Bölüm 3: "Mahzendekinin yara izi"

100 13 26
                                    

Bölüm 3: "Mahzendekinin yara izi"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bölüm 3: "Mahzendekinin yara izi"

Günler nankördü; nankör ve vurdum duymaz. En unutulmaz ruhları bile unuttururdu, acıları döndürürdü saman sarısı bir bozkırlığa. Kalbindeki yara olsa da derin, bırakmamıştı kendini. Lakin çok görmüştü ölüm, bizzat şahit olmuştu havada uçuşan insan parçalarına. Yine de acıydı doğrusu, yaşamın en gerçek içkisi olan ölüm. Döndürürdü kokusu bile insanın başını. 

Burada böylece beklerken sarhoş bir ruh haline bürünmek istemezdi doğrusu Komutan Jae-myung. Fakat karşısında heybetli kralının bir portresi dururken oldukça zordu. Yine de hissetti göğüs kafesinde güçlü bir gurur darbesi. Görkemli kapı iki asker tarafından gıcırdatarak açıldığında döndü komutanın o bilge bakışları genç prense. Prens kendisine doğru yürürken, eğildi yavaşça komutan ve selamladı hazretlerini büyük bir saygıyla. Yoongi omzunun üstünden bir bakış attığında askerlere, kapı çok gecikmeden kapanmıştı. İki dost, abi-kardeş veya komutan-asker. İkisini aynı cümlede kullanmak için birçok kelime birliği kurulabilirdi elbet. Yoongi yine de uygun olanı seçti içlerinden.

"Komutan Jae-myung" Sesinde tok bir ton ve kendine güvenen bir ifade vardı. Tıpkı babası gibi diye düşünmeden edemedi komutan. Hafif şaşı ve asil bir kediye benzeyen bakışlar ona dikildi "Sarayda neler dönüyor?"

Jae-myung sorudaki imayı biliyordu. Prensin bu konudan haberinin olmaması neredeyse imkansızdı. Uçan bir kuşun izleyeceği her bir rotayı bilir, öğrenirdi. Elbet bunu da öğrenecekti dedi Jae-myung içinden fakat cevabını düzgün nakletmeliydi.

"İkinci kişi hakkında." Jae-myung kendine güvenen bir tavırla devam etti "Onu görmek istiyorlar. Bazı söylentiler hızla yayılıyor. Babanızın planı için, halk arasında bazı dedikodular mevcut."

Yoongi yavaşça gülümsedi. Doğru yolda olduklarını biliyordu.

"Sizinkiler ne diyor?"

Jae-myung karşısındakinin gözlerinin derinliklerindeki geniş galaksiyi gördü. Orada kendi bildiklerinden daha fazlası olduğunu biliyordu fakat karşısındakinin verdiği kararın doğru bir karar olup olmadığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Min Yoongi güçlü biriydi. Babasının ona bıraktığı krallığı hızla büyütebileceğine emindi. Oldukça hızlı ve doğru kararlar vermesi onu uzun süredir Jae-myung'un ve diğer divan üyelerinin gözdesi yapmaktaydı fakat ikinci bir kişinin varlığını bilen adaletli bir adam, diğerinin de hakkını vermeyi bilmeliydi. İki buğday başağını yan yana koymadan hangisinin değirmene götürülmeye değer olduğunun kararını veremezdi bir köylü. Jae-myung kamburunun çıkmaya başladığını yeni hissediyormuş gibi dikleştirdi geniş vücudunu.

"Yanlış kararlar vereceklerine eminim. Beni dinlemeyeceklerdir."

Yoongi karşısındakinin sözleri üzerine dudaklarını ısırdı ve zaten çekik olan gözlerini daha da kısarak düşündü. Krallığın geleceğini riske atacak o kişileri bulmadan gözüne uyku girmeyecekti, biliyordu. Ucunda ölümün en vurucu iksiri vardı. Bu bir kumardı. Yaptığı şey tam olarak buydu. Zeki bir adamdı ve onlarla bir oyun oynayacaktı fakat sonucunda alacağı şey ya tacı olacaktı ya da canı.

Black Swan ~"Born to be a King"Where stories live. Discover now