2'2

205 15 2
                                    

Kafamı kapalı olan kapıdan beni merakla izleyen hemşireme çevirdim.

"Size bişey sormak istiyorum."

"Buyur."

"Kullanmadığınız ama hala üzerinize olan bir numaranız var mı acaba?"

"Hayır sadece kullandığım numaram var. Neden?"

"Önemli bir şey yani biri için."

"Yapabileceğim bir şey var mı?"

"Hayır teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Doktorun yanından ayrılırken kapı sesi duydum. Arkamı dönüp baktım. 125 numaralı odadaki çocuk çıkmıştı. Bana hiç bakmadı bile. Doktora bir şey söyleyip oradan uzaklaştı. Ben de arkamı dönüp annemlerin yanına gittim. Annem meraklı gözlerle bana bakarken olayı anlayan abim kıkırdıyordu.

"Kızım? Nereye gittin aceleyle?"

"Hemşireye bir şey sormak için ona yetişmeye çalıştım."

"Ne sormak için?" Kısa bir sessizlik...

"Psikolojik sağlığın fiziksel sağlığa yararını."

"Sorabildin mi bari?"

"Evet. Ama istediğim cevabı alamadım."

Son söylediklerimde abime bakıyordum. Demek istediğimi anlamıştı. Oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Kolunu omzuma attı ve yürümeye başladı. Ben de onunla birlikte adımladım.

"Ben sana istediğin cevabı vereyim küçük kardeşim."

İyice oradan uzaklaştık. Koridorun sonunda durduk ve abim merakla bana döndü.

"Noldu?"

"Sordum. Üzerine kayıtlı olan ama kullanmadığı bir numara olup olmadığını sordum. Hayır dedi."

"Neden kullanmadığı?"

"Çünkü abicim bana yazan kişi numaranın kayıtlı olduğu kişinin kim olduğunu bile bilmediğini söyledi. Hatırla bir keresinde annemin numarasının başkasının üzerine olduğunu ama o kişinin numarayı kullanmadığını öğrenmiştik. Gerçi biz değiştirmiştik ama o değiştirme gereği duymamış olabilirdi."

"Mantıklısın aslında. Ama bu çocuk yalan söylemiş olabilir."

"Yalan söylese de araştıracağımı biliyor. Ortaya çıkmasını riske atamaz."

"Yani bu kadının oğlu falan olamaz zaten kadın çok genç. Yeğeni falan olabilir mi?"

"Olabilir ama sanmıyorum. Her şeye ihtimal var."

"Kadına numaranızı kullanan biri var mı desek de kendisi biliyorsa söylemez sonuçta." Daha fazla tahmin yürütmek istemiyordum.

"Yine de bi an onu bulacağımı sanmıştım."

"Üzülme eninde sonunda çıkacak. Çıkmayacak olsa sana onca şeyi yazmazdı. Şu an kendince onu kabul etmeni bekliyor."

"Ama..."

"Ama sen onu kabullenemezsin. Çünkü salaksın! Sen kimseyi kabul etmiyorsun ki? Beni bile hayatından çıkarmaya çalıştın sen! İyileşeceksin sen! İyileşemeyeceksen de mutlu ve güzel bir hayat yaşayacaksın! Duydun mu beni?"

"Abi..."

"Ben dışarı çıkıyorum annemin yanına git." Abim beni öylece bırakıp dışarı gitti.

Benim hastalığıma kadar abim ne mutluluğunu ne de üzgünlüğünü belli etmezdi. Bazen gözüme duygusuz gibi gelirdi ama onun hepimizden daha duygulu olduğunu bilirdim. Sonra ben hasta oldum bunun üstüne abimin en yakın arkadaşı da ben oldum sırdaşı da ben oldum sevgilisi gibi sarılıp öpüp hediyeler aldığı da ben oldum. Bütün mutluluğunu belli eder oldu. Kahrolduğunu gördüm ama o bunu saklamaya çalıştı. Az önce de olduğu gibi sinirlenerek üzüntüsünü gizlemişti. Daha fazla gizleyemediği için de kaçmıştı.

Umudun Kayıp Tonu (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin