Bölüm 26

2K 156 181
                                    

-Bak sevgilim pasta kekini bu şekilde kestikten sonra üstüne senin yaptığın çikolata sosunu dökeceğiz tamam mı?

Uzun zamanlar sonra mutfağa giren ikili fazla mutluydu, hatta o kadar mutluydu ki kahkahalarına komşuları bile şahit olup imrenmişlerdi.

Jimin tüm ciddiyetiyle yaptığı işi minik sevgilisine öğretmek istiyordu, dün mutfakta pastanın çoğunu halletmişlerdi, bugün sadece süsleme işleri kalmıştı. En azından ikisinin emeği olan minik pastalar hediye etmek istemişlerdi çocuklara.

Ama küçük bir sorun vardı. Yoongi utanarak dile getirmek zorunda kaldı.

-Şey Jimin, ben sanırım çikolata sosunu yedim ve bitti ama hemen tekrar yapabilirim tarifini vermen yeterli.

Jimin önünde duran bu şirinliğe asla karşı gelemiyordu. Dudaklarının kenarında duran çikolata sosuyla konuşan sevgilisi yine hormonlarını alt üst etmişti.

-Sorun değil bebeğim, sanırım oğlumuz çikolataya aşırı düşkün. Dur ben de şöyle tadına bakıyım o kadar güzelmiymiş?

Yoongi tadına bakılacak bir çikolata göremeyince şaşırmıştı ama saniyesine dudaklarına yapışan sevgilisini hissedince dediğini gayet iyi anlamıştı.

-Jimin, dur sevgilim yetimhaneye yetişmemiz gerekiyor, dikkatimi dağıtma benim.

-Ne dikkatinden bahsediyorsun Yoon? Pasta sosu yemen için gerekli olan dikkatin mi?

-Ya! Dalga geçme benimle, bak krem şantimiz var onu sıkarım şimdi pastaların üstüne.

Elinde krem şanti torbasıyla dilini çıkararak pastayı süslemeye çalışan beden Jimin'in kalbine hiç ama hiç iyi gelmemişti.

-Senin canın sürekli çikolata aşeriyor değil mi sevgilim?

-Evet, neden sordun ki hayatım?

Krem şantiden bir parça alıp her yerde gördüğü o klasik hareketi yapmadan duramamıstı Jimin, sevgilisinin burnuna bulaştırmıştı kremayı.

-Ben de sürekli seni aşeriyorum ne olacak bana böyle? Bu kadar süre nasıl ayrı durabilmişim senden minik kedim? Nasıl dayanmış zayıf kalbim yokluğuna? Şu anda bir saniye bile gözlerimi üstünden ayıramıyorum ama bu bile bana yetmiyor, doyumsuzum sana, ruhum ruhuna doyumsuz, bedenim bedenine susamış.

Yoongi bu sözlere dayanamayıp elindekileri bir kenara bıraktı ve kollarını sevgilisinin boynuna doladı. Gözlerini gözlerinin en derinine dikmekten bir gram bile çekinmemişti.

-Ruhum hep yanındaydı sevgilim eğer yanında olmasaydı şimdi bana gelmiş olmazdın, bu şekilde kollarımın arasında olmazdın. Bedenimse emrine her zaman amade.

Jimin boynuna sarılmış narin elleri ve ona bu kadar güzel bakan parlak gözleri görünce dayanamayıp beyaz tenlinin boynuna gömülmüştü.

-Hımm, demek her zaman emrimde olan bu kadar mükemmel bir bedene sahibim ha? Sanırım bir önceki hayatımda dünyayı kurtardım yoksa böyle bir ödülü haketmezdim.

Jimin ona mükemmel iltifatlarını sıralarken Yoongi pek öyle hissetmiyordu. Gittikçe ağırlaşan karnıyla, her gün daha da dolgunlaşan yanaklarıyla ve günden güne şişen ayaklarıyla mükemmel bir bedene sahip olduğunu düşünmüyordu. Hala Jimin'in onu bu kadar arzulamasına şaşırıyordu açıkçası.

-Benim mükemmel bir bedenim yok ki, gittikçe kilo alan, şiştikce şişen bir bedenim var. Özür dilerim sevgilim, senin düşündüğün kadar mükemmel değilim ben.

Kollarının arasında titrek sesiyle konuşan tatlı beden Jimin'i çok şaşırtmıştı. Çünkü Jimin onu her geçen gün daha da fazla arzuluyordu. Yoongi nasıl böyle bir düşünceye kapılabilir diye düşünmeden edemedi.

Pertinax Solitariam || Yoonmin Where stories live. Discover now