15

6.2K 462 125
                                    


Selam!

Ay, çabuk geldim bu sefer! Kitabın başlarındaki gibi hissettim bir an duygulandım bak🤧

İyi okumalar ballarım,yorumlarınız unutmayıın ve sonda yazıdığımı okuyun lütfen🙂💜

***

Taehyung kulağına ulaşan ufak bir ses ile gözlerini irkilerek araladığında kolları arasındaki beden huysuzlanarak yüzünü kendisine çevirmiş,dudaklarını büzüştürmüştü. Tae gördüğü sevimli ifade ile miniğin burnunu sıkıştırmış tekrar sarmıştı kollarını onun beline. Dağ evinden ineli neredeyse iki hafta oluyordu ve sonunda Seokjin dediğini yapmış,bahar temizliğinin adımını dün atmıştı. Herkese ağır ağır iiler verdiğinde Taehyung geçen seferki gibi işten kaytarmayı becerememiş daha fazla işi de üstlenmek zorunda kalmıştı bir de. Yorgunluğun kol gezdiği bedenini yatağa atar atmaz derin bir uykuya dalmış ne miniğinin ne zaman yanına gelip yattığından ne de onu nasıl sarmaladığından bihaberdi. Sağ elini kaldırıp kahve saçlar arasından sızan pofuduk beyaz kulakları okşadığında Jeongguk uykusunda mırlamış hemen başını istemsizce kaldırarak sevmesi için onu daha da isteklendirmişti. Taehyung memnuniyetle küçüğünü sevmeye devam etmiş ardından kaçan uykusu sanki burun deliklerinden sızıp beynine işlermiş gibi yeniden dalıvermişti uykusuna.

*

"Uyanın uykucular! Kahvaltı vakti!"

Daha on beş dakika olduğuna yemin ettiği bir uykudan melodik sesle uyandığında kapalı kapı ardından sanki Jimin onu görebilirmiş gibi öldürücü bakışlarını yolluyordu. Yan tarafındaki boşluğu kendine geldiği zaman hissettiğinde kafasını kaşımış ardından banyoda işlerini halletmişti.

"Günaydın."

"Günaydın mı? Neredeyse akşam olmuş lan,Seokjin şerefsiz herif bitirdin hepimizi!"

"Sus be! Geçen sefer gibi kaytarabileceğini mi sandın Hoseok efendii? Heyt yavrum heyt alırlar böyle paçanızı aşağı!"

Seokjin zafer kazanmışçasına konuşurken elindeki tavadan herkesin tabağına o muhteşem omletlerinden koymayı ihmal etmiyordu. Taehyung yanı başındaki çocuğun saçlarını karıştırmış,onun sızlanmalarını umursamadan genişçe gülümsemişti. Jeongguk uyku akan gözlerini büyüğünün gülümsemesine indirmiş ve başını omzuna yaslayıp hyungunun tabağına bir şeyler ekleyişini seyretmişti. Masadan sesler ve gülüşöeler yükseldikçe uykusu gitgide dağılan Jeongguk neşesini etrafa yaymış,kuyruğunu bir o tarafa bir bu tarafa sallamaya başlamıştı çoktan.

Yemek bitip etrafı hep beraber topladıktan sonra Jeongguk kapı önüne geçip ayakkabılarını giymeye başlamıştı ki Taehyung soran gözler ile yanına yaklaşmış başına dikilmişti.

"Nereye Prens Jeongguk? Hangi partiye davetlisiniz efendim?"

Küçük olan büyüğün söyledikleri ile gülmek ve göz devirmek arasında kalmıştı ama bu isteklerini bastırıp yüzünü düz tutmayı başarmış ve geriye dönüp Tae'nin yanağına masum bir öpücüğü kondurmuştu.

"Minho hyung benimle gezmek istediğini söyledi ben de işimiz olmadığı için kabul ettim."

"İşimiz?"

"Hm,hani sen kız arkadaşınla çıkacağın için iptal etmiştik ya"

"Kız arkadaş?"

"Off Taehyung ya!"

"Off Taehyung mu?"

"Sinir!" Jeongguk onun alaylı ve kendisini takmayan ifadesine karşı göz devirmiş ardından kapı kolunu tutmuştu. Tutmuştu tutmasuna ama Taehyung da o sırada onun bileğini tutmuş ve kapıyı açmasını engellemişti.

Our Baby But He's MineDonde viven las historias. Descúbrelo ahora