yemekhanede bulduğum boş masaya çöktükten sonra aşağı inmesi için ona da mesaj atmıştım ve yanıma gelmesi daha üç dakika olsa bile kendisinden bıktırmıştı. Sürekli konuşuyor, bir şeyler hakkında fikirlerini belirtiyor ya da sorular sorarak homurdanıyordu.
"Jungkook," dedim kaşlarımı çatarak. Hem uykusuz hem de huysuz olduğumdan dolayı başım ağrıyordu ve bunu daha da kötüleştirmek istermiş gibi susmak bilmiyordu. "Çeneni kapatmayacaksan lütfen git, daha fazla yoruyorsun beni." Dudak büzüp dirseklerini masaya yasladıktan sonra benimle iletişimini kestiğini belli eden birkaç mimik yapmıştı. Sürekli göz deviriyor, ofluyor ve saçma sapan homurtalar çıkarmaya devam ediyordu.
"Kook, sus artık."
"Susuyorum ama emin ol sen istedin diye değil ve," dedikten sonra duraksadı. Yüzüne kocaman gülümseme yerleştirdikten sonra ellini kaldırarak salladı. "Kızlar buradayım!" İnildiyerek kafamı masaya koyduğumda Jungkook beni umursamadan kızlara el sallamaya devam etmişti. Bunu anlayabiliyordum çünkü kafamı koyduğum masa sürekli sallanıyordu.
"Rahat dur!" dedim en sonunda. Karşımdaki sandalye çekildikten sonra susmuştum ama alttan Jungkook'un bacağını da çimdiklemiştim. "Selam Kook," diyerek geçen sefer yemeğimi paylaştığım kız ortamın gergin havasını kırmıştı. Sadece kısa bir gülümseme yüzüme kondurduğumda tıpkı benim gibi gülümsemişti. Ardından diğer kız ve Jungkook ilgilenmediğim konu hakkında konuşmaya başladığında sadece konuyu takip etmeye çalışmıştım.
"Uyuyamıyor musun?" diye seslendiğinde kıza döndüm yavaşça. "Bu arada ben Yun Min..." o kadar kısık sesle konuşmuştu ki kaşlarımı çatmıştım isemsizce. "Uyku problemim var son bir haftadır," diyerek yanıtladım kızı. Sevimli bir yüzü vardı. Gözlüğünü geri ittirip dudaklarını birbirine bastırdı. "Ve daha da devam edecek gibi duruyor."
