2 | clocks

1.4K 174 80
                                    

-

"Ben geldim!" Kapıdan içeriye girmemle Seungmin'in boynuma atlaması bir olmuştu. "Hoş geldin, çok özledim seni." Ona gülerek ellerimi beline sarmadan önce çantayı yere bıraktım, ellerini beline sardığımda bedenini yukarı hareket ettirerek kucağıma çıkmıştı.

Bir elimde vücudunu desteklediğimde salona yöneldim. "Niye bu kadar erken çıktın, bugün dersin yok sanıyordum."

"Ben de öyle sanıyordum bebeğim ama öğrencilerimden birisinin öğlen sınavı varmış, rica edince kıramadım. Hem henüz bir şey kaybetmiş sayılmayız ki günümün geri kalanını sana ayıracağım." Deyip göz kırpmıştım. Gülümseyip başını salladı, "O zaman sorun yok."

"Kahvaltı yapmak ister misin?" Sorum üzerine başını iki yana salladı. "Yok, henüz acıkmadım. Sen acıktın mı?" Dilimi damağıma vurarak 'tch' sesi çıkardıktan sonra yanında durduğumuz koltuğa oturdum. Kucağımda yerleşince memnunca gülümseyip başını göğsüme yasladı ben de küçük bir tebessüm ve yumuşak hareketlerle saçlarını okşamaya başladım.

"Dün fazla konuşamamıştık, neler yaptın hastanede?" Dediğimde yavaşça anlatmaya başladı, "Hmm, çok ekstra bir şey yapmadım aslında ama acil kısmındaydım yine yoğundu bir de asistanlarımdan birisi hastaydı o yüzden çok yoruldum. Gelince duş alıp uyumuşum hemen, senin geldiğini fark edemedim bile." Bir elimi saçlarından sırtına indirip sıvazlamıştım, böyle yaptığımda çok hoşuna gittiğini biliyordum.

Kısa bir süre sessizce durduğumuzda başını göğsümden kaldırıp dudaklarıma küçük bir öpücük bırakmıştı, utangaç bir gülümseme sunduğunda tatlılığı karşısında dayanamadım ve gülümsediği için havaya kıvrılan dudağının kenarından sesli bir şekilde öptüm. Utandığı için kızaran yanaklarına bakıp güldüm, "Bebek misin sen ya?" Kaşlarını çatıp yumruğuyla omzuma yavaşça vurdu. Yumruk yaptığı elini, ellerimin arasına alıp açtıktan sonra küçük bir öpücük kondurdum.

Son birkaç gündür işlerimiz yüzünden birbirimize vakit ayıramamıştık ve haliyle birbirimizi çok özlemiştik, tüm gün boyunca dip dibe olacağımızı tahmin etmek de pekala zor değildi.

Seungmin bir anda doğrularak "Jeongin! Ne unuttuk?"

"Ne unuttuk?" Onaylamaz bakışlar atıp kucağımdan kalktı. "Bugün bizim oyun günümüz! Hadi üstümüze rahat bir şeyler giyelim de internet kafeye gidelim, dönüşte de markete uğrayıp alış veriş yaparız. Olur mu, olur değil mi?" Başımı sallayıp ayağa kalktım, "Olur, öyle yapalım ama kahvaltı yapmadık." Omzunu silkti, "Orada yeriz bir şeyler hadi gidelim." Elimden tutup hızlı adımlarla odamıza çekiştirmişti beni.

Seungmin, uyumlu giyinmemizi çok severdi ve bu yüzden kıyafet seçme işlerini genellikle ona bırakıyordum. Dolabın önüne geçip sportif olan birkaç parça çıkarmıştı. "Aşkım, ben senin mor sweatini giysem olur mu?" Reddetmeyeceğimi biliyordu. "Giy bakalım, hatta..." Diyerek yanına adımlamış ve üzerinde olan tişörtün eteklerinden tutup çıkarmıştım, yanakları pembeleşirken kısaca gülüp yatağın üstündeki sweati başından geçirip giydirmiştim.

Üç yıldır evli ve sayısız defa onu üstsüz görmüş olmama rağmen hâlâ utanıyordu, çok fena sevimliydi.

Fazla oyalanmadan evden çıkıp yürümeye başlamıştık zaten gideceğimiz yer evimize yakındı ve olmasaydı bile gideceğimize emindim. Liseye giderken beraber oyun oynamak için hep o internet kafeye giderdik.

Vardığımızda yan yana iki bilgisayar açtırıp oturmuştuk. "Önce ne oynayalım?" Seungmin direkt Minecraft'a girdiğinde onu tekrarlamıştım. Beraber ev yaptığımız dünyaya girince oynamaya başladık.

-

son kismi cok sacma bitirdim de usendim devam ettirmeye hadi gorusurz🫶🏻

son kismi cok sacma bitirdim de usendim devam ettirmeye hadi gorusurz🫶🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sevgilisinin twlefonuna bakiyo cok asik💌(anlamadik sanki

300823 - 041123

me and my husband, seunginHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin