28 ☘

3.4K 232 78
                                    

Yavaş adımlarla odaya doğru ilerledim.  İçeri girdiğimde duvardaki saatten saatin 10:04 olduğunu gördüğümde aklıma ilk gelen şey Jaemin olmuştu.

Çoktan okula gitmiş olmalıydı. Ve her sabah mutlaka benim odama girerek kontrol ediyordu. Bu sabah girmemiş olması mümkün müydü?

Komodinin üstündeki telefonumu almaya gittiğimde orda gördüğüm notu alarak okumaya başladım.

"Ben okuldayken kendine çok dikkat et. Yoongi'nin yanında ne işi olduğunu okuldan döndüğümde konuşacağız."
                                                                                       JAEMİN...

Notu geri bırakıp kendimi yatağa attım.

Ne tuhaftı. Yarım saat öncesinde ne kadar huzurlu uyandığımı düşünüyordum. Şimdi ise daha günün yarısı bile olmamışken ne kadar yorulduğumu.

Gözlerimi açar açmaz Yoongi beni yormuştu. Akşam ise sorguya çekerek Jaemin yoracaktı. Ama bu akşam onunda kaçışı olmayacaktı. Beni nerden tanıdığına dair birşeyler öğrenmenin vakti gelmişti.

Tembelliği bir kenara bırakarak üzerimi değiştirdim ve küçük bir kahvaltı ettim.

Artık işe dönmek istiyordum. Bu yüzden profesörü arayıp yarın temelli olarak işe başlayacağımı söylemiştim.

İşe başlayacaktım ancak kesinlikle kendi evime dönmem gerekiyordu. Burda kıyafetim bile yoktu.

Ancak Jaemin'e haber vermeden  gidemezdim. Telefonum hala kendi evimde olduğu için arayamazdım da.

O geldiğinde beni bırakabilirdi.

Evde boş boş oturmak yerine akşam için bir şeyler hazırlamaya başladım.

İşlerim bittiğinde saat 15:44 olmuştu. 16:00'da Jaemin gelecekti. Yemekleri yiyip çıkardık sanırım. 

Televizyonu açtım ve onu beklemeye başladım. Yaklaşık 20 dakika sonra kapı çalmıştı.

Kalkıp kapıyı açtığımda gelenin Jaemin olduğunu görmüştüm.

Yüzüme büyük bir gülücük yerleştirdim. Asla Yoongi meselesini es geçsin diye yalakalık yapmıyordum.

"Hoşgeldin~"

Bana göz devirerek içeri geçtiğinde ben ağzım 'o' şeklini almış bir şekile orda dikilmiştim.

Şaşkınlığımı üzerimden atarak içeri geçmiştim. O da üzerini değişip geldiğinde direk masaya oturmuştuk.

Yemek boyunca çıtı çıkmamıştı. Sonrasında salona geçmiş ve sonunda konuşmasını sağlamıştım.

"Bari azarla. Böyle susunca sinir bozucu oluyorsun."

Direk bakışlarını bana çevirmiş ve sinirle dudaklarını büzmüştü.

"Yoongi'nin orda ne işi vardı?"

Bir nefes aldım. Güçlü bir nefes.

"Sarhoş olmuş ve gelmişti. Kapıda kalmasına müsaade edemezdim. Ayrıca yanıma ben almadım onu. Kafası gidikken kendi gelmiş."

Tek nefeste konuştuğumda yerime derin bir nefes almış ve ellerini şakaklarına koyarak gözlerini kapatmıştı.

"Iseul sana neden kızdığımı sanıyorsun?"

The Captive • Min Yoongi ✓Where stories live. Discover now