5 ^^

50 9 9
                                    

evden çıkarken içimde garip bir his vardı, o şerefsizi öldürdüğüm için iyi hissettirmiyordu ama benim taeil'im ondan kurtulmuştu, önemli olan da buydu.

silahdan çıkan sesle bazı insanlar camdan bakmaya başladıklarını gördüm, yürüyordum ama bakışlarından rahatsız olduğum için koşmaya başladım. ellerindeki kanı üzerime silip temizlemeye başladım ama olmuyordu sanki derimin altına girmiş gibiydi. ayaklarımın beni götürmesine izin verdim ve kendimi taeil'in evinin önünde buldum. bu sefer saklanmayacaktım, karşısına geçip hayatımızı kurtardım diyecektim. gözlerim hayal ettiklerime dolarken penceresine baktım ışığı yanıyordu. kapısına ilerleyip ziline bastım, sabırsızca beklemeye başladım2 hafta olmuştu onu görmeyeli çok özlemiştim güzel sevgilimi.

kapı açılır açılmaz onun ufak suratını gördüm, çökmüş olan yüzü iyi görünmüyordu,fazla zayıflamıştı. beni gördüğü için şaşırmış olan bakışları üzerimdeydi. ardından aşık olduğum siyah gözleri ellerime, kıyafetime indiğinde elleriyle ağzını kapadı.

"johnny.."

"sevgilim.."

gözlerime bakarken olayı anlamaya çalışıyordu farketmiştim, onu zorlamadan direk konuya girdim ama gözlerimden yaşlar dökülüyordu, çok özlemişim bebeğimi.

"taeil artık bizi rahatsız edecek insan kalmadı.."

"sen neyden bahsediyorsun johnny? bu halin ne? gecenin bir yarısı ne işin var burda?"

ard arda sorular sorarken konuşmama izin vermedi ardından yanıma gelip biri var mı yok mu diye kontrol etti.

"biri görebilir johnny iyi olmaz."

akan damlaları umursamadan onu kollarından durdurdum bana bakmasını sağladım, şaşırmış haliyle bana bakıyordu,sım sıkı sarıldım.. hiç bırakmayacak gibi. özlediğim kokusunu içime çekerken söyledim.

"o herifi öldürdüm güzelim."

yavaş yavaş ondan ayrılırken yakınlardan gelen siren sesiyle korkmuştum. açık olan kapıdan girip taeil'i içeri çektim,bana korku ile bakıyordu. şimdi ikimizin de gözleri ıslaktı. kanlı ellerimle yüzünü avuçladım.

"johnny, hayır. hayır bunu yapmadın değil mi?"

"yaptım sevgilim. artık rahat olacaksın, olacağız."

ağlayarak bana sarılırken beline ellerimi koydum ağlamasına dayanamıyorum sıkı sıkı sardım onu.

"neden johnny neden yaptın bunu? şimdi rahat olacak mıyız sanıyorsun polisler seni arayacak her yerde"

saçlarını okşadım, sanki hiçbişey olmamış gibi ama bir yandan da ağlıyordum. benden ayrılıp gögüsüme vurmaya başladı, şaşırmıştım.

"yapmamalıydın johnny,hayır olmamalıydı! neden ha neden? katil olmak zorunda değildin."

sözleri beni şaşırmıştı yeniden,yüzüme bakarken söyledim.

"senin için birini öldürdüm.. beni daha çok sever misin taeil?"

bağırmaya başladı, benim aksime deliren oydu. ellerini saçına atıp duvarla vurmaya başladı.

"senden ayrıldım çünkü senin yaşamanı istiyordum,yoksa minho seni bulup öldürecekti! anlıyor musun beni?"

"onu öldürdüm.."

"onu öldürdün şimdi nolcak ha? seni korumak isterken sen onu öldürdün ve şimdi polisler seni benden alacaklar johnny!"

delirmiş gibi ağlayıp tekmeler savururken ağzını kapatıp arkasından sarıldım. hıçkırıklar içinde ağlıyordu,elime düşen her göz yaşı sanki kalbime kaynar kaynar akıyor gibi hissediyordum. tepiniyordu sıkıca kendime bastırdım, yavaş yavaş sakinleşmeye başlıyordu.

"sakin ol güzelim.. şştt!"

"güzel ay'ım.."

iç çekerken yüzünü bana doğru döndü gözleri kan çanağı olmuştu,aynıydık.

"senin için öldürdüm.. beni daha çok sevecek misin taeil?"

"seni kendimden daha çok seviyorum young ho.. onu öldürmeni hiç istemedim."

son sözlerinin ardından siren sesleri daha yakından gelmeye başladı, taeil'in aşk ile bakan gözlerinde korku görmüştüm,kendimde ise.. acı.

"johnny nolcak şimdi? napıcaksın?"

ellerimle anlına dökülen saçlarını düzelttim, gözlerinin içine baktım.

"teslim olacağım."

"johnny.."

kollarıma tekrar sardım minik bedenini, o ise tekrar ağlamayan başladı..

"ağlama lütfen, canım yanıyor."

kafasını gögüsüme koyduğunda siren sesleri daha da arttı, anlamıştım polisler buralardaydı, çok az vaktim kalmıştı.
çenesinden tutup gözlerine bakmaya başladım, ellerimle göz yaşlarını sildim.

"geri geleceğim lütfen ağlama sevgilim."

minik ellerini yüzüme koydu, son anlarımızdı hissediyordum, yüzünü aklıma kazımaya çalışıyordum.

"bana inan young ho.. senden başka kimseyi sevmedim ben."

gözlerimden düşen damlalar artmıştı, anlına öpücük dondurdum. yerde oturmuş birbirimizi sararken kapıya vuruldu, taeil korkudan irkilmişti. yavaşca ayağa kalkıp ona baktım, dışardan gelen sesle gözlerimi kapadım o ise hıçrarak ağlamaya devam etti.

"açın kapıyı polis!"

kapıyı yavaşça açıp polisin bizi görmesine izin verdiğimde taeil dizlerinin üzerine düşmüştü. içim kavruluyordu, polis bana bakıp belindeki kelepçeyi çıkarıyordu.

"Kang Minho'yu öldürmekle suçlanıyorsunuz Seo Johnny tutuklanıyorsunuz."

dedikten sonra bileklerime kelepçeyi geçirmişti kollarımdan tutup dışarı çıkartırken beni taeil ayağa kalkmış gelirken polis memurundan 1 dakika vermelerini istedim. arkamı dönüp taeil'in bana satılmasına izin verdim,son kez. ağlarken kelepçelş ellerimle gözlerindeki yaşı sildim,sakinleştirmeye çalışıyordum.

"şş! ağlama bebeğim. lütfen ağlama."

"young ho.."

hıçkırıkların arasında adım çıkıyordu, yavaşca eğilip dudaklarına kapandım. özlemiştim.. bir süre, uzun bir süre daha özleyecektim. yavaşca ağrıdığımda gözlerime baktı.

"seni herşeyden çok seviyorum young ho."

sol gözümden bir damla süzüldü, o sıra da polis memuru yanıma gelip beni tekrar götürmeye başladı. boğazım düğümlenirken bindirildiğim arabanın camından dışardan ağlayan sevgilime baktım. pişman değildim.. öldürdüğüm için. araç hareket ederken arabanın peşinden koşan miniğim yere düşmüştü dişlerimi sıkarken gözden kaybolmuştu, onu göremiyorum artık.

--

böyle bir bölüm hayal etmemiştim, gidişatı değiştirdi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

böyle bir bölüm hayal etmemiştim, gidişatı değiştirdi.. neyse çok seviyorum babalarımı. nct ile kalın.

ғᴏʀ ʏᴏᴜ ﹣ ᴊᴏʜɴɪʟWhere stories live. Discover now