2'1

211 15 2
                                    

MR çekimleri için tekrar hastanedeydim. 45 dakika boyunca kocaman bir kapsülün içinde hareket etmeden yatacaktım. Düşünmek için çok uzun bir süre sanırım. Bol bol hayatı sorguladığım gürültülü bir alan. Sesler beynimin içine işlerken düşüncelerim daha da bağırıyor. Delirmeme az kaldı.

"Ne yapman gerektiğini biliyorsun Duru'cuğum." Beni mr a yatıran hemşirem konuştu.

"Evet."

"Bugün seni daha bi' şey gördüm."

"Ney"

"Umutlu." Umutlu mu?

"O ne demekse artık?"

"Sanki böyle yüzündeki ifade mi desem ses tonun mu desem? Bir farklılık var."

"Size öyle gelmiştir."

"Tamam tamam hadi yat bakalım."

....

"Sonuçlar için biraz beklemeniz gerek. Ama öncelikle ben kendi görüşümü söyleyeyim. Arada öncekine göre fazla fark göremedim büyüme yavaşlamış olabilir ki bu bizim için de umut demek."

"Ne? Nasıl yani?"

"Doktorunuzun dediği mucize gerçek olmuş olabilir mi acaba?"

"Gerçekten bir mucize olmuş olabilir mi?"

"Tabii ki. Sanırım senin şu giden karamsarlığın işe yaramış. Bak ben demiştim."

Durmayan gözyaşlarımla radyoloji bölümünün ortasında olmayı aldırmadan yere çöktüm. Hemşire de bana sarıldı ve sırtımı sıvazladı. Kapanıp ağlamamı bastırmaya çalıştım. Sonra koridorda bir ses yankılandı.

"Selma Engin 125 numaralı odadan bekleniyorsunuz."

"Beni çağırıyorlar gitsem iyi olacak."

Dizlerimden ayrıldım ve minik bir tebessümle başımı onaylarcasına salladım. Gözlerimi sildi, beni olduğum yerden kaldırdı ve gülümseyip gitti.

Telefonumu çıkardım. Bu güzel haberi bilinmeyene vermeyi düşündüm. Sonra kafama bir şey dank etti. 'Selma Engin...' 'Selma Engin 125 numaralı odadan bekleniyorsunuz.' 'Adı Selma Engin.' Bu o kadın. Numara bu kadının üstüne kayıtlı.

Şaşkınlığım geçip bedenim çözülünce peşinden koşmaya başladım. Her bir koridora girip 125 numaralı odayı aradım. Sonunda buldum ama içeri girmeye çekindim. Kapıda beklemeye başladım. Çok sürmeden hemşire odadan çıktı.

Kapı açıldığı anda gözüm içeri kaydı. Genç bir çocuk vardı ona baktığımı görünce anlam veremez şekilde baktı yüzüme. Bakışmamızı bitiren şey kapının kapanması oldu.

Umudun Kayıp Tonu (Yarı Texting) Where stories live. Discover now