1. BÖLÜM

68.9K 2.3K 378
                                    

***RASTLANTI (Aşk-ı İtalyano)OLİMPOS YAYINLARI tarafından 2015 yılında basılmıştır.
Keyifli okumalar

1.BÖLÜM

"Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile, tek bir adımla bɑşlɑmɑk zorundadır." Lao Tzu

Atatürk Hava Limanı'nın dış hatlar terminali giriş kapısına, peşindeki kalabalıkla neşeli bir şekilde ilerleyen Aslı, aynı anda buruk bir hüznü de içinde taşıyordu. Neredeyse tüm ailesi, onu uğurlamak için yanındaydı ve bu ister istemez onun üzülmesine neden oluyordu.

Annesinin gözünden akmaya hazırlanan bir damla yaşı görünce başını yana doğru eğdi ve derin bir nefes çekti. Zaten zor ikna etmişti onu ve son anda onun duygusal davranıp, kararından vazgeçmesini istemiyordu. Bu yüzden yüzünü kaplayan gülümsemesiyle ailesine baktı. Onları elbette özleyecekti ama bu kendini mutlu hissetmesine engel değildi.

İtalya'ya gidiyordu! Roma'ya!

Adında aşk saklı şehirde, altı ay boyunca İtalyanca öğrenecekti. Bu düşünce bile onun içinin kıpır kıpır olması için bir sebepti. İzlediği bir filmden sonra içinde saklı olan İtalyanca tutkusu tekrar ortaya çıkmış, kendini kulağına hoş gelen bu dil ve ülke hakkında araştırma yaparken bulmuştu. Bir dili öğrenmek için en iyi yolun, o ülkede kalmak olduğuna inananlardandı. Dilin ve kültürün iç içe birbirine bağlanmış halkalar olduğunu düşünüyordu. Ayrıca ona göre hayat kesinlikle pratiklerle anlam kazanıyordu yoksa burada bilmem kaç kur gideceği kurstan ne anlayacaktı ki? Hem kim bilir belki de bu İtalya serüveni, onun için bambaşka bir dünyanın kapılarını açacaktı. Evet, belki biraz fazla hayalciydi ama yine de mutluydu. Hem hayaller olmasa bu koca dünya çok sıkıcı ve çekilmez bir yer olmaz mıydı?

Yolculuğundan günlerce önce tüm hazırlıklarını tamamlamıştı. Roma'da gideceği kursu, kalacağı yeri hatta işini bile... Annesini de zar zor ikna etmişti ve geriye sadece oradaki günlerine, "Ciao1 İtalya" demek kalmıştı. Evet, yıllar sonra çocuklarına "Ben İtalya'da iken" diye anlatacağı günler, yaşamak istiyordu ama bunun için gerçekten biraz şansa ihtiyacı olduğunu düşünüyordu. Çünkü Aslı birazcık kötü şansa sahipti. Belki böyle olmasının çenesini tutamamasıyla biraz ilgisi olabilirdi. Sırf bu yüzden bazen kendini hiç ummadık olayların ortasında bulduğu oluyordu. Ayrıca haksızlığa da hiç gelemediği için her an kavgaya hazır bir hali varmış gibi göründüğü konusunda tüm tanıdıkları hem fikirdi.

***

"Annem, canım..." derken sesi en sevimli tonlarından birini takındı.

"Ama sen daha şimdiden ağlamaya başladın. Gitseydim, orada biraz zaman geçirseydim de ondan sonra üzülseydin olmaz mıydı? Hem sadece altı aylığına gidiyorum. Bak görürsün, göz açıp kapayıncaya kadar geçecek."

Elinin tersiyle gözyaşlarını silmeye çalışan Meltem Hanım, dolan gözleriyle kızına baktı.

"İleride anne ol, o zaman anlarsın beni. Hayır, madem üzüldüğümün farkındasın gitme o zaman değil mi? Tutturdun bir İtalyanca, İtalyanca diye... Ah, Aslı ah! Resmen kendine iş çıkarıyorsun. Kızım bildiğin kadarı yeter işte sana. Anlamadım ki nereden çıktı bir anda bu sevda!"

"Yetmez anne yetmez! O, anca beni İtalya'dan içeri sokmaya yeter. Sonrasını ne yapacağız? Hem sen de biliyorsun, içimdeki İtalyanca aşkı birden bire çıkmadı. Teyzemlerin oraya gidişini unuttun sanırım."

Meltem Hanım göz ucuyla Aslı'ya bakarak "Ay! Unutmak istiyorum belki kızım. Hem madem bu kadar heveslisin, Buğrul Abi'n ile Burak'a rica et. Onlar sana öğretsinler. İkisi de kaç yıl okul okudular orada." dedi.

RASTLANTI (Aşk-ı İtalyano) RaflardaWhere stories live. Discover now