30 ☘

3K 241 252
                                    

Aynı anda hem mutlu olup hem dağılabilir miydi insan?
İşte tam olarak bunu yaşıyordum.

Ben hamileydim. Ben.
Sung Iseul hamileydi.

İnanılmaz geliyordu. Muhteşem birşeydi. Düşününce dünyanın en mutlu insanı oluyordum.

Ancak aması vardı.

Ama:

Bu çocuğun bir babası vardı. Min Yoongi. Bu daha da inanılmaz geliyordu. Ve bunu düşünmek beni strese sokmaktan başka bir halta yaramıyordu.

"Ben kimseye bundan bahsetmedim. Kendin söylemek istersin diye. Veya, hiç söylemezsin diye."

Doğru olanı yapmıştı aslında. Bunu kimsenin bilmesine gerek yoktu. Ama eninde sonunda öğrenilecekti.

Bir yandan da keşke söyleseydi diyorum ama. Beni 'nasıl söyleyeceğim' saçmalığından kurtarmış olsaydı.

"Ne yapacaksın?"

Ne yapacağım?

Bunu ona söyleyecektim, mutlaka. Çünkü ne olursa olsun, bilmeye hakkı vardı.

Elbette ona babalık yapmayacağını biliyordum ama en azından bir çocuğu olacağını bilmeliydi.

Ancak ne zaman söylerim, bilmiyorum.

Önce kendim tam olarak inanmalıyım.

"Jaehwa?"

Benden bir saniye bile ayırmadığı gözlerini kırparak söylememi işaret etti.

"Benim bir bebeğim mi olacak?"

Gülümsedi ve ellerimi okşadı.

"Teyze olacağım."

Kocaman gülümsedim. Hayır, böyle bir dostum olduğu sürece ben asla üzülmeyecektim. Bu andan itibaren bütün olumsuzlukları kafamdan atacak ve sadece bebeğime odaklanacaktım.

Bu olumsuzluklara Yoongi de dahil mi?

Elbette dahil, hatta en başında geliyor.

Peki onu kafandan atabilecek misin?

Attım bile.

Buna inandın mı cidden?

Off!

Birbiriyle çelişen düşüncelerim sanki beynimin içinde yaşayan başka biri daha olduğuna şüphelenmemi sağlıyordu.

Bu yüzden düşünmemeye karar verdim.

"Burdan ne zaman çıkacağım?"

Üzgün olduğunu belli edercesine dudaklarını büzdü.

"Bu gece burdasın canım. Yarın öğleden sonra değerlerine bağlı olarak karar verilecek."

Bir of çektim ve zaten yattığım yatağa kendimi daha çok bastırdım.

"Peki sıkılınca ne yapacağım?"

Kaşlarını havalandırdı. Yüzünde dalga geçer bir ifade vardı.

"Sıkılacağını sanmıyorum."

Kaşlarımı çattım. Bu da ne demek oluyordu?

"Dışarıda senin için endişelenen bir insan var."

Jaemin! Tabi ya elbette endişelenmiştir!

"Tabi çocuğun ödü kopmuştur. Yanıma gelebilir değil mi?"

The Captive • Min Yoongi ✓Donde viven las historias. Descúbrelo ahora