''Biraz daha iyi gözüküyorsunuz.''
Min Yoongiyi temiz hava alması için sahile getirmiştim zar zor. Eczaneden aldığım pamuk ve tendürdiyot ile kaşındaki ve dudağındaki yaraya pansuman yaptım. Pamuğu her değdirdiğimde yüzünü ekşitip omuzlarını kaldırıyordu.
''İyiyim. Teşekkürler.'' Deniz havası biraz olsun ona iyi gelmişti evet. Daha önce hiç sarhoş birini ayıltmaya çalışmamıştım. O yüzden nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Sadece bol su içmesini ve derin nefesler almasını söyleyebilmiştim.
''Bunlar sizde kalsın.'' Pamuk ve tendürdiyotu poşete koyduktan sonra ona uzattım. ''Mikrop kapmaması için düzenli olarak yapmamalısınız.''
Poşeti eline alıp umursamaz bir şekilde güldü. Deniz'in güzel havasını içine çekip bana baktı. ''Teşekkür ederim.''
Birbirimize bakarken tek yapabildiğim gülümsemek olmuştu. Konuşamamıştım bile. Gözlerimi ondan çekip etrafıma bakındığımda Namjoon'un oturduğumuz banka doğru hızlı adımlarla ilerlediğini gördüm. Yoongi eve gidecek halde olmadığı için onun telefonundan Namjoon'u arayıp çağırma fikri bana aitti.
Namjoon bize yaklaştıkça yüzündeki endişeyi daha net görmüştüm. Oldukça korkmuş gözüküyordu. Bana hiç bakmayıp hızlıca Yoongi'nin diğer yanına oturup yüzünü inceledi.
''Ne oldu sana? Bu suratının hali ne?''
''İyiyim ben.'' Hep aynı sorunun sorulmasından bıkmış bir ses tonuydu bu.
''Durduk yere neden kavga edersin ki?'' Namjoon, Yoongi'nin yüzüne bakmayı bırakıp uzaklara daldı, denizi inceledi. Derin bir nefes alıp arkasına yaslandığında hiç istemediğim bir şeyi yapmak için, yanlarından gitmek için hazırlandım. Çantamı omzuma takıp ikisine baktım hafifçe tebessüm eerek.
''Ben gideyim o zaman.''
Namjoon ayağa kalktığını görünce nihayet bana bakmıştı. Biraz daha göz göze gelmeseydik görünmez olduğumu düşünecektim.
''Çok teşekkür ederim beni aradığın için. İyi akşamlar.''
''Rica ederim. Size de iyi akşamlar.''
Namjoon'un gamzelerini görebildiğim için heyecanlanmıştım. Bu gülüşün altındaki gerçekliği, samimiyeti daha iyi hissetmiştim artık. Artık o da bana karşı başka şeyler düşünmüyordu. Aramızdaki tüm önyargıları bir tarafa iten bir gülüştü bu.
Yoongi hala tek bir noktaya bakıyordu. Kafasını kaldırıp bana bakmasını, bir şey demesini beklesem de bunu yapmamıştı. Şimdi yapmam gereken tek şey sanırım buradan uzaklaşmaktı.
Onu kurtardığımı düşünmüyordum. Onun kahramanı olduğumu da... Ama benim için birçok anlam taşıyan o insanın yanında olmak, ona yardım edebilmek bana iyi geliyordu. Hiç konuşmayıp saatlerce onlarla yan yana otursak bile sanırım hiç sıkılmazdım.
Banktan uzaklaştıkça bir yanımın orada kaldığını daha iyi hissediyordum. Nedensizce gözlerimin dolmasına sebep olmuştu bu his. Aslında kötü bir şey değildi tam aksine alıştığım bir şeydi. Yıllar boyunca zaten bir yanım hep onlarlaydı.
Adımlarımı durdurup gözlerimi sıkıca kapattım. Aklımdan son bir kez dönüp onlara bakmak geçiyordu.
''Sen de içinden geleni yapmalısın. Biliyorsun değil mi?''
Yoongi'nin sesi beynimin içinde dönüp dururken içimden gelen o şeyi yapıp arkama bakmıştım. O da bana bakıyordu. Bana ilham veren o adam da bana bakıyordu.
(Gizem'in ağzından)
''Jimin paylaşım yapmış!''

YOU ARE READING
Senin Sayende // BTS ✅tamamlandı✅
Fanfiction✔️tamamlandı -Bu bir yeni üye hikayesi değil. -Ship hikayesi değil. -Aşk hikayesi de değil. Bu sadece sonsuza dek birbirlerinin yanında olup kocaman gülümsemeyi isteyen insanların hikayesi. Moira'dan BTS'e... Sevgilerimle..❤️ Başlangıç: 31.07.2020 ...