6 | Büyükbaba Jeon

47.5K 5.4K 10.3K
                                    

Jeon Jeongguk



"Ama evde çok sıkılıyorum! İnsan görmek istiyorum biraz." diye oturduğum yerde sitem etmeye başladığımda Hoseok gözlerini kocaman açıp bana bakmıştı.

"Biz insan değil miyiz yani, kanka ne demek istiyorsun sen bize ya? Yeter artık bizi aşağılamandan bıktım usandım!"

Jin de sandalyede ters bir şekilde oturmuş elindeki bardağı döndürüyordu. "Bizi insan yerine koymadığın için cezalısın." dedi ve bağırdı. "Çabuk Euphoria söyle!"

"Evet, evet!" diyerek alkış tutan Hoseok ile göz göze geldiğimde ikisine Ciddi misiniz? bakışı attım. Sorun şuydu ki ikisi de gayet ciddilerdi.

Az önce pizzacıya gitmek için yalvaran ben değilmişim gibi boğazımı temizledim ve istedikleri şarkıyı söylemeye başladım. Hoseok şarkı esnasında bir sağa bir sola sallanırken Jin gözlerini kapatmış anı yaşıyordu.

Pekala, ben de bu sırada korkunç bir surat ifadesiyle  onlara bakarak şarkıyı söylemeye çalışıyordum.

"Jeon!" diye bana seslenen kalın sesi duyduğumda hemen şarkıyı yarıda kesmiş ve hızlıca oturduğum koltuktan kalkıp iki psikopat hırsızı salonda tek başlarına bırakmıştım.

"Taehyung ya! Canlı konserimizi bölmesene, it herif!" diye bağıran Jin'i duyduğumda kıkırdadım. Taehyung odasında, dolabın hemen önünde duruyordu. Kapının önünde dikilerek onu izlediğimi görünce eliyle yanına gelmemi işaret etmişti.

Dediğini yapıp içeriye girdiğimde hemen yanına adımladım ve ona bakmaya devam ettim. Gözlerimi üzerinden alamıyordum bir türlü.

"Ne oldu?"diye sordum.

"Ne demek ne oldu? Dışarıya çıkmak istemiyor muydun?" diyip dolabın içindeki kostümleri başıyla işaret ettiğinde karşımdaki çeşit çeşit kıyafetlere baktım.

"Tahmin edeyim, tüm bu kostümleri de çaldınız?"

"Doğru tahmin! " dedi ve benimle göz göze geldi. "Gryffindor'a elli puan."

Bu dediği üzerine güldüm. Taehyung her ne kadar inkar etse de benim hayranımdı. Bunu çok net bir şekilde anlayabilirdiniz. Ben karşı koltukta uyurken hep beni izliyordu mesela. Ben uyumadan uyumuyordu asla. Gözleri hep benim üzerimdeydi, başıma bir şey gelmesinden endişeleniyordu. Ne kadar kaba davransa da beni önemsiyordu. En önemlisi ise tüm hayran kurgularımı okumuştu.
Hem de hepsini.

Ayrıca yorumlarda takıntılı hayranlarımla kavga edip beni savunuyordu.

"Şaşırdım." dedim dolabın içindeki kostümlere bakarken. "Yine kaba davranırsın ve yakalanma korkusu yüzünden dışarı çıkmamıza izin vermezsin sanıyordum."

"Hey, o kadar da kaba değilim." dediğinde bakışlarımı ona çevirdim. Yine kızarmıştı ve yine kaşları çatıktı. Sarı dağınık saçları ona çok yakışıyordu ve kızarınca da çok tatlı oluyordu. İki kişilikliydi işte. Bazen aşırı sert, bazen de utangaç oluyordu.

"Sadece seni ve bizi düşündüğüm için dikkatli davranıyorum. Sonuçta sen eve gitmek istemiyorsun, biz de yakalanmak istemiyoruz."

Utanarak sessiz bir şekilde bunu demesi çok hoşuma gittiği için yüzümü ona yakınlaştırıp bana bakması için uğraştım. Ama Taehyung ben ona yaklaştıkça daha fazla gözünü benden kaçırıyordu ve daha fazla kızarıyordu. 

Ne yalan söyleyeyim, bu halleri feci tatlı oluyordu.

"Demek beni düşünüyorsun?"

Ona yakın olduğumdan nefesini tutmuştu. Gerçekten bu utangaç hallerinin bana bu kadar tatlı gelmesi normal miydi bilmiyordum. Gözlerimi kırpıştırıp gülümseyerek ona bakarken duyduğum sesle bakışlarımı ondan almak zorunda kalmıştım. "Jeongguk hazırlandın-Aman Tanrım! Öpüşüyor musunuz yoksa?" diye bağıran Namjoon yüzünden Taehyung daha fazla kızarmış ve kaşlarını olabilirmiş gibi daha fazla çatarak arkadaşına bağırmıştı. "Ne saçmalıyorsun sen be!"

lonely soul | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin