Yemek benim konuşmamla sona ermişti. Eve geçip direk yatağıma yattım. Okulların kapanmasına çok az bir zaman kalmıştı derslerim çok kötü değil aslında bu yüzden sınav yaklaşıyor diye streslere girmeyeceğim.
Sabah erken kalkıp kıyafetlerimi giyindim. Mutfaktan birkaç şey atıştırıp yola koyuldum. Şimdi ise kulaklıklarım kulağımda ayaklarıma bakarak adımlıyordum taki bir bedene çarpana kadar. Bakışlarımı çarptığım bedene çevirdim. Gözlerim kocaman olmuştu ama hemen kendimi toparlayıp "özür dilerim" dedim Kıvanç'a.
Gözlerini gözlerimden ayırmadan bana bakmaya devam etti. O bakmaya devam ederken gözlerimi kaçırdım çünkü birisinin bana böyle bakması kızarmama neden oluyordu. Daha fazla orda durmamak için "peki görüşürüz" diyerek odan uzaklaştım.
Derin bir nefes verip adımlarımı hızlandırdım onunla ne zaman karşılaşsam tüylerim diken diken oluyordu. Okul binasının önüne geldiğimde Selinin bana doğru koştuğunu gördüm. O yemekten sonra onunla konuşmamıştım yanıma geldiğinde onu görmemiş gibi yaparak yanından geçtim arkamdan seslenmesini duymayarak sınıfa adımladım.
Sınıfa girdiğimde Selinin yanına değil de boş gördüğüm Merve'nin yanına çantamı koyup "günaydın" hafif bir tebessümle konuştum. Merve bana dönüp "günaydında ne oldu Selin'le küsmüşün" dediği anda Selin sınıfın kapısından içeriye girdi. Bakışlarımı ondan alıp Merve'ye dönerek "hayır sadece biraz kırgınım oturmamda sakınca var mı?".
Gülümseyerek "tabi ki buda sorumu" dedi. Sınıfımda az arkadaşım vardı am hepsi de çok anlayışlı ve iyilerdi. Çantamdan kitaplarımı çıkartacağım sırada Selin başımda dikildi "yaa Hira lütfen küsme bana cidden aklımdan çıkmış hatta ben yemeğe katılmayacaktım dışarı çıkacaktım ama babam zorladı" sıranın yanında dizlerinin önüne çökerek "lütfen affet beni kraliçem" demeye başladı.
Kendimi daha fazla tutamayarak kahkaha attım bizi duyan diğer kişilerde benle beraber gülmeye başlamıştı Selin güldüğümü gördüğünde kollarını boynuma dolayarak bana sarıldı. "ayy teşekkür ederim beni affettiğin için" deli bu kız yaa kollarımı beline sararak "huyum kurusun hemen affediyorum"
Selinle barıştığımız için çantamı alıp sırasının yanına koymuştu. Mert'te ders başlamadan yetişmişti oda Selinle arkamızda oturuyordu. Dersin sonuna geldiğimizde Selin ve Mertle beraber kantine indik. Mert tostlarımızı almaya giderken bizde Selinle boş masalardan birine geçtik.
Selin telefonu ile uğraşırken Mert elindeki tostlarla beraber geldi "kahvelerinizi de şimdi getiriyorum" diyerek uzaklaştı. Selin kafasını telefonundan kaldırıp "Hira Kıvanç'ta gelebilir mi" Kıvanç ismini duymamla o günkü adamın çığlıkları kulaklarıma geldi. "Hira!" Selin'in sesiyle yerimde sıçradım bakışlarımı ona çevirdiğimde "daldın gittin ne oldu?" kafamı iki yana sallayarak "tabi gelebilir" dedim ama gelmesini hiç mi hiç istemiyordum.
Mert elinde kahveyle dönüp masaya oturduğunda "Kıvanç geliyor" dedi Selin Mert kaşlarını çatmış önce bana sonra Seline baktı "Kıvanç?" hatırlamamıştı sanırım "Selin'in sevgilisi" diyerek açıkladım. Anladım dercesine kafa salladı tostlarımızı yemeye başladık.
Kahvemizi yudumlarken Selin ve benim aramızda ki boş sandalye çekildi kahvemi yudumlarken gelen kişiye baktım Kıvanç'tı. Selin hemen kollarını boynuna dolamış "hoş geldin sevgilim" diyerek dudaklarını yanağına yapıştırmıştı. Bu görüntü karşısında suratımı buruşturdum benim bu tavrıma Mert kahkaha atmıştı Selin dudak büzerek "gülün siz gülün" bende ister istemez gülerken Kıvanç hiç buralı değildi boş bakışlarını Mert ve benim üzerimde gezdiriyordu.
Kafamı iki yana sallayarak Seline umutsuz vakaymış gibi baktım ayağa kalkıp Mert'e dönüp "hadi sınıfa gidelim" dedim oda kafa sallamış ayağa kalkmıştı elimi tutarak çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Arkaya dönüp "çok gecikme" diye seslendim Seline, o kafa sallarken Kıvanç çatık kaşlarıyla bize bakıyordu sanırım bizden hoşlanmamıştı aman sanki biz ondan hoşlandık.
YOU ARE READING
KELEPÇE (Devam Ediyor)
ChickLitO onun küçük kızıydı, oda onun korkusuz sert adamıydı. "Ben senin kalbini kelepçelemişim benden gitsen ne olur" **** Dudaklarımdan çıkan derin bir nefes ardından "Neden burdasın" Gecenin karanlığında ay ışığının vurduğu yüzü son derece sert ve kask...